~Senem & Barut Karadağlı~

74.1K 3.8K 397
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🌸

Senem ve Barut için özel bölüm beğenirseniz arada yine atarım. 🌿

Bölüm şarkısı= Yavuz Bingöl - Gitti canımın cananı

Kızının ağlama seslerine daha fazla dayanamadı ve elindeki biberon ile koşarak çıktı. Mama sandalyesin de sanki senelerin açı gibi ağlıyordu kızı kocaman gülümsedi ve elindeki biberonu orta sehapaya koydu ve daha geçen hafta  bir yaşına girmiş kızı Ela'yı kucağına almıştı önce tıpkı kendi gibi  sarı saçlarına öpücük kondurmuş daha sonra susması için göğsüne yatırmıştı. Biricik kızı anında susarken ela gözleri pencereye değindi kocası üç ay önce Suriye sınırına görev için gitmişti ve hala haber yoktu. Ne aramış ne de mesaj atmıştı  merak ediyordu ama bir yandan da Kötü birşey olursa, tez duyulurdu demek ki hala iyi diye kendini teselli ediyordu ama içinde öyle bir kurt vardı ki,  Görev giderken kocası ile vedalaşma anlarında ki konuşmaları geldi.

- Gidip'te dönememek var gözümün nuru, kendinizi herşeye hazırlıklı tuttun"

- Barut!" diye cırladı Senem dolan ela gözlerini saklamak için kocasının iri gövdesine sarıldı o barut kokusunu içine çekti.

- Senem, olur da dönemesem sakın hayata küsme olur mu? Kızımız için yeniden ayağa kalk, hatta kendinize yeni bir hayat kurun." demişti Barut zar zor öyle ya ölüm ona nefesi kadar yakındı ve eğer şehit düşerse karısının asla hayata küsmesini istemezdi. Kendisine yeni bir hayat kurmasını isterdi. Senem kocasının kolları arasından çıktı ve o aşık olduğu kehribar gözlere baktı.

- Ölüm bir tek size mi var Barut efendi? Ya ben senden önce ölürsem." dedi ciddi bir tavırla öyle ya kimin önce öleceğini yanlızca  yüce Allah bilirdi.

Nasırlı elleri ile karısının  güzel yüzünü avuçladı ve anlına derin bir öpücük kondurdu.  Senem'in ondan önce ölmesi düşüncesi dahi canını yakıyordu.

- Deme öyle kurbanın olayım, ben sensiz nasıl yaşarım." dedi 

- O zaman böyle saçma sapan konuşma  koca ayı!" dedi ortamda ki duygusal havayı dağıtmak için Senem'in koca ayısı...

Düşüncelerinden sıyrıldı ve orta sehpadan kızının biberonunu aldı ve kızına içirmeye başladı. Bir yandan da gözü hala pencereye bakıyordu. Kocasının sağı sollu belli olmaz belki gelirdi mamasını içen kızına sevgi ile baktı. Zor zamanlarının en büyük destekçisi kızı olmuştu Ay iyi ki doğurmuşum ! dedi içinden ve kızının tombul yanaklarına öpücük kondurdu. Daha sonra aklına gelenle duraksadı Yusuf Mirza, Ela'nın resimlerini bekliyordu.

- Annem dayın bizden resim bekliyor bıcı bıcı yapalım, sonra dayına  güzel güzel resim atalım mı olur mu? Onu evliliğe özendirelim, hemen evlensin bize kardeş yapsın." dedi Yusuf ile aynı yaşta idiler ama Yusuf'un öyle güzel yüreği vardı ki öz ağabeyinden daha çok ağabeylik yapmıştı ona ve  onun hakkını hiç bir zaman ödeyemezdi. Karnı doyan kızı ile  ayağa kalktı ve banyoya gitmeye başladılar oyun oynaya kızını bir güzel yıkadı ve Barut'un aldığı kırmızı elbisesini üzerine giydirdi mis gibi olan kızını bugün resmen öpmeye doyamıyordu. Sanki kızı ile ayrılacakmışta bir daha onu öpmeyecek gibi hissediyordu.

Bol bol resmini çekmişti kızının daha sonra Yusuf Mirza'ya atmış ve altına da tez zamanda evlenmesi için mesaj yazmıştı. Banyodan sonra uyuyan kızının üstünü güzelce örttü ve aşağı inip mutfağı toparlamaya başladı. Bir şeylerle oyalanmalı ve kafasını meşgül eden saçma düşünceleri yok etmesi lazımdı. Bir gözü bebek telsizi'nde diğer gözü de resmen telefonda idi. Kocasını özlemişti... Tam o esnada bahçede kapısının açılma sesi kulaklarına doldu ve koşarak salona çıktı gördüğü sima ile kalbi hızla atmaya başladı. Barut gelmişti! ela gözleri özlemle dolarken koşarak kapıyı yöneldi titreyen elleri ile kapıyı nasıl açtığını bilemedi. Kocasının boynuna atıldı direkt, kokusunu özlemle içine çekerken ağlamaya başlamıştı çoktan, kocası sağ salim gelmişti ya yeterdi ona. İri elleri karısının ince belini sardı ve burnunu boynuna bastırdı.Şu kadının kokusu olmadan üç ay nasıl yaşamıştı?

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin