Yalanların içinde büyüyen bir beyin ile hayatını ailesine adayan bir ruh, evlilik yaparsa ne olur?
Farklı kültürlerde yetişmiş iki kişilik, evliliğini hangi duygular üzerinde yaşatabilecekti?
Kurtarılamayan bir bebek, nefreti ya aşka dönüştürürse...
Ben bugün çok mutluyumm, çünkü çok güzel mesajlar aldım. Hepinizin göstermiş olduğu ilgiden dolayı teşekkür ederim 🤍
Ben size bir şey sormak istiyorum.
Neden bütün bölümler Mayıs'ın ağzından olduğu zamanlarda 'Mayıs (Akın) Aksoy' dedim de, son iki bölümde sadece 'Mayıs Aksoy' yazdım???
Hepinizden cevap bekliyorum..
Ve hiç yapmak istemediğim o duyuruyu ikinci defa yapıyorum..
Arkadaşlar bakın lütfen ama lütfen yorum yaptığınız zaman, bölüm için NOKTALAMA İŞARETİ+ YENİ BÖLÜM YAZISI+ VE DAHA BİR ÇOK YORUM
Atmayın...
Arkadaşlar ben sizden neden yorum istiyorum, kitap aralarına yaptığınız yorumları okuduğum zaman çok mutlu oluyorum ve bazen gidişatı siz etkileyebiliyorsunuz. Ve kurgu için uğraşım göstermeniz beni bölüm yazmaya itiyor, ama siz ne zaman ki böyle yorumlar yaptığınız zaman üsteki yorumları okuyamıyorum.. ve bazı şeyleri göremiyorum bile.
Lütfen, bakın lütfen o yorumları yapmayın. Ben sınır koyduğum halde siz uğraş gösterdiğiniz gibi bölüm atıyorum zaten, son kez uyarıyorum.
Anlayış göstereceğiniz için, şimdiden teşekkür ederim 🤍
Keyifli okumalar dilerim 🤍
Mayıs Aksoy'dan
23 Eylül 2007
Bugün 7. yaş günümü kutlamak üzere Bolu'dakievimize gelmiştik. Evimiz, Yedigöller'in bulunduğu ormanın içindeydi. Göl ile ev arasında çok mesafe yoktu ki Fırat amcam ile balık tutmaya gidiyorduk. Annem ve babam evde kalmışlardı. Fırat amcam hep beni buraya getirir, balık tutmayı öğretirdi. Her yıl gelirdik fakat bu sene doğum günüm buraya denk gelmişti. Fırat Amcam:
"Ne düşünüyorsun bakalım ufaklık?"
dediğinde kuşları incelemeyi bırakıp elini tuttuğum adamın yüzüne baktım. Bana yandan bakışlarını atıyordu ki "burayı çok sevdiğimi" cevap verdim. Fırat amcam sevindiğini belli eden sesler çıkardığında tuttuğu eli sallamaya başladım. Bugün doğum günümdü fakat kimse hatırlamamıştı. Üzülmüştüm..
Yüzüm düştüğünde Fırat amcamın yandan bakışlarını hissedebiliyordum. Neyse ki balık tutacaktık, öyle değil mi!? En sevdiğim şey balık tutmaktı.
Bana, bunu amcam sevdirmişti..
Babama hala tam alışamadığım için amcam ile geziyordum, her ne kadar o istese de..
Sonunda göle yetişmiştik ki amcam eşyaları kurmaya başladı. Tuttuğum korkuluğa yaslanarak, yüzen küçük balıkları izledim. Yüzüme yerleşen tatlı gülümse, doğaya uyum sağlamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
