16. Kurşun.

510K 15.5K 48K
                                    

Medya: Eylül

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Eylül.

|Teoman- Kupa kızı ve Sinek Valesi. |

Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza basabilir misiniz? Yorumlarınız ve yıldızlarınız en büyük motivasyon kaynağım.

Sizi seviyorum.!

Küçük bir kalp bırakır mısınız? :*)

İnsan neydi?

Eskiden güneşi temsil eden gökyüzünde biçare bulutları izlerdim. Bu bulutların arasında kalmış yaşanmışlıklara inat orada durmaya devam ederdim. Bulutlar belki de rüyalarımı temsil ediyordum ama rüyalarım bazen kabuslarımı gölgeliyordu ve ben yaşadığımı hissediyordum.

Şimdi hayatımdaki kabuslarımı da sıralamaktaydı sıra.

Eylül.

Onunla farklı bir abla-kardeş ilişkimiz olmuştu. Aramızdaki yaş farkından ötürü onu her zaman baskıcı olarak görmüştüm. Benim iyiliğim için bana yardım ettiğini düşünürdüm. Parmaklarım kanasa, kanayan yerden toplardı. Saçlarım dağılsa, dağınık saçlarımı düzeltir ve saçımı dağıtan rüzgara karşı; dimdik dururdu. Onun iyi bir insan olduğunu sanırdım. Öyle de sanmaya devam etmiştim. O güne kadar...

Bir sabah uyandığımda, bir şeyler hatırlıyordum. Yaş yirmi bir: O gün katil olmadığımı öğrendim yirminci yaşımı unuttuğumu fark ederek.

Gürsel.

Kara gökyüzünde bile şeytanlar bir zamanlar melekti. O peki? O melek miydi? Hayır değildi. O bir melekten ziyade karaya çalmış şeytanın tekiydi.

İkisi hayatımı mahvetmeye yeminliydi. Eğer yağmur yağıyorsa bulutları değil, insanları suçlamamız gerekiyordu. Kim bilir ne acılar çekilmişti, kim bilir ne kabuslar görüldü de veyahut ne kötü manzaralara şahit oldu bu yağmur? Kim bilir, kar neden mevsiminde yağmadı? Kim bilir, kar da annesini kaybedenler ne şartlarda kaybetti?

Bazıları yağmuru suçluyor; onlara söylemek isterim ki suç sen de değil. Suç senin olmak istediğin insanda. Suç seni bugüne getirende. Bazıları kar yüzünden yanağında bir iz bırakıyor ve yıllarca öyle yaşamaya devam ediyordu. Onlara söylemek istiyordum: Kara gözlerini bir kenara bırak, bugün böyleysen dünün yaratmış olduğu kabuslardan ötürü.

''Gece.''

Arabadaydık.

Serter ile o yerden ayrıldıktan sonra arabaya binmiştik. Bana planlarından bahsetmişti ve şimdi de sakin kafayla aracını sürüyordu.

''Ömer'e mesaj attın mı?'' Diye sordu.

Yarım saat önce, Ömer'e nerede olduğunu sormuştum. Cevap olarak konum atmıştı. Bulunduğumuz yere yarım saat uzaklıktaki yere gidiyorduk. Serter, onunla konuşmam gerektiğini söylemişti. Böylece aram düzelecekti. İlk adımı atacak, şartları kabul ettiğimi söyleyecektim.

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now