4.1

35K 2.2K 237
                                    

"Abim, abicim. Bak seni çok seviyorum. Ama böyle olmaz ki!" Ciddi ciddi işten çıkmadan yarım saat önce gelmiş ve çıkmamı beklemişti. Üstüne basa basa Pars gelecek desem de dinlemiyordu...

"Yok gezmemiz lazım." Sabır!

"Abi delirdin iyice!"

"Ne var kızım. Sen bile evliliğe emin adımlarla gidiyorsun. Lan ben abinim tık yok!"

"Otuz bir yaşını beklemeseydin sende." Diye mırıldandım.

"Sen bana yaşlı mı diyorsun? Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi de anam vermedi." Durdum. Keşke olsaydı da vermeseydi...

"Seni benden başka doktor almaz yakışıklım. Vermem seni ellere." Burun kıvırdı. Ve hâlâ kolumu çekiyor!

Karşıdan gelen Pars'ı görünce yardım bakışları attım. Hastane bahçesinde düştüğüm hâle bak.

"Merhaba!" Dedi Pars. Help me Pars. Help me.

"Pars. Üzgünüm ama bugün konuşma işiniz no. Ben ve my sister ım gezeceğiz." Pars kaşlarını çattı. Sonra da zorla tutulduğu bariz olan bana baktı. Gülerek konuşmaya başladı birkaç saniye sonra.

"Zorla tutuluyorsan göz kırp." Hızla kırpıştırmaya başladım gözlerimi. Pars kahkaha atmaya başladı.

"Polisim oğlum ben! Tutukluyorum belki! Belki suç işledi. Bizde torpil yok. Go to do nezaret." Allah'ım!

"İngilizcen gözlerimi yaşartıyor abi."

"Thank you baby!" Akıllar dağılırken uyuyordu bu vallaha.

"Bade?"

"Ya Pars kusura bakma. İnadı tutunca döndürene aşk olsun." Dedim abime dönüp sitemle.

"Şşşt canım kardeşim. Hadi gelin bulacağız daha!" Abim tam hareketlenmişti ki arkamızdan bir ses geldi. Kafamızı hastanenin acil kapısına çevirdik. Gördüğüm şeyle gözlerim kocaman oldu.

"Beyfendi kendinize gelin ne yapıyorsunuz?!" Diyen kişiye baktım. Adamın biri genç bir kadının kolunu tutmuş çekiştiriyordu. Ona laf anlatmaya çalışan ise Turgut hocanın eşi Nur hanımdı.

"Abi." Dedim hemen. "Gidelim." Üçümüz de yanlarına yöneldik hemen.

"Sen dur teyze! İşim seninle değil." Nur hanım sinirlenmişti. Adamın tuttuğu kadın kendini kurtarmaya çalışıyordu. Onu daha önce görmemiştim burada.

"Ne demek dur?! Kızım o benim kızım! Ne biçim bir şey bu?! Zorbalık, şiddet! Bırak hemen kızımı şikayet edeceğim seni!" İnsanlar müdahale etmeye çalışıyordu. Bazısı korkuyordu. Bazısına ise birkaç adam engel oluyordu.

"Ben zorbalık yapıyorum öyle mi? Bu kız da bize engel oluyor! Babamı getirdik bekliyoruz burada kaç saattir. Bir türlü bitmemiş bu kadar adam kaldık burada. Gelmiş bana 'zorluk çıkarmayın, sıraya geçin' zırvalıyor. " dayanamayıp konuştum.

"Beyefendi kendinize gelin! Hastane burası. Tabiki sıraya gireceksiniz." Kadının kolunu bırakmamıştı hâlâ Pars ve abim müdahele etmeye çalışıyordu. Ama adam çok kötü bakıyordu. Zarar verirse ya? "Hemen bırakın kadını!" Diye bağırdım. "Sadece sizin babanız hasta değil. Kış ayındayız, salgın var. Görmüyor musunuz hastaneler hep tıklım tıklım.  Herkes sizin gibi yapsa kime yardım edebiliriz!" Nefretle bana baktı ve kadını kendine daha çok çekti.

"Banane ulan! Saatlerdir bekliyorum. Alt tarafı bir film çekecekler, test yapacaklar. Adam yaşlı. Kaldık acil köşelerinde."

"Babanıza serum da verdik! Bu kadar uzun sürmesinin sebebi bu. Serum bitmeden nasıl gidebilirdiniz? Serumdan sonra tekrar test istemiş doktorunuz. Ortalığı karıştırıyorsunuz." Dedi hemşirelerden biri. Adam sinirle tuttuğu kadını ittirdi ve hemşireye yöneldi. Abim düşmek üzere olan kadını tutarken Pars da adamı arkadan yakaladı. Abimden aldığı kelepçeyi tersten taktı ve sertçe tuttu. Güvenlik abi de adamlardan birini tuttu hemen. Abim de diğer adamı tutunca ortalık biraz olsun duruldu.

Badem ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin