Değişik | Barış Alper Yılmaz

3.9

İyi Okumalar 🖤

..

Avuçlarımı artık hissetmeye eğim kadar soğuk olan buz torbasını sertçe Kaşına bastırmaya devam ettim.

" Bastırmasana," Omuz silktim.

" Az bile sana. Dua et ben de geçirmiyorum bir tane."

Sinirli sesim ise yaramış olacak ki susup beklemeye devam etti. Hiç bir şey yokken Maçta saçma sapan Adama sataşmıştı.

Gerçekten ortada hiç bişey yoktu.

Gerginliği orda ayirsalar da adam sonradan Topu almak için ayağına kaymış, dengesini sağlayamayan barışta hazır düşmüşken bir tane vurayım demiş. Adama vurmaya çalışırken adam Bunun yüzüne doğru vurmuş.

Sonuç itibariyle Kaşı yarılmış, gözü morarmış Barışı şuan önümde buz tedavisi yiyordu.

" Hayır ben anlamıyorum ki, adama neye dikleniyorsun sen? "

" Adam olsaydı o da. "

" Barış kaşın gözün yarılmış durumda olan sensin farkındasın dimi?"

" Sen bir de onu gör."

" Valla gördüm, Adamın hiç biseyi yoktu."

" Sen öyle san. Derbi de oynayamayacak kart gördüğü için. Kudurup duracak."

Buzu elimden alıp kendisi bastırmaya devam etti.

" Tamam ben hallederim kalanını git sende geç oldu artık. Sabah Okulun var."

Omuz silkip oturduğum yerden kalktım ve masaya dizdiğim kremleri elime aldım.

" Çek buzu da şunları süreyim." Buzu kaşından çektiğinde istemsizce yüzüm buruştu. Çok derin değildi ama canım acıyordu benim de.

İşaret parmağıma biraz krem alıp göz altında ki morluğu dağıttım.

" Acıyor mu?" Başını olumsuzca salladı.

Yüzümde ki gülümsemeyle sürmeye devam ettim.

" Yalancı,"

Hırkamın ucunu avuç içinde toplamış sıkıyordu.

" Sabah hastaneye gidelim ne olur ne olmaz tamam mı? "

" Baktılar maç esnasında zaten. Bir şey olsa hallederlerdi."

Hala göz altına krem sürerken gözlerini çekmiyordu asla yüzümden. Sessiz kalmıştık ikimiz de. Bir süre öyle yüzüne krem sürmekle geçerken derin bir nefes aldı ve odanın içine doldu çok sevdiğim sesi.

" Özür dilerim."

" Durduk yere dayak yediğin için mi?"

" Dayak yemedim. Onun için değil tabi ki. Geçen gün. Fazla abarttım. Haddini aştım farkındayım. Özür dilerim."

" Önemli değil."

İşim bitince geri çekilip yüzüne nakmaya devam ettim. Her yerine sürmüştüm sanırım. Ellerimi yıkamak için gidecekken alnında ki küçük yara da dikkatimi çekti ve oraya krem sürmek için yaklaştım bu defa.

" Çiçeğim, özür dilerim."

Başımı salladım gülümserken.

" Tamam artık geçti gitti. Takılma. Bende özür dilerim. Öyle çıkışmak istemezdim. Sadece çok sinirlendirdi cümlelerin."

Başını salladı yavaşça.

" Bir daha bu şekilde bir tartisma yaşamak istemiyorum ben."

" Yok yok, olmaz zaten. Ama.. Hala aynı fikirdeyim. En azından Talha konusunda. "

Sıkı bir nefes alıp geri çekildim.

" Sonra konuşuruz bunu. Yüzünü yastığa sürme dikkat et. İniyorum bende, sabah erkenden gelirim yine."

" Gitmesene, yani sende istersen tabi. Beraber uyuyalım. Ben yüzümü bulaştırmadan duramam yastığa beceremem."

Sırıtarak saçlarımı düzelttim.

" Hani ben beceriksizdim?"

Başını salladı.

" Öylesin hala. Ama bana da bulaştı işte artık zamanla."

" Ee üzüm üzüme baka baka,"

Güldü ve başını olumsuzca salladı.

" Seven sevdiğine canım o, yanlışın var." Eski bir konusmamizi hatırlarken gözlerimi kıstım yavaşça.

" Bu konuşma bana çok tanıdık?"

Kaşları çatıldı.

" Ne?"

" Berkanla yazışmıştım. Yani sen öyle söylemiştin. Yalan mıydı?"

" Yok valla. Bilmiyorum ne konuştunuz silmişti salak. Beni görünce telefonla kendini banyoya kilitlemişti. Sana sordum sen de söylemedin. Bunu mu konuştunuz?"

" Evet,"

" Gerizekalı." Gülerek ellerimi yıkamak yerine kenarda duran ıslak mendille temizledim.

" Kalacak mısın?"

Başımı olumsuzca salladım.

" Hayır. Sen uyu rahat rahat. Sabah erkenden geleceğim zaten."

Dudakları bükülse de başını salladı.

Yavaşça yanına adımlayıp saçları arasına bir öpücük bırakırken fısıltım saçları arasına karışıp kaybolmuştu.

" İyi uykular,"

..

Biraz kısa bir bölüm.
Yazabildiğim halükarda paylaşıyorum zaten hemen. Az çok atayım dedim işte.

Kendinize iyi bakın🤍