36

18.5K 1.3K 263
                                    

Hızlı adımlarla sokakta yürümeye devam ettim. Akşam akşam Batı'nın parka gelir misin mesajıyla şuan parka gidiyordum. Teyzeme acil markete gitmem gerek yalanını söyleyerek evden çıkmıştım. Yemin ediyorum cehenneme girme sebebim bu yalanlar olacak.

Parka geldiğimde etraf sessizdi. Batı'yı görmemle hemen yanına gittim. "Batı." Dememle bana döndü. "Bir şey mi oldu?" Diye sordum soluk soluğa. Bana şaşkınlıkla bakarak "hayır, bir şey olmadı, sakin ol." Dedi. "Akşam akşam mesaj atınca bir şey oldu sandım."

Kafasını iki yana salladı. "Hayır bir şey olmadı, nasıl çıkabildin evden?" Diye sordu. Omuzlarımı silkerek "Markete gitmem lazım dedim, umarım inanmıştır." Dedim. "Anladım." Dedi ve aramızda bir sessizlik oluştu. "Aslında yarın gideceğin için seninle konuşmak istedim." Şükür yarabbim.

"Ne konuşacağız?" Diye sordum. Sanırım ne konuşacağımızı tahmin edebiliyordum. "Öncelikle," Dedi ve elindeki karton poşeti bana uzattı. "Bunu almanı istiyorum ama şimdi açma, Ankara'ya gidince aç." Yavaşça elindeki poşeti aldım.  "Bu ne?" Diye sordum. "Hediye." Dedi. "Çok teşekkür ederim ama gerek yoktu-" dememle "kabul et lütfen." Dedi mazlum mazlum. Tamam canım seni mi kıracağım?

"Selin ben seninle şey konuşacaktım." Dedi ve bir elini ensesine attı. "Ney konuşacaktın?" Dedim bilmemezlikten gelerek. Biraz da salak kızı oynayalım. Derin bir nefes aldı ve yüzüme baktı. Sanırım yardımcı olmam gerekiyordu. "Bende seninle bir şey konuşmak istiyorum."

"O zaman önce sen başla." Dedi. Çok güzel, topu bana paslamıştı. Yardım edelim dedik, olay bize döndü. "Estağfurullah canım, önce sen başla." Dedim elimi uzatarak. "Yok valla olmaz, önce sen başla." Dedi aynısını yaparak. "Aa ayıpsın, önce sen başla lütfen." Dedim inkar ederek. "Olmaz öyle şey sen başla." Dedi. "Kurbanın olayım önce sen başla."

Bunu dememle "e ben başlayayım o zaman." Dedi. Pür dikkat onu dinlemeye başladım. "Şimdi şöyle." Dedi ve devam etti. "Ben bu aşk işlerini çok gereksiz bulan biriyim. Yani ne gerek var dimi? İki kişi vıcık vıcık." Demesiyle kaşlarım çatıldı. "Bir kişinin bir kişiye aşık olabileceğine de inanmam. Yani kimsenin birini ölümüne seveceğini, bağlanacağını. Hatta bazen Bade ve Demir'i görünce diyorum, bir insan bir insana nasıl böylesine bağlanabilir aklım almıyor, imkansız geliyor. Hatta çoğu kişinin sadece dış görünüşüne aldanıp sevgili olduklarına inanıyorum." Bunları demesini beklemiyordum. Bu yüzden içimdeki bazı şeyler yavaş yavaş ümidini kaybediyordu.

"Ama bu düşüncelerimin hepsi senden önceydi. Senden önce gerçekten birinin birini gerçek hislerle sevebileceğine inanmıyordum. İnsanların sadece hoşlanmayla ve kendilerini gaza getirmeleriyle aşık oldum dediklerini düşünüyordum ama sanırım öyle değilmiş. Sanırım ben baya zortladım." Dedi ve devam etti "Selin, ben seni seviyorum. İstersen Behlül ol, ben senin Bihter'in olmaya razıyım. Tabi sonumuz benzemesin, orası ayrı."

Ağzım açık bir şekilde ona baktım. Şuan hiçbir tepki veremiyordum.  Bir anda hayallerim suya düşmüşken böyle şeyler demesi beni sudan çıkmış balığa dönüştürmüştü. "Selin?" Dedi bir kolumu hafifçe sarsarak. "Keşke bir anda demeseydim, inme mi indi kıza? Selin." Dedi ve tekrar sarstı.

Bir anda şokun etkisinden çıkarak alık gibi sırıttım ve boynuna atladım. Bir elimle sırtına vurdum "böyle açılınır mı aptal? aklım çıktı!" Güldü ve "Sen konuşabildiğime şükret." Dedi. Kollarımı boynuna daha sıkı sardım.

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra kendimi geri çektim ve yüzüne baktım. "Sanırım  konuşma sırası bende." Dedim ve devam ettim. "Hadi ben salağım kaç haftadır kıvranıyorum, sadece yürümekle kalıyorum, Sen niye erkenden söylemiyorsun bunları?" Böyle konuşacağımı beklememiş olacak ki bir an şoklandı. "Kızım öyle pat diye açılsa mıydım? Hem emin olmak istedim."

not yardımı/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin