❉ Yabani| Bölüm 50 (Part II) ❉

33.7K 1.7K 144
                                    

Ruhlar bir yerlerde varlığını katlederken aslında, ruhumun bir yerlerde öldüğünü hissediyordum.

Acı artık bedenimde, fiziksel bir ağrı oluşturmuştu. Ellerimin altından kayıp düştü Karan.

Karan'ın yere düşmesi ile çığlığı bastırırken, ağzımdan bir çığlık kaçtı.

Her yer darmadumandı. Sanki, bedenimde ki algı yönetimi kaybolmuş da, bir yerlere sığınmaktan aciz olduğumu hissediyordum.

Önüne eğildim Karan'ın. Sırtımı silahların olduğu yere çevirdiğimde ise Gürkan'ın elindeki silahı bana çevirdiğini görmüştüm.

Gürkan'ın yüzündeki o soğuk öfkeyi gördüm. Sanki az önce bana güven veren o değilmiş gibi.

Yüzümdeki korkuyu görünce yüzünde birkaç saniye de olsa pişmanlık kırıntısı gördüm.

Ama gerisi ise büyük bir uğultuydu.

Acı ilmek ilmek ruhumu delip deşerken aslında, hemen yanına düştü bedenim.

Beynim uğulduyor, içimde garip bir savaş baş gösteriyordu.

Hemen yanımda, Karan'ın kanlı bedenini görmem ile ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

"Bazen evler dört duvar olmaz Karan Aşiti, benim evim sen oldun. Beni evsiz bırakma yabani adam.."

Ruhum acı dolu bir haykırış ile bunu söylerken, kıpırdamadan yatan adamın elime tutunduğunu gördüm.

"Bazen evler dört duvar olmaz deniz gözlü kız, sen de benim sıvasız evimin en güzel tablosu oldun..."

Silah seslerinin gürültülü sesine rağmen duyabilmiştim sesini.

Gülümsedim. Bugün biz buradan sağ çıkabilecek miydik bilmiyorum. Ama umarım çıkardık.

Ruhum can çekiyordu. Bedenimdeki sızı varlığını kuvvetli bir şekilde hissettirmişti şimdi.

Can çekiyordum. Karan'ın elini tutarken, önümüze düşen gölgeler ve sesler ile afalladım.

Baktığımda ise Zafer amca ve başka bir rütbeden olan adam görmüştüm.

Zafer amcayı, az önce Karan'ı duymama rağmen, duyamamıştım. Silah sesleri yükselmişti sanırım. Dudaklarımdan acı dolu bir inleme kaçarken, Zafer amca ve diğer adam beni belimden sarmaladı.

Diğeri de Karan'a yaklaşmıştı. Yüzünün acı ile kasıldığını görmüştüm. O an acımı unutmuştum sanki. Onun acısı benim acımı geride bırakmıştı. 

''Zafer amca, ona bir şey olmasın.''

Ağzımdan ağlamaklı bir ses çıkarken Zafer amca ağlamaklı bir ifade ile baktı bana.

"İkinize de bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Yemin ederim. Yemin olsun kii..."

Savaş muharebesi gibi ateşin  başladığı yerden yavaşça sivil araca bindirildik.

Hemen yanıma Zafer amca otururken, kucağıma çekilmişti Karan'ın bedeni.

Gözleri yarı kapalı, sayıklama ile karışık inleme dökülüyordu dudaklarından.

O manzarayı izlemek ölüm gibiydi. Onu kaybedeceğimi düşünmek ölüm gibiydi.

"Sana bir şey olmasın Karan!"

Canımın yanması ile, cümlemin sonunda inlemiştim.

"Canın çok acıyor mu?"

YABANİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin