~34~

16.4K 1.2K 591
                                    


İyi okumalar!
.
.
.

"Beğendin mi melek kızım?"

Gülümsedim dedeme bakmadan. Başımı salladım ritmik şekilde.

Bir kaç günümüz sessiz sedasız evin içinde gećmişti. Bundan bunalmış olan dedem sadece beni alıp evden çıkmıştı.

Bir süre beraber çarşıdaki esnafı gezmiş sohbet etmiştik. Herkes fazla cana yakındı.

Dedem her gördüğüne beni gururla tanıtıyor ve utanmama sebep oluyordu tabi.

Şimdi ise bir antikacıdaydık. Yani ne denir tam bilmiyordum ama dükkan ince ince işlenmiş bir sürü ilginç eşya ile doluydu.

Her objenin de türünün tek örneği olduğunu anlamıştım belliydi özenle yapıldıkları.

Dedem elini gözlerimi gezdirdiğim cep aynasına uzattı.

Kapaklı minimal bir aynaydı. Dışı gümüş rengindeydi ama asıl ilgimi çeken işlemeleriydi.

Gümüş zeminin üzerindeki kıvrak,birbirini tamamlayan göz cisimlerine benzeyen süslemeler kapağın ortasında duran dolunay işlemesine doğru ćekiliyormuş gibi duruyordu.

Dedem gülümsedi.
"İnce zevklisin değil mi?" Kendi kendine konuşuyor gibiydi.

"Güçlü gözükmeye çalışsanda en ufak bir meltemde bile yıkilacak kadar naifsin." Gözlerini bana çevirdi.

Elini sarı saçlarıma atıp okşadı.
"Eskiden aynalar çok fedakar insanlara verilirmiş."

Anlamazca baktım ona. Nasıl yani?

Aynaya bakıp tebessüm etti.
"Aynaya baktıkça kendisinin de bir hayata sahip olduklarını hatırlamaları için. Sonuçta fazla fedakarlık intihar değil midir?"

Gözlerimi aynaya çevirdim. Dedemin yansıması vardı."Galiba öyle."

Derin bir nefes aldı."Bizi kırmamak için çabalıyorsun Aden. Bana kalsa seni haftalar önceden getirtir tanıştırırdım insanlarla. Ama bunlar torununu özleyen bir dedenin sözleri tabi..."

Aynayı yerine koymadan raflar arasında yürümeye başladı. Sessizce ardından adımladım. Dükkanda sadece onun bastonunun sesi ve duvardaki kuşlu saatin çalışma sesi vardı.

"... gerçeğe dönecek olursak. Bizim için kendini zorluyorsun. Bunların sana ağır geldiğinin farkındayım, farkındayız. "

Durdu. Bana döndü. Elimi tuttu ve avcumu açtı.

"Sen, sen ol benim melek kızım. Bu kadar fedakar olma."

Aynayı avcuma koyarken konuştu.
"Buna her baktığında hayatının başrolu oldugunu hatırla. Deden Cihan Aktan'ın vasiyeti olsun sana. Daima önce kendini düşün melek kızım."

(...)

"Nasıl biliyorsun bu kadar şeyi?" Dedim şaşkınca. Diğer yandan da dürümümün kağıdıni acıyordum.

Dedem içeceğinden bir yudum aldı.
"Yaşlı olduğumuza bakma sen. Bizim de kendimize göre bir şeklimiz var."

Güldüm seslice. Saatler nasıl geçmişti bilmiyordum bile. Şimdi bir restorantta oturmuş beraber dürüm yiyorduk.

Ve dedem...

O kadar geniş bir bilgi haznesi vardı ki. Şok olmuştum. Çok bilgiliydi.

"Şimdi sana herhangi bir şey söylesem onun hakkında tarihi bir şeyi anlatabilor misin?" Dedim hayranlıkla.

Kibirle gülimsedi."yolla gelsin melek kızım."

Gözlerimk restorantta gezdirdim. Herhangi bir devlet ya da isim söylesem zaten illaki bir bilgi verirdi.

Trajikomik ; AdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin