B Ö L Ü M A L T M I Ş Ü Ç (+18)

575 29 0
                                    

   "Bu belgenin savcıya iletilmesini sağlarsan çok sevinirim." Avuçlarım arasındaki zarf oyuna dahil olmamın gerektiğini tam anlamıyla kavradığım için attığım bir adımdı.

   Sabah büyükbabamın başkanlığa adaylığını açıklamasının ardından bütün beklenmedik hamleler üst üste gelmişti.

    Fred, Emma dosyasını büro aracılığı ile benden devralmıştı.

   Maria'nın çantasına yerleştirdiğimiz ses kaydında oynama olduğunu, Fred'in götürdüğü mühendis onaylanmıştı.

   Şuan aklıma takılan evime biri girdiğinde kemeralar yapılan değişiklikler ses kaydı ile yapılan değişiklikle aynı mıydı? Bunu Fred'den istemeyecektim. Onunda başına bela açma fikri şuan gerilmeme sebep olan şeylerden biriydi.

   Ve A bana beklediğim o mesajı atmıştı. "Avukatlığa dönmek için belgeni teslim etmelisin."

    Bunu dedektife söyleyip söylememek arasında hala karar verebilmiş değildim. Hızlı karar vermek istemiyordum. Ama bu erteleyebileceğim bir şey değildi. Onun telefonum için inceleme başlatması gerekiyordu. Benim bu konuşmada tamamen mağdur olduğumu kanıtlamak için. Ama bu oldukça zordu. Bir sebep yokken birinin telefonuna el koyma talebi özel hayatın gizliliği kanununu sarsıyordu.

  "Tabi Angel,elimden geldiğince hızlı ulaştırırım. Onları duydum. Elimden gelen bir şey var mı?" Attığım imza sonrası kalemi Ken'e geri uzatırken sadece tebessüm ettim. Aklından geçen şeyleri az çok tahmin ediyordum. Ama ruhum bunun için bile yorgun hissediyordu.

   Çok sık olmasa da ruhuma uğrayan bu bilinmezlik hissi beni derinden sarsıyordu. Haz dahi ilgimi çekmeyen bir duygu haline bürünüyordu. Bana nerede olduğumu, kim olduğumu sorgulatıyordu. Tüm düşüncelerden arınma fikri hiç olmadığı kadar ilgi çekici geliyordu.

   "Yok. Olursa uğrarım yanına." Tekli koltuğa bıraktığım çantamı ve kalın kabanımı alıp odasından çıktım. Kasaba da herşeydeki belirsizlik havayı da sarmıştı. Sabah oldukça serin olan hava öğleye doğru oldukça ısınıyordu. Topuklu botlarım fayans zeminde o sevdiğim ritmi tutarken balıkçı yaka olan bordo kazağımı hafifçe çekiştirdim. Saçlarımı atkuyruğu yağmak her zaman olduğu gibi bugün de işimi kolaylaştırmıştı.

   Uzun süre geçmemişti ama burada dosyalar için dolaşmayı özlemiştim. Avukat Angel Brown'ı özlemiştim. Hala aynı bendim. Ama değildim. Sanki adımın önüne konulan o sıfat benim için adımdan daha önemliydi, babamın dahi kabullenmediği adımdan.

  "Bence sen kafayı gizemli dosyalarla bozmuş. Bunlar haz alan bir sosyopatsın." demişti bir keresinde Teo üstlendiği bir cinayet dosyasında. Adam tüm unzuvları kesilmiş şekilde gölün kenarında kamp alanlarında bulunmuştu. Adam tacizle suçlanıyordu. Çocukları onun suçsuzluğunu öğrenmem için tutmuştu beni. Dosyaya günlerce vakit ayırmıştım. Dosya için bulduğum her detayla daha da çekilmiştim sanki içine. Sonunda adamın bir polis kızına taciz ettiği öğrenildi. Adamı kullandığım yollarla suçsuz çıkarmıştım. Bunu akli dengesinin yerinde olmadığını yapmıştım. Polis memuru tutuklandı. Ne ironik ki onunda savunma avuaktlılğını bazı kuralları çiğnerek savunma avukatlığını üstlendim.  "Çektiği acı onun cezasını bulmasını sağlamıştır." demiştim memur gözlerim içine bakarak ağlarken. Julia... Şuan psikologtu. Brown şirketinin öğrenci bursu ilk kez işe yaramıştı.

   "Angel." Adımı duyduğumda dalgın halimden kurtuldum. Arkamı dönmedim. Ama biri tarafından takip edildiğimi hissetim sanki. Adımlarım durdu. Elindeki evrak çantasını sallayarak, yüzünde kendini beğenmiş bir gülüşle yanımda belirdi Blein.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin