52. NUR & CENGİZ

15.3K 607 153
                                    

NUR ERDEM

"Ne rüyası be, kabus kabus!" Çantamı da alıp masadan uzaklaşmak için ilerlemeye başlamıştım fakat o an Cengiz olacak ayı sertçe kolumu kavramıştı. Öfkeyle ona döndüğüm sıra çalan dans müziği beni şaşkınlığa uğratırken, o birden elimdeki çantayı alıp masaya koydu. Gözleri gözlerimi bulurken kolumdan tuttuğu gibi piste çektiğinde gözlerim kocaman açılmıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"

"Dans edeceğiz," derken, sesi çok netti.

Kaşlarımı çattım. "Seninle dans edeceğimi de nereden çıkardın!"

Elini belime koyarken birden beni kendine çekti. "Edeceksin." Yüzü yüzüme oldukça yakın olduğu için nefes almak saçma bir şekilde zorlaşıyordu. Yüzünü geriye doğru çekti. "Etmelisin."

Boğazımı temizleyerek kendimi toparlamaya çalıştım. "Sadece kibar bir hanımefendi olduğum için seninle dans edeceğim." Kaşları havalanırken bir elimi kaslı omzuna koydum. Diğer elimi eliyle sıkıca tutuyordu. Onun bedeninin yanında ben çocuğu gibi dursam da, buna aldırış etmedim.

Sağa doğru kaydı. "Nur Erdem." Bakışlarımı kaldırıp gözlerine baktığımda hafiften gülümsediğini fark ettim. "Kaç yaşındasın sen? 13 mü?"

Alaylı sesi sinirlerimi bozduğunda, gözlerimi kıstım. "23 yaşındayım ayıcık."

Güldü. Güldüğünde yanağında oluşan gamzesi dikkat çekiciydi. "Yani çocuksun?"

"Sen çok mu büyüksün?" derken, omzunu sıktım.

Başını salladı. "29 yaşındayım."

"Sana abi mi demeliyim?"

Başını iki yana salladı. "İstediğin gibi takılabilirsin."

Yaş farkına takılmayan birisi olması nedensizce hoşuma gitmişti. Güldüm. "Anlaştık o halde, ayıcık."

Belimdeki elini yavaşça aşağı yukarı hareket ettirdi. "Anlaştık kedicik." İçimde tuhaf bir his oluşurken kaşlarımı çattım.

"Kedicik?"

Başını salladı. "Kedicik."

Tam o sırada kesilen müzikle birlikte elimi omzundan çektim. Cengiz de elini belimden çekmişti. "İyi danstı ayıcık!" dediğimde güldü. Gülüşü nedensizce dikkatimi bozuyordu. Nefes almak adına terasa doğru ilerlemeye başladım. Dışarıya çıkıp, ellerimi trabzanlara yerleştirip derin bir nefes aldım.

"Dans sizi yormuş olmalı?" Duyduğum ses ürkütmüştü beni. Hızlıca arkama döndüğümde, takım elbiseli bir adamın elindeki iki içkiyle yanıma geldiğini gördüm.

"Yordu."

İçkinin birini bana uzattı. "Yorgunluğunuzu alır."

Tam içkiye uzanmıştım ki başka bir el tarafından çekildi. "Sen de yorgun musun birader?" Cengiz aldığı kadehi kafasına dikip gülümsediğinde karşımdaki adam, sanırsam korkuyla yutkundu. Cengiz gibi biri bana bu şekilde baksa ben arkama bile bakmadan kaçardım.

"Yok," dedi adam, kısık bir sesle.

Cengiz bitirdiği kadehi adamın eline tutuşturdu. "O halde uza hadi."

Hışımla ona çevirdim bedenimi. "Sana ne oluyor ya!" O sırada adam da hızlı adımlarla terası terk etmişti.

Terasa sırtını yaslayıp bana döndü. "Adam sana yürüyordu."

"Yürüseydi?" derken, gözlerimi kıstım. "Seni ne ilgilendiriyor? Belki ben de istiyorum yürümesini?"

Gözlerine anlamsız bir öfke yerleşirken doğruldu. "Sen böyle bir kadın mısın?"

Ne ima ettiğini anlamamıştım. "Nasıl bir kadın?" diye sordum, kaşlarım havalanırken.

Yüzüme doğru eğildi. "Her erkeğe yürüyen bir kadın."

Benimle nasıl bu şekilde konuşabilirdi? Suratına şiddetli bir tokat geçirip geriye doğru adımladım. Başı geriye doğru savrulurken işaret parmağımı yüzüne doğru kaldırdım. "Bir daha sakın haddini aşma!" Cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp içeriye girdim. Masada Efnan ve Demir duruyordu. Demir'in eli Efnan'ın belini sarmış, aşk dolu bakışları onun üzerindeydi. İkisi cidden fazlasıyla yakışıyordu.

Yanlarına doğru adımlayıp karşılarına geçtim. O sırada Demir, Efnan'ın kulağına bir şeyler fısıldadı. Efnan da ona bir şeyler söylüyordu ama yüksek müzik yüzünden duyulmuyordu.

"Sen gittiğimizi söylersin Melis'e?" dedi Efnan bana doğru.

"Olur," dedim, gözlerim etrafta gezinirken. İkisi kalktığında Demir Efnan'ın elini tutmuştu. Çıkışa doğru yürüdükleri sırada, ne zaman geldiğini görmediğim Cengiz tam karşıma oturmuştu.

Gözlerini kapatıp sıkıntılı bir nefes verirken "Özür dilerim," dedi. Şaşkınlıkla kaşlarım havalanırken, o gözlerini açtı. "Öyle konuşmam yanlıştı kedicik, özür dilerim."

Gülümsedim. Bu koca ayıcığın benden özür dilemesi gerçekten fazlasıyla hoşuma gidiyordu. "Affedildin," derken, saçlarımı geriye ittim. "Bundan sonra uslu bir ayıcık olacaksın tamam mı?"

O da güldüğünde yanağında yine o dikkat bozan gamzesi çıkmıştı. "Anlaştık."

❥❥

Evetttt! Özel bölüm nasıldı? En kısa zamanda yb gelecek. Eğer beğenirseniz ara sıra özel bölüm atarım.🦋🌼

Cengiz ve Nur okumak isteyenleri Kronik isimli kitabıma bekliyorum. Cengiz ve Nur'un ayrı hikayesi. 💛

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin