Keratin32

17.3K 347 97
                                    

Boğaz ağrısı ile birlikte uyandım. Elimi boğazıma getirerek yavaşca doğruldum. Balkon kapısını açık unutmuştum. Bu soğukta camı açık unutursam tabi hasta olurdum.

Dün yine duş almadan yorgunluktan uyuyakalmıştım. Önceleri gece kulübüne ya da benzeri yerlere gittiğimde gelir gelmez duş alırdım. Saçlarıma sinen o sigara ile karışık kokuya dayanamazdım. Keratin ile birlikte o pis kokuya da alışmıştım.

Biraz gevşemek adına sıcak bir duş aldım. Bu sefer saçlarımı düşünemeyecektim. Sonrasında ise hızlıca kurulanıp mutfağa gittim.

Mutfak bomboştu. Yiyecek pek bir şeyim yoktu. İştahım olsa dışardan söylerdim ama midemin yemek kaldıracak hali yoktu. Sıcak bir şey içmek adına türk kahvesi makinesini çalıştırdım. Yanına da likörlü bir tane çikolata koymuştum.

Kahveyi salondaki sehpaya bırakıp,yatağımdaki yorganı almaya gittim. Pelerin gidi etrafıma dolamıştım. Nevresimim de koyu renk olduğundan evde Severus Snape gibi geziyordum.

Koltukta rahat bir pozisyon bulana kadar biraz kımıldandım ardından da telefonuma baktım. Deniz'den gelen bir cevapsız çağrı vardı. Mesaj da atmıştı.

Deniz: Aradım ama müsait değildin muhtemelen. Ben birkaç gün yokum,şehir dışında işlerim var. Haberin olsun istedim.

Deniz beni sabah aramış ama ben hasta olduğumdan anca öğlen kalkabilmiştim.

Cansel: Üşütmüşüm galiba,ondan geç kalktım. Haber verdiğin için sağ ol. Kendine iyi bak.

Saniyesinde cevap geldi.

Deniz: Orada olsam bakardım sana. Sıcak bir şeyler iç. Yemek yememezlik yapma. Bu arada inşaatı dağın tepesine yaptığımızdan telefonlar pek çekmiyor.

Cansel: Dağ başında ayılar yemesin seni dikkat et

Üstüne bir şey yazmadım. Zaten o da yazmamıştı. Haber veriyor olması da güzel bir incelikti. İnşaat işinde olduğunu bilmiyordum. Babası ile çalıştığını söylemişti ama sektörü sormamıştım.

Kahvemi ve çikolatamı yerken izlicek bir şeyler arıyordum. Artık izleyecek bir şey de bulamıyordum. Bir videodan öbürüne geçiyorumdum. Hiçbirini sevememiştim. En sonunda izleyecek bir şey bulamayıp en mantıklı seçeneğe geçtim. Tavanı izlemek.

Dün yaşadıklarımı tekrardan düşünüyordum. Bir çözüm yolu bulmazsam Mert'in dediği gibi babası beni bulacaktı. Telefonum çaldı. Kayıtlı olmayan bir numaraydı.

"Efendim"sesim boğazım ağrıdığından oldukça kısık çıkmıştı.

"Cansel diye aramıştım,erkek çıktı. Bak şu işe,napalım biz de seninle konuşuruz  bilader." Sona doğru gülmüştü.

Ses tanıdıktı. Mert arıyordu. Az önce ondan bahsetmiştim tam iti an çomağı hazırla durumuydu.

"Ne söyleyeceksen söyle,hastayım." Onunla uğraşacak enerjim yoktu.

"Ben düşündün mü diye soracaktım ama anlaşılan düşünmemişsin."  Cevap vericektim ama birden öksürmeye başladım. Minik bir öksürük krizi atlattıktan sonra anca cevap verebildim.

"Düşününce ararım." Telefonu yüzüne kapattım. Onun yüzünden kendimi konuşmaya zorlamış boğazımı daha çok tahriş etmiştim.Mert'e her geçen dakika daha da sinir oluyordum.

Telefondan yapacak hiçbir şeyim olmadığı için oyun oynuyordum. Poker oyununa bu aralar çok sardığımdan yaklaşık bir saat kesintisiz oynamıştım. Normalde yüzyüze insanlar ile oynamak daha keyifli olurdu ama oynayacak kişi de bulmak lazımdı.

KERATİN  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin