46. UÇURUMUN KIYISI

13.7K 752 173
                                    

Sezen Aksu - Zalim

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar.

🫀

Hayat, beklenmedik anlarda gelen sürprizlerle doluydu. Bazen iyi, bazen kötü, bazense seçim yapmak zorunda kaldığın sürprizler. İyiyi seçmek herkesin başarabileceği bir şey değildi. Kimi belki de iyiyi görürdü, bilirdi ama yine de iyiyi seçemezdi.

Kötüyü seçmekse, daha kolay gelirdi. O her daim bir sıfır önde olurdu ve kötülük, kitaplarda ve filmlerde olduğu gibi her daim iyiliğe yenilmezdi. Fakat yenilmeliydi, öyle gerekiyordu.

Eğer iyilik şu an kötülüğü yenmezse, ben sevdiğim iki kişiden birini kaybetmek zorunda kalacaktım.

Birini kaybetmek benim için ölümden beterdi. Diğerini kaybedersem, o biri vicdan azabından ölecekti.

Dakikalardır saç diplerimi koparırcasına çektiğimi yeni yeni fark ediyordum. Beynimde yankılanan yüksek sesli tezahürat sesleri, çığlıklar, ıslıklar ve alkışlar...

"Efnan," dediğini duydum Melis'in fakat gözlerimi ringden ayıramıyordum. "Efnan," dedi yeniden, elini saçlarıma koyup, saçımı çektiğim ellerimi yavaşça indirdi. "Kendine gel."

"İyiyim," dedim ama gözlerim hala ringdeydi. Melis'in elleri üzerimden yavaşça çekilirken saçlarımı geriye ittim. O sırada sunucu yeniden mikrofona sarıldı.

"Bu dövüşte ikinizden birisi ölecek beyler, ne hissediyorsunuz?"

Demir ve Atakan'a bakarak sorduğu soru, benim içimi titretmişti. Demir'in inip kalkan adem elması, yutkunduğunu gösteriyordu. Atakan'ın nefes alışverişleri göründüğü üzere hiç normal değildi. İkisinin de gözlerinde ilk defa birbirlerine bakarken gördüğüm bir duygu vardı; korku.

"Melis," diye fısıldadım, yanımda dikilen Melis'e. Onun da ne Atakan'dan, ne Demir'den farkı yoktu. Yüzündeki şaşkınlık gözle görülür derecedeydi. Bakışlarındaki korku, sanki bana kendi gözlerimi görüyormuşum hissi veriyordu.

"Sakin ol," dedi, ama sözlerinin aksine hiç de sakin görünmüyordu.

Demir'e döndüğümde, endişeyle Atakan'a bakmaya devam ettiğini gördüm. "Bu karşılaşmayı reddediyorum!" diye bağırdı. Atakan'sa put gibi yalnızca karşısında dikiliyordu.

"Anlaşmayı imzalarken okumadın mı?" dedi, locadan Kenan'ın neşeli sesi. "Karşılaşma asla reddedilemez."

"Reddediyorum!" dedi Demir yeniden. Bakışları Kenan'ın üzerindeydi. Eğer Kenan dediğini yapmazsa, üzerine atlayacak gibi duruyordu.

Kenan güldü locadan. "Bunun cezası büyüktür," derken, bakışlarıyla iki adama işaret vermişti. "Cezayı ödemeyi kabul ediyorsan, reddet."

"Şerefsiz!" diye bağırdı Atakan, locaya doğru. Yüzündeki öfke ve nefret beni bile korkutmuştu. "Reddetme," dedi, Demir'e dönerken. "Bu piçe istediğini verme!"

Demir arada kalmış gibi bakıyordu Atakan'ın yüzüne. Eğer Kenan'ın dediğini yapıp cezayı kabul ederse; ki cezanın ne olduğu bile belli değildi, Kenan bu savaşı kazanmış olacaktı. Kötülük iyiliği yenmiş olacaktı. Benim tanıdığım Demir bunu asla kabul etmezdi. Öyle de olmuştu. Konuşmayı es geçip ellerini yumruk haline getirdiğinde Melis "Hayır," diyerek kolumu tuttu. "Efnan! Efnan bir şeyler yap! Birbirini öldürecekler."

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin