22

33.3K 1.6K 198
                                    

Bölüm 22:
Lütfen yardım et
---------------------------------------------

Koskoca altı gün... Altı gündür hiç bir haber alamıyorum. Ne karadan ne de Kara kurt timinden...

Elimden gelen tek şey yazmak oluyor bir kaç kere karargaha da uğramıştım fakat bilgi veremediklerini söyleyip göndermişlerdi.

"Güzelim hadi ama biraz canlan!" Diyen Ayline baktım. Kara ne zaman gitse böyle oluyordum ve istemsizce gelişiyordu.

"Hadi çıkıp gezelim biraz izin gününü evde mi geçireceksin?!" Diyen Mert ellerimi tutup yataktan kaldırdı.

"Siz gidin ben Kara'nın evine gideceğim" dediğimde Aylin göz devirmişti

"Ay yeter be valla gına geldi çık şu depresif hâlledinden!" Diye cırladığında yüzümü buruşturmuş ardından da ikisini de iterek odamdan çıkartmıştım

Üzerime kalın bir şeyler giyinip saçlarımı topladım ve neredeyse altı gündür yaptığım gibi Kara'nın evine gitmek için evden çıktım.

Kulaklıklarımı takıp evine doğru giderken arkamda bir hareketlilik hissettim.

Çok da kalabalık olmayan caddede insanların olabileceği gerçeğiyle takmayıp ilerlemye devam ettim.

Çok geçmeden Kara'nın evinin arkasındaki sokağa geldiğimde arkamda bir nefes duyusu hissetmiştim ve sonrası karanlık...

KARA'DAN...

"Komutanım yengeyle düğün ne zaman?" Diyen Ahmetle dudağımın kenarı kıvrılmıştı.

"Bilmiyorum Ahmet en kısa zamanda teklif edeceğim" dediğimde Ahmet gülümseyip kafasını salladı

"Hayırlısı olsun komutanım" dediğinde omzuna vurmuş ayağa kalkmıştım.

Karargahtan çıkıp arabama bindiğimde tek istediğim Balını görmekti.

Evime gidip duş almış ardından da üzerimi değiştirip Balını aramıştım.

Sürpriz yapmak için evine gidecektim fakat Aylin çıktığını söylemişti.

Telefon meşgule atıldığında kaşlarım çatılmıştı. Tekrar aradığımda ise artık çalmıyordu bile.

İçimi dürten huzursuzlukla yatak başlığına sırtımı yasladım.

Siz: Nerdesin?

Mesajım tek tık olduğunda yataktan kalkarak ceketimi aldım ve hemen Balının evine sürdüm arabayı.

Kapıyı bir kaç defa vurduğumda Mert açmıştı. Bu çocuğa da ayrı bir kıl oluyordum.

"Kara? Bir sıkıntı mı var?" Dediğinde kaşlarımı çatmıştım

"Balına ulaşamıyorum" dediğimde kaşları havalanmıştı.

"O üç saat önce senin eve gideceğini söylemiş ve çıkmıştı" dediğinde sinirle dişlerimi sıktım.

"Benim evimde kimse yok Mert! Nasıl olur da hiç arayıp sormazsın koskoca üç saat içerisinde!" Diye âdeta kükrediğimde Aylin kapıya gelmişti.

"Noluyor!" Dediğinde sinirle ona dönmüştüm

"Balın yok Aylin!" Demiştim.

Aylin gözlerini belertip Mert'e dönmüştü.

"Nasıl yok!" Dediğinde Mert,

"Abi geçin bir içeri belki sıkılmış ve dışarı çıkmıştır!" Dediğinde hızlı soluklarka içeriye geçip koltuğa oturmuştum.

BİNBAŞI ÖZÇELİK | 𝑇𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin