31

40.7K 3K 2.9K
                                    

Selamm

Okunmalar gittikçe azalıyor, anladım ki siz kaostan besleniyorsunuz.

Diğer bölüm final versem ne kadar kızarsınız?
(Güncelleme ; öylesine dedim aq kırk bölümü görür bu fic korkmayın)

Hamile bir kook okuyacağız önce daha yolumuz var bizim

Neyse, bu bölüm full taekook neredeyse. Aynı istediğiniz gibi

Keyifli okumalar.

....

Jungkook üniversite de her zaman çok başarılı bir öğrenci olmuştu.

Yaşadıkları ne kadar kolay olmasa da arkadaşlarının desteğiyle her sorunun üstesinden geliyordu. Düzenli bir hayatı vardı, güven sorunları olduğundan arkadaşları ve jisoo'nun annesi dışında kimseyle muhattap olmasa da oldukça memnundu halinden.

Her zaman ilgilenecek bir şeyler bulurdu. Resimler çizer, müzik dinler, ve bahçesinde ki çiçeklerle ilgilenirdi. On altı yaşında annesinin ona önceden almış olduğu eve geçtiğinde de bu böyle sürdü. Bahçesini anında çiçeklerle doldurdu, her zaman onlarla ilgilendi ve asla suyunu eksik etmedi.

Hatta o kadar fazla çiçek dikti ki pencere kenarlarına bile koydu. Çünkü çiçekler ona arkadaşlarından başka zarar vermeyen tek şeydi ve bu yüzden asla vazgeçmedi onlarla ilgilenmekten. Banka da annesinin yatırdığı yüklü miktarda ki parayı çiçeklere harcadığı kadar kendine bile harcamadı.

Hayat ona çocukken gülmese de, sonrasında güzel bir yaşamı oldu.

Annesinin aldığı ev iki katlı şehre yakın lüks bir evdi, jungkook evde tek başına yaşamak istemediğinden, ve arkadaşlarından da ayrı kalmak istemediğinden onlara beraber yaşama fikrini teklif etmişti. Birbirlerine fazlaca değer veriyorlardı hepsi ve jungkook onlar sayesinde yaşama tutunmuşken ayrı kalmak istememişti.

Nihayetinde hepsi bir eve toplandığında her şey oldukça güzel geçti. Jungkook arkadaşlarıyla ne kadar dışarı çıkıp gezse bile asla derslerinden kopmuyordu ve sürekli çalışıyordu bir meslek edinebilmek için.

Alfalara muhtaç olmak istemiyordu çünkü.

O kadar nefret ediyordu ki onlardan hiç birinin yüzüne bakmıyordu. Kendisine gelen aşk mektuplarını ve hediyeleri paketini bile açmadan çöpe atıyordu çünkü alfalara karşı öyle bir tabu yapmıştı ki kendine bunu yıkmak imkansız gibiydi.

Sadece derslerine odaklamıştı kendini. Birisine muhtaç olma korkusu onu öyle korkutuyordu ki daha sıkı, daha çok çalışıyordu. Hocanın sorduğu her soruya parmak kaldıran biriydi ve
Hepsini de doğru cevaplıyordu.

Ama şu an, şimdiye gelecek olursak jungkook içinde ki sorunun cevabını bulamıyordu.

Taehyung'a dakikalardır sarılıyor vaziyetteydi ve kalbi hızlıca atıyordu. Gözleri kapalıydı, onun huzur veren kokusunu içine çekiyordu bolca ve saçlarında gezinen ellerle kedi gibi mırıldanıyordu. Seviyordu, onunla temas içinde olmayı, bakışmayı, konuşmayı, onunla yaptığı her şeyi seviyordu jungkook.

Ve şu anda içindeki soru ise, bu adamın kendisine neler yaptığıydı.

Çünkü taehyung şu an dakikalardır kendisine koala gibi sarılan omeganın saçlarını şefkatle sevmeye devam ederken diğer yandan onun çiçek kokulu feremonlarını içine çekiyor,onun yüzünde ki tatlı ifadeye bakıyordu.

Jungkook şu an kollarında kendisine sığınıyor vaziyetteyken asla kendini geri çekemeyeceğinin bilincindeydi.

Jungkook ise taehyung geri çekilmedikçe asla ayrılmayacaktı kollarından çünkü şu an olduğu yer o kadar sıcak, güven dolu ve huzur vericiydi ki asla çıkmak istemiyordu oradan.

Yes to heaven~taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin