Bölüm 3: ''Koruyucular''

498 77 35
                                    

Arkadaşlar bölümü umarım beğenirsiniz.Sizin için uzun bir bölüm yazmaya çalıştık.Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.Yorumlarınız bizim için önemli :))


Multimedya :Lydia



''Bunu yapmak istemezsin''

Ben ne yapmıştım.Az önce onu tehdit etmiştim.Delirmiş olmalıyım.Benim sözlerimi duyduktan sonra eli kapı kolunda donup kalmıştı.Daha sonra yavaşça bana doğru döndü.Ateş saçan gözlerini gördükten sonra korkuyla yutkundum.Aslında bunu söylememin nedeni dünyadakilerin beni bulabileceklerine inanmamdı.Ama sanırım söylemesem daha iyi olurdu.Şu anda hemen bir şeyler düşünmem lazımdı.Şaka yaptığımı söylesem beni hemen burada öldürürdü.Daha sonra aklıma uranyumu kaçırmamdan korktuğu geldi.Biz dünyada zaten uranyumu bulmuştuk ve formülü çalmaya ihtiyacım yoktu.Bunu ona söylemeye karar verdim.

Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki bana arkasını dönerek kapıdan çıkmış ve kapıdaki adama kapatmasını işaret etmişti.Şaşkınca arkasından baktım.İlk sinirle bana bakmıştı ben bağırmasını beklerken sessizce çıkıp gitmişti.Acaba bir şey mi planlıyordu?Bunları düşünürken aklıma Anthony geldi.O gün beraber arabadaydık.

Onu unutmuş olduğuma inanamıyordum.Ama sanırım burada değildi.Burada olsa çoktan bulurlardı.Belki de bana söylemiyorlardı.Bunu ona sormalıydım.Sıkıntıyla iç çektim.En son o gittiğinden beri ne kadar geçti bilmiyordum.Odanın her tarafı duvardı pencere veya başka bir şey yoktu.Beni getirdikleri bu oda bomboştu.

Saatlerdir yerde oturmaktan her yerim ağrımıştı ve çok acıkmıştım.Daha fazla dayanamadım ve ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledim.Birkaç kez kapıya vurdum ama kapının arkasındaki adam ne kapıyı açtı ne de sesini çıkardı.Belki de gitmişti.Bağırmaya başladım.


''Açın şu kapıyı.Daha ne kadar beni burada tutacaksınız.''Benim bu kadar bağırmama yine kimse kapıyı açmamıştı.Sinirle kapıyı yumruklamaya başladım.Kapıdaki adam aniden kapıyı açtı ve anlamadığım şeyler söyleyerek bana bağırdı.Daha sonra sanırım anlamadığımı hatırlamış olmalı ki konuşmayı bıraktı ve beni içeri doğru itti.Dengemi sağlayamayıp yere düştüm.Acıyla bileğimi tuttum.Kolumun üzerine düşmüştüm.

Adam kapıyı çarparak kapattı.O niye kızıyordu ki?Kızması gereken bendim acıyan bileğime baktım.Kızarmaya başlamıştı.Gerçekten bu insanların arasında ne işim vardı benim.Gerçi insan değillerdi ama insana benziyorlardı.Gözleri korkutucuydu.Hepsinin simsiyah gözleri vardı ve kesinlikle davranış yönünden insanlıktan nasiplerini almamışlardı.Hepsi çok sert ve kabaydı.İçlerinden hiç birini gülerken görmemiştim.Tamam kısa süredir burdaydım ama gülmemek için uzun bir süreydi bence.

Buradan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım.Hem de hemen.Ben bunları düşünürken kapı açıldı ve içeri asıl korktuğum kişi girdi.Beni kolumdan tuttu ve ayağa kaldırdı.Düştüğüm kolumdan tuttuğu için canım acımıştı ama sesimi çıkarmadım.Kolumu bırakmadan beni odanın dışına doğru sürüklemeye başladı.Kolumu çektiği için bu sefer dayanamadım ve :

''Çekiştirip durma beni.Kendim yürürüm''dedim.Kısa süreliğine anlamadığım bir ifadeyle yüzüme baktı daha sonra kolumu bırakarak önüne döndü ve ''Takip et''dedi.Başımı sallayarak onu onayladım.Ama o çoktan yürümeye başlamıştı ve görmedi.Ben de arkasından yürümeye başladım.Bir an ters yöne doğru koşmak ve kaçmak istesem de buradan gitmenin mümkün olmayacağını hatırlayınca bu düşüncemden vazgeçerek yürümeye devam ettim.Loş bir şekilde ışıklandırılmış koridoru geçtikten sonra dik merdivenlerin olduğu yere geldik.Merdivenlerden inmeye başlayınca onu takip ettim.Bir kaç merdiven indikten sonra o az aydınlatan loş ışıklarda kaybolmuştu ve her yer kararmıştı.O sanki karanlıkla hiç sorunu yokmuş gibi önden hızlı bir şekilde inerken ben yanımdaki korkuluktan tutunarak dikkatli adımlarla inmeye başladım.Merdivenlerden benim ayak sesimden başka ses duyulmayınca onun inmiş olduğunu anladım o sırada aşağıdan ''Hadi ama sabaha kadar seni bekleyemem''diye bağırışı geldi.''Önümü göremiyorum nasıl inebilirim''diye bağırdığım sırada ayağımı boşluğa attım ve aşağıya kadar yuvarlandım.Bir yerlere tutunmaya çalışmıştım ama bu sırada kendime daha fazla zarar vermiştim.Sanırım kafamı bir yere çarpmıştım çünkü başımda şiddetli bir ağrı vardı.Yavaşça elimi kafama götürdüm ve dokunduğum sırada ağzımdan bir inilti kaçmasına engel olamamıştım.Elimi çektiğimde elimde kan olduğunu gördüm.Sanırım kafamı kötü bir şekilde çarpmıştım.Bir bu eksikti.Kafamı kaldırdığımda bana küçümser bir şekilde baktığını gördüm ve kendimi tutamayarak ''Sana yetişmeye çalıştığım için oldu.Nasıl o kadar hızlı inebilirsin ki ?''diye sordum.Bana alayla bakarak ''Bazılarımız senden daha iyi görüyor''dedi.

ZIRHIN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin