Bakma bana

11.8K 1.5K 1.3K
                                    

Minho'dan

Aşağıdan bağırma sesi duyduğum gibi kafam o yöne dönmüştü ve hemen koşarak aşağı inmiştim.

"Jisung! Ben sana kalkma demedim mi?" Yerde oturmuş bana masum masum bakıyordu ama gözleri canının acısıyla dolu gözüküyordu.

"Ya korktum, ses duydum köpek girdi sandım eve."

"Jisung bahçede o köpek, yaşamadığımız evde köpek ne arasın?" Mantıklı bulmuş gibi kafa sallamıştı.

"Ya of güzel popom... Çok acıyor ya aah!" Ayağa kalkmaya çalışıyordu ama beceremiyordu.

"Jisung yemin ederim karaya vurmuş balinalardan farksızsın." Elimi yerden kaldırmak için ona doğru uzatmıştım.

"Gerek yok istemez." Elimi geri itmişti, ve kendi çabalarıyla duvarlara tutunarak yerden kalmıştı. Pekala doğrusu yalvaracağını düşünüyordum yalan yok yani...

"Gördün mü hani kalkmazdım?"

"Ben ne zaman öyle bir şey dedim."

"Tamam Minho sensiiin." Gözlerimi kısarak korkutucu bir şekilde bakmıştım.

"Şöyle oturayım sonra devam ederim." Masumca koltuğa oturmuştu bende yanına geçip oturmuş ve ellerini ellerimin içine almıştım.

"Kötü olmuş, senin elin armut mu topluyor Jisung? Mal mısın oğlum sen iki tane geçiremedin mi? Bana karşı çıkmayı çok iyi biliyorsun ama ha."

"Beni tuvalette kilitlettirdin, bana vurmuyorsun işkence ediyorsun anksiyete krizlerimden zevk alıyorsun, sen busun Minho." Umursamazca omuz silkmişti.

Bir saniye bu acıttı...

"Jisung, dinle. Anksiyete krizlerinden zevk falan almıyor-"

"Minho, inkar etme... Yaramı temizlede gideyim. Ayrıca bir annen varmış fakat bana yok dedin?" Yine mi?

"Sana annem yok demedim, annem var ama yok dedim. O benim annem değil öyle olmak istiyor ama asla olmayacak, okuldaki hoca işte görmüşsündür illaki, sürekli topuklularıyla geziyor takır takır gıcık bir şey. O işte benim üvey annem, babam eğer annemi aldatmasaydıve annem vefat etmeseydi... Mutlu bir yaşantım olabilirdi Jisung." Jisung'un gözlerindeki şaşkınlığı görebiliyordum.

"Ben... Bilmiyordum üzgünüm." Omuz silkmiştim.

"Ben değilim, sorun yok... Çok küçükkendi şimdi o kadar acıtmıyor." Eline pamuğu hafifçe sürdüğümde elini acıyla geri çekmişti.

"Jisung canın amma tatlı bir iki yara biraz sabret." Elini tekrar çekmiş ve devam etmiştim.

"Öküz müsün nesin, az yavaş ya!" Gülümseyerek kafamı kaldırmadan gözlerimi ona çevirmiştim.

"Ne bakıyorsun?"

"Hiiiç..."

"Bakma bana."

"Tamam bakmam sana çok meraklı değilim."

"İyi, bende öyle düşünmüştüm." Utanmıştı, yanaklarının kıpkırmızı oluşundan anlayabiliyordum.

"Jisung arkanı dön sırtına bakayım bir."

"Bana bak, sen benden faydalanıyor musun?" Göz devirip derin bir nefes almış ve bir şey demesine izin vermeden tişörtünü tek hamlede çıkartmıştım.

"İMDAT YA SAPIK VAR!" Elleriyle göğüslerini kapatmaya çalışıyordu. Pekala kabul edebilirim ki ellerim o inca bele yakışırdı sanırım bir kızda bu bel olsa ellerim coktan belini sarmıştı.

"Sapık falan değilim tamam mı? Çıkar şunu aklından sen sapık görmemişsin bence."

"Gördüm işte karşımda duruyorsun, ellerin fotoğrafta daha damarlı duruyordu." Gözleri ellerime kaymıştı.

"Anlayamadım?" Pot kırdığını fark etmiş gibi ağzını bir karış açmıştı.

"Şey yani şey, öhöğm Chan ile takipleşiyorum ya... Gördüm ordan."

Flash TV'de ki arka plan süsü daha iyi oyardı bence...

"Doğruyu söylemen ya da daha iyi bir yalan uydurman için sana beş saniye veriyorum. Tik tak tik tak."

"KONYALIMİNHOFAN HESABI BANA AİT..." Al işte. Belliydi bu çocuğun böyle bir halt yiyeceği... Sadece derin bir nefes almış ve ellerini göğüslerinden çekmiştim.

"Dön arkanı."

"Kızdın mı?"

"Dön arkanı." Daha fazla ikiletmeden arkasını dönmüş ve beklemeye başlamıştı.

"Kanayan ufak tefek yaralar var, biraz acıyabilir, dayanacaksın." Olumlu anlamda kafa sallamıştı bende pamuğa biraz ağrı kesici ilaç alıp sırtına sürmeye başlamıştım.

"Senin ben ananın varya yedi sülalesini-"
Boynunun dibine girerek gözlerine bakmıştım.

"Hmm ee?"

"Çok seviyorum işte... Bayılıyorum annenin yedi sülalesine!" Gülümseyerek ortamı yumuşatmaya çalışıyordu.

"Güzel bende öyle düşünmüştüm." Ayağa kalkmış ve odama gidip dolabımda kalan bir kaç tişörtten birini getirmiş ve yüzüne doğru atmıştım.

"Giy şunu."

"Yuh ayı!"

"Kanlı tişört giymek istiyorsan alayım ben o tişörtü?" Olumsuz anlamda kafa sallamıştı.

"İyi yapıyorsun bu zorbalık işini bak takdir ediyorum." Üstüne tişörtümü geçirmişti onun için biraz büyük gelmişti aslında bu halini görebilmek için bilerek büyük beden bir tişört vermiştim.

"Öğretirim bir ara sana da yapabileceğini sanmıyorum gerçi..." Aramızda geçen -Jisung'un sesleri hariç- sessiz bir kaç dakikanın ardından gelen kilit sesi ile kaşlarım çatılmıştı...

Önce kapı sesi, sonra bir gıcırdama, bir kaç adım... Sonra kapıda görünen babam. Pekala Minho, işte şimdi işin bitti.




Minho bebegimi cok seviyorum ama Jisung hayatimida cok seviyorum, Minhoya cok sövüyorsunuz üzülüyorum ulan GXKSGXKWGKFHWKXHSKHX

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💗

Bir soranki bölümde görüşelim 💘

Konyalım Yürü / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin