B Ö L Ü M A L T M I Ş (+18)

670 33 5
                                    

  Kemikli yüzü en çok gergin olduğunda böylesine geriliyordu. Çizilmiş kadar düzgün kaşları ancak çenesini böylesine sıktığında yerine bu kadar sabitleniyordu. Ve en çok dudaklarını gerginken ısırıyordu. Ben ısırmayı tercih ederdim tabi.

   "Luc. Önemli değil sevgilim." dedim kolumdaki morluğun üzerini okşamaya devam etmesine tebessüm ederken. Gözleri bana tırmandı sonra koluma baktı. Bunu bir kaç kez tekrarladı. Gözleri hem tenimi hem gözlerimi okşadı, sevdi.

   "Bana sinirli olmalısın A. Beni sakinleştirmemen gerek." Nefesi tenimi okşadı. Eli morluğun etrafında yaptığı dairesel hareketi tamamladı. Boşta olan elimle yanağını okşamayı seçtim.

   Bu duruma alışmış olmak beni de üzüyordu. O içer davranışlarını kontrol edemezdi. Bu hep böyleydi. O sadece naı yaşıyordu. Bende öyle... Sadece birbirimizin sınırlarını çoğu zaman anlamıyorduk.

   "Gerçekten içmeyi bırakmamak için bunu yaptığıma inanmıyorum." Bir küfür mırıldandı. Duymamam için oldukça sessizdi. Bunu hep yapardı. Onun yaptığı şeyler hep aynıydı. O olduğu gibiydi. Ve beni seviyordu. Bunu biliyordum. Hafifçe ona eğilip dudakları üzerine minik bir öpücük bıraktım.

    "Eğer bu konuyu uzatmaya devam edersen sinrileneceğim." Yüzüme bakması için çenesini tutup kendime doğru kaldırdım.

    "Aptal herifin tekiyim." Sıkıca yumduğu gözlerini açmasını bekledim. Çünkü o bana bakmadığında bile eksiktim. Korumacı ya da sinirli, aşık ya arzulu bir şekilde bana bakmalıydı.

    "Öylesin." Gülmüyordum en azından bunu isteyerek yapmıyordum. Şapşal hallerini, kendi üzerine giderken büründüğü hali görüp tebessüm ederken buluyordum kendimi.

   "Kendi kendimin ağzını burnunu kırmak istiyorum." dediğinde elimle kolum üzerinde duran elini tuttum. Ona döndüm yavaşça. Oturduğumuz bankta karşılıklı oturur hale geldiğimizde aldığı nefes tekrar kapanan gözleri ve omuzlarının çökmesi konuşacağımız, dile getireceğim konuyu biliyordu.

   "Belki de bu konuyu artık biriyle konuşmalısın Lucas. Bu alanda uzman biriyle. Sinir krizleri anında ya da sonra seninle olurum ama bunu artık birlikte çözemiyoruz."

  "Hayır Angel çözüyoruz. Seninle çözüyorum." Gözleri morluğa kaydı. Pişman olduğunu biliyordum. Ama daha da ötesi vardı. Her şeyde olduğu gibi. Sanılanın fazlası vardı aramızdaki bu durumda da.

   "Bana iyi geliyorsun A. Başka birine ihtiyacım yok." Vardı bunu o da biliyordu. Ama kaçıyordu. Her şeyden kaçtığı gibi. Yine ellerimi tutuyordu kaçarken beni de sürüklemek için.

  "Lucas. Bu artık konuşarak çözülebileceğimiz durumdan çıktı. Sevişmelerimiz bile birbirimizi arzulamaktan öte seni sakinleştirmek için." Sesimi yumuşak tutmak istesem de onu bu konuda ikna etmek için ciddi görünüyordum. Kısılan gözleri yine gereksiz bir noktayı yakaladığını gösterdi beni. Az önce kendine kızgınken kasılan gözleri şimdi benim için kasılıyordu

   "Sırf beni ikna etmek için sınırları aşmamalısın Angel. Seninle özel hissetiğim anlara lanet sinir krizlerim dahil olmamalı." Ürperdim. Ondan uzaklaşmak isteyecek kadar çok yükseldi sesi. Farkında değildi belki ama avuçları arasındaki elim çığlık atmamı sağlayacak kadar çok acıdı.

   "Sence dahil olmadı mı?" dedim elim acısıyla bağırırken. Fark etti. Elini kızgın bir demiri tutmuş gibi aniden çekti. Derin nefes almam elimin azalan acısından dolayıydı.

   "Seninle seni arzuladığım için sevişiyorum Ans." İşte titredi kalbim. Tutuldu nefesim. Yüzümdeki gülümseme kırgınlıktandı. Elim bacağımın sızlayan noktasına gitti. O arzuyu öfkesini dindiren bir ilaç sanıyordu. Ama arzu karşındakine zarar vermezdi, onun yaralarını sararken.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin