KARANLIK YÜZ

2.2K 153 35
                                    


Yeni bölüm umarım beğenirsiniz. Beğeni ve yorumları bizzat bekliyorum. O doğrultuda hikayenin akışını daha iyi belirlemem açısından önemli. Şimdiden teşekkür ederim...

Düşmanlarımı çok uzakta aramamalıydım. Dikkatli bakmam yeterliydi. Herkesin karanlığı içinde gizli, bu en yakınınız dahi olabilir. Ne yazık ki ben bunu çook sonraları anlayacaktım...

***

O gece anlamlandıramadığım bir tesadüfe şahit olmuştum. Pervin'in nasıl bir çarkın içinde olduğunu farketmiştim. Şimdi yapmam gereken tek şey arkadaşımı o pisliğin içinden çekip almaktı.

Gece yarısı evime tıpkı bir hırsız gibi gizlice girmiştim. Odama çıktığımda hala Pervin uyuyordu. Günler ya da geceler nasıl yormuşsa bedenini, tıpkı bir bebek gibi uyuyordu. Hemen yatağın diğer tarafına kıvrıldım. Onu rahatsız etmemek için yatağın tam ucunda emanet bir halde uyumaya çalıştım.

Sabahın erken saatinde öksürük sesiyle uyandım. Pervin boğula boğula öksürüyordu. Yataktan hızla kalkıp banyoya doğru gidiyorken kapıda karşılaştık. Elini yüzünü yıkamış bana gülümsüyordu.

"Nasılsın Pervin?"

"İyim neden sordun?"

"Hiç öylesine. Özlemişim seni."

Kıyafetlerini ararken yüzüme bakmadan cevap verdi.

"Ben de ama geç kaldım gitmeliyim."

Garipti. O sıcaklık, samimiyet yok gibiydi sanki. Bir an durdu, bana baktı ve
yaklaşarak:

"Esin, parayı vereceksin değil mi?"

Hala aklı paradaydı. Nasıl anlamaz Tunç'un onu kullandığını. Elini tutarak yatağa oturttum.

"Bak Pervin, seni iyi görmüyorum. Tunç seni kullanıyor. Lütfen bırak anla bunu"

Aniden delirir gibi oldu.

"Ehh yeter be yine mi!? Derdin ne kızım? Neyimi kullanacak? Vermek istemiyorsan açık söyle! Bok gibi paran var. Unutma zamanında bende sana iyilik yapmıştım. Bana borcun var. Unutma Cengiz puştunu!"

Bu benim arkadaşım olamaz. Gözlerinden öfke akıyordu resmen. Yüreğimi sızlatıyordu durumu. Nasıl bu denli kör olabilir?
Elini avuçlarımın arasına alarak onu ikna etmeye çalıştım.

" Pervin benimle gel. Orada benimle yaşarsın. İnan çok mutlu olavağız. Lütfen yalvarırım benimle gel. Tıpkı eski günlerimizdeki gibi"

Alaycı bir kahkaha patlattı.

"Kızım hangi mutlu gün? Biz ne zaman mutlu olduk? Belki sen olursun. Kimsenin hayal edemeyeceği kadar büyük görkemli bir hayatın olacak. Para, itibar ve ışıltılı dünya seni bekliyor. İnan bende mutluyum şimdi. Tunç'u seviyorum, onsuz olamam. Anla beni lütfen. O paraya ihtiyacım var. Vereceksin değil mi? "

Çaresiz boyun eğdim.

" Peki bir şartla, düğünümde yanımda olacaksın. "

Yüzü gevşeyip gülümsemeye başladı.

" Tabi elbette geleceğim. Seni yanlız bırakır mıyım hiç? "

Söylemi nedense bana hiç samimi gelmemişti. Ne konuştuğumla ilgili bir fikri dahi yoktu. O sadece paranın peşindeydi. Parayı ona verip veremiyeceğim konusunda emin olmak istiyordu.
Umursuzca tüylenmiş hırkasını giyerek saçlarını düzeltti. Konsolun üstünden duran çantasına uzanarak koluna taktıktan sonra keyifle yüzüme baktı.

"Haber vermeni bekleyeceğim. Hadi by"

Öylece çıkıp gitti. Odamın penceresinden baktım ona. Ne oldu sana Pervin? Nasıl bu kadar çok değişebilirsin? Yürüyerek gözden kaybolana dek izledim onu. Yatağımın üstüne oturup düşünmeye başladım. Söz vermiştim. Ona bu parayı verecektim, ama nasıl?

ELIYS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin