45

11.8K 898 126
                                    

"Ben yap desem bu kadar şey yapmazsın Selin." Dedi annem. Yaptığım cheesecakei de sofraya koyarak masaya son kez baktım. "Ne zaman yap dedin de yapmadım anne." Dedim bakmaya devam ederken. "Çok konuşma da yaptığın üçüncü kurabiyeyi sofraya koymayı unutmuşsun, onu getir." Demesiyle gözlerim kurabiyeyi aradı. Bir koşu mutfağa gidip onu da getirdim.

Onu da sofraya koyarken "niye üç çeşit kurabiye yaptın kızım, bir çeşit neyine yetmiyor?" Diyen anneme baktım. Evet üç çeşit kurabiye yapmıştım çünkü Batı yaptığım kurabiyeleri çok seviyordu. "Üç tarifte hoşuma gitti üçünü de yaptım anne." Dedim geçiştirircesine. Bunu dememle kapı çaldı ve yerimde zıplayarak "geldiler!" Dedim heyecanla.

"Kızım ne bu heyecan? Git kapıya bak, hadi." Demesiyle kapıya doğru koştum ve hızla açtım. Görüş alanıma ilk Selim girdi. Sevinçle "Selin!" Dedi ve kollarını açtı. Bende aynı sevinçle "Selim!" Dedim ve ona sarıldım. "Çok özledim seni!" Dedi ağlamaklı bir sesle. "Bende, bende."

Nilay yanımıza gelerek Selim'i ittirdi ve "Selin!" Diyerek bana sarıldı. "Nilay, hoşgeldin." Dedim sevinçle. Bana sarılmaya devam ederken "hoşbulduk!" Dedi coşkuyla.

Batı burda olduğunu farkettirmek için hafifçe öksürdü. Nilay benden ayrılarak Batı'ya yan yan baktı. "Ay tamam, sanki yedik!" Diyerek benden ayrıldı. Batı memnuniyetle yanıma geldi ve bana sarıldı. Bizim uzun sarılmamıza karşılık Selim "sanki dün görüşmemişsiniz gibi özlem gidermeniz beni benden aldı şuan. Hadi çekilin kapının önünden de içeri geçelim." Dedi. Batı homurdanarak benden ayrıldı ve bende kenara çekilerek geçmelerine izin verdim.

İçeri girmeleriyle yavru kediye dönüşmeleri bir oldu çünkü annemi görmüşlerdi. Üçü de ellerini önlerinde birleştirerek anneme bakıyorlardı. Annem onlara gülerek "hoşgeldiniz." Dedi. Üçü de kafalarını öne eğerek "hoşbulduk." Dediler. Yani tanımasam camiden hiç çıkmaz, yalanı ağzına koymaz, haramdan uzak, Allah yolunda gençler sanırdım. Ama tanımasaydım.

Selim bana döndü ve annemi göstererek "Selin, ablan mı?" Diye sordu. Yanındaki Nilay göz devirdi. Batı ise kaşlarını çatarak Selim'e baktı. Annem gülerek "Yok ben annesiyim." Dedi. Belli ki hoşuna gitmişti. "O kadar genç duruyorsunuz ki sizi ablası sandım, kusura bakmayın." Dedi gülerek.

Elimle önce onları göstererek. "Batı, Selim ve Nilay." Dedim tek tek. Daha sonra annemi göstererek "bu da annem." Annem samimi bir gülüşle onlara bakmaya devam etti. "Maşallah hepiniz pırıl pırıl gençlersniz." Dedi ve devam etti. "Buyrun geçin, ayakta kalmayın, rahatınıza bakın. Ben zaten gideceğim birazdan."

"E kalsaydınız bizle." Dedi Nilay. "Ben gençlere ayak uyduramam." Dedi annem gülerek. "O ne demek? Siz çok gençsiniz." Dedi Batı. Kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu anlamsız muhabbeti daha fazla uzatmamak için "Hadi sofraya geçin. Açsınızdır, bende çayları doldurup geleyim." Dedim ve mutfağa gittim.

Çayları doldururken mutfağa annem girdi ve yanıma geldi. "Maşallah arkadaşların pekte güzel." Demesiyle güldüm. Bana yaklaşarak "hangisi erkek arkadaşın?" Diye sordu. Gözlerim kocaman açıldı. "Anne ne erkek arkadaşı? Saçmalama. Olsa söylerdim dimi, ne alakası var şimdi!" Diye yükseldim. Hiç belli etmiyorsun, gerçekten!

"Aynen Selin, bende salağım zaten. Farkında değilim sanki telefonda geç saatlere kadar konuşmanın, gülerek mesajlaşmalarının. Burda okuyan çocuk mu? O dimi. Bize dershaneye gidiyorum diyip buluştuğun çocuk o mu?" Ağzım bir karış açıldı. "Anne nerden çıkarttın bunu?"

Evet doğruydu. Dershaneye diye çıkıp Batı'yla buluşuyordum ama arada bana derte çalıştırıyordu. Yani teknik olarak yalan söylemiş olmuyordum. "Sanki ben senin dershane saatlerini bilmiyorum Selin? Hadi söyle şimdi, o mu? Batı." Bunu demesiyle yanaklarım alev almaya başlamıştı. Anne sırası mı şimdi?!

not yardımı/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin