3.7

10.2K 391 96
                                    

İyi Okumalar 🖤

..

" Neye daldın öyle bakayım,"

Kolunu belime atıp boşta ki eliyle sandalyemi altından tutup kendine çektiğinde zar zor gözlerimi güneşin vurduğu parıl parıl denizden ayırdım ve gülümseyerek ona döndüm.

" Hiç bir şeye." Omuz silkmeme karşı hareketlenen açıkta ki omzuma dudaklarını bastırdı.

" Ben burdayım kızım bana dal sen,"

başımı sallayıp omzuna yasladım başımı ve gözlerimi kapattım.

Birbirimizden gizlimiz saklımız olmayacağına dair uzun soluklu bir konuşma yapmıştık bir süre önce.

Ama ben Ona Talhayla ilgili gerçeği söylememiştim o an.

Söyleyememiştim ya da. O anımızı bozmaya kıyamamıştım.

Öğrense nasıl karşılardı bilemiyorum.

Ama ondan daha fazla saklamak da istemiyordum asla. O olduğu gibi kendini bana açmışken, olmazdı benim böyle yapmam. Sıkı bir nefes alıp başımı göğsünden kaldırdım.

" Barış.." Sesimde ki tedirgin ton onun da dikkatini çekmiş olacak ki Gözlerini yeşillerime sabitledi.

" Nazlı'm?" gülümsedim.

" Hani, dedik ya birbirimizden gizlimiz olmayacak diye. " Başını salladı yavaşça. Belimde ki sağ elinin baş parmağı belimi okşuyordu bir yandan.

" Benim sana söylemem gereken bir şey var."

Gözlerimi yüzünde gezdirdim.

Neden bu kadar gerildiğimi bende bilmiyorum. Neden daha önce söylemediğimi de.

Yani, çok zor değildi. Sonuçta çocuktum. Ama, engel olan bir şeyler vardı işte ne bileyim.

" Söyle bakalım,"

Gözlerimi gözlerinden kaçırıp etrafta gezdirdim. Bize bakan insanlar elbette vardı. Benim umrumda olmasa bile Barışı zor durumda bırakacak bir şey olmasını istemediğim için sustum. Ne tepki vereceği net olmadığı için insan için de kalmak istememiştim.

" Burada konuşmayalım ama, Ben bir ellerimi yıkayayım, sonra kalkalım olur mu? "

Diğer sandalye de uslu uslu mamasını yiyen ve değişik bakışlarla etrafı izleyen Pabloya da kısa bir bakış atıp ayaklandım.

Barış bu halimden bir şeyler çıkarmaya başlamıştı bile.

Üstümdeki elbisenin eteklerini düzeltip sandalyeden kalkarken kenarda ki çantamdan cüzdanımı aldım.

" Sen cuzdanla mı ellerini yıkıyorsun aşkım?" Başımı salladım yavaşça. Gitmeme izin vermeden bileğimden tutup geriye çekti biraz.

" Aynı numarayı bir daha yemem. Elini yıka gel."

Cüzdanımı elimden çekip çantama geri attı.

Hoşlanmıyordum birine hesap ödetmekten.

" Ama Barış-" bileğimin iç tarafına ufak bir öpücük bırakıp ileriye doğru ittirdi.

" Hadi hadi," Oflayarak kenarda ki telefonumu aldım ve onun Pabloyla ilgilenmek için karşı sandalyeye geçişini fırsat bilip kasaya yürüdüm.

Değişik | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin