B Ö L Ü M A L T M I Ş B İ R (+18)

650 33 11
                                    

Eğer insanlar daha olumlu bakabilseydi ezilmezdi suçlu sanılan masumlar. Kıymet bilselerdi yok olmazdı mükemmel ötesi canlılar. Karanlıktan bu kadar korkmadı ona bir şans verseydi insanlar.

Ellerim ardındaki sigara ucuna dokunduğum ateş ile yavaş yavaş yanmaya başladı. Aldığım derin nefes boğazlarımı okşadı. Esen rüzgar yavaşça geriye taradı saçlarımı. Nefes almış gibi hissetti çıplak tenim. Gece yarısı geçmişti ama sokağın önündeki ışıklar caddenin karanlığa hapsolmasını engelliyor gibiydi. Sigaradan derin bir nefes aldığımda zihnim kendi gürültüsüne başlamıştı çoktan.

"Normal bir çocuk değil o Davied." demişti annem veteriner hekime götürdüğümüz köpeğimizin acısına son verdiğimde.

"O hiçbir zaman normal olamayacak." diye desteklenmişti dudaklarından bir kez olsun benim için iyi bir şey söyleyemeyen babam.

Oysa ben daha önce o kadar iyi hissetmemiştim. Acıyla inlediğini duymuştum bir gec yarısı salondaki köpek yatağında yatarken. Veterinerin geç dediğini duymuştum. Bir canlının acısını sonlandırmak için neden geç olmuş olsun ki.

Oturduğum sandalyeden çalışma masamın üzerindeki telefonuma uzandım. Hala bir cevap yoktu. Konuşmamız üzerinden koca bir gün geçmişti. Ama hala bir cevap yoktu. Farklı bir isme dokundu parmaklarım. Ayın inceliğini aldım kadrajıma. Bir noktada sigaramın ucunun görünmesini istedim.

"Acısı kıyıya vurmuş insanlar, karanlığı hiç sevmezler." Sevdiğim bir alıntıydı. Gecenin karanlığına aşık bir karakterin gecenin karanlığına teslim oluşuydu onu güzel kılan. Aynı zamanda en sevdiğine elindeki tek şeyi bahşetmesiydi...

Telefonu masaya koymak için tekrar uzanmıştım ki avuçlarım arasındaki telefon titredi.

"İnsan sevdiklerini korumak için öldürmemeli diyen kadın, kendini sevdiği insanı katleden adamdan alıntı mı yaptı?" Gülüsmedim. Okuduğunu tahmin etmiştim. Aslında o tahmin edilenin ötesindeydi.

"Seninde bir alıntıyla karşılık vermeni beklerdim dedektif?"

"Flörtleştiğimizi bilmiyordum." Attığı mesaj yüzümdeki minik tebessümü güçlü bir gülüşe çevirdi.

"Flörtleşmiyoruz... Sadece biraz eğleniyoruz."

"Senin böyle küçük şeylerle eğlendiğini bilmiyordum." Ah dedektif ben her konuda eğlenebilirdim. Şuan içinde bulunduğum durum beni bir bataklık gibi içine çekiyor o başka.

"Seksin verdiği hazzı elbette vermez böyle şeyler. Ama bende küçük şeylerle eğlenebiliyorum."

Telefonu ne yazdığına bakmadan camın önündeki mermer bölüme koydum ve bitmiş sigara izmaritimi küllüğe bastırıp yeni bir dal çıkardım. Topuzumdan çıkmış bir kça tek yüzümü okşadığında sigaramı yakmak çok zor oldu.

"Beni her geçen gün şaşırtıyorsun Angel Brown."

Dengesizliğim karşında şaşırmasaydın ben senden şüphe ederdim dedektif.

"Daha da şaşırtabilirim. Hadi bana benim hakkımda bir şey söyle. Sana doğru olup olmadığını söyleyeyim. Tabi sonrasında sıra bende." Kafa dağıtmak için daha iyi bir yol bulamamıştım. Şuan onunla ergen bir liseli gibi mesajlaşarak flörtleşiyordum.

"Sevdim." dedi ve mesaj ekranında çevrimdışı oldu. Bir süre yazdığı yazıya ve sohbet durumun baktım. Niye çıkmıştı ki? Sonra bir mesaj daha düştü. Ve çevrimiçi olduğu gözüktü.

"Sert duruşunun altındaki kişiyi göstermekten korkuyorsun." Eğlenmek için başlattığım oyun ilk anda gerilmeme sebep oldu.

"Hayır. Çünkü ben göründüğüm gibi biriyim." Ne kadar hızlı yazdığıma kendim bile şaşırmıştım. Mesajı gönderir göndermez bu konu üzerinde çok durmaması için konuyu değiştirdim.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin