Final

911 83 68
                                    

Birkaç yıl olmuştu. Her şey durulmuş, Jisung ve Minho ise Jeongin ile kalmaya devam ederken ilişkilerini yaşıyorlardı. Jeongin de dahil herkes depresif ve kötü ruh halinden kurtulmuştu.

Hepsi Jeongin'e jestler yaparak kendilerini affettirmeyi başarmışlardı. Hayatlarında kötü giden tek bir şey bile yoktu. Hee Jin onların peşini bırakalı çok uzun bir zaman olmuş ve sevgilisi sayesinde kendini düzeltmeyi başarmıştı. Hatta ve hatta arada bu grupla buluşuyor, onların düzenlendiği eğlenceli aktivitelere katılıyordu.

Artık Hee Jin, Minho'nun düşmanı değil en yakınlarından biriydi. Her ne kadar onun tarafından tehditlere maruz kalmış olsalar da sonuçta lisedeki aptal ergenlerdi onlar. Bunlar unutulabilirdi.

"Minho artık uyu bebeğim. Sabaha kadar kitap okumayacağına dair bir söz verdin bana ama." diye yakındı Jisung. Uykudan yeni uyandığı belli oluyordu.

"Ama tam adam onu sevdiğini söyleyecekti Ji! Hemen uyuyacağım bak söz, sadece şurayı okumama izin ver."

Jisung oflayarak sevgilisinin elinden kapmıştı pembe kapaklı olan kitabı.

"Daha biraz önce bana bunu söyledin ve ben de sana izin verdim. Ne bitmek bilmeyen bir aşk itirafıymış!"

Minho sızlanarak sevgilisine şirinlik yapmaya çalıştı. Belki böyle davranırsa kitabını geri alabilir ve okumaya devam edebilirdi.

"İşe yaramayacak Minho, yat hadi." diyerek minik bebeğini yatağa yatırıp elini beline sarmıştı.

"Ellerini çeker misin ben seninle konuşmuyorum." dedi Minho ama bir yandan da asla ellerini çekmesini istemiyordu.

"Hayır bebeğim, uyu hadi."

Minho tekrar oflamış, sevgilisinin belindeki ellerine hayali resimler çizmeye başlamıştı. Daha sonra ise uyuyakalmıştı.

Sabah kalktıklarında arkadaşlarına buluşma sözü verdiklerini hatırlayıp hazırlanmaya başlamışlardı.

Evden ayrılmadan önce Jeongin'in kapısını çalmış, daha sonra geleceğini söyleyen bedeni tek bırakarak çıkmışlardı.

Kahvaltıyı Seungmin ve Chan'ın evinde yapacakları için evde bir şey yememişlerdi.

Yarım saatin ardından arkadaşlarının güzel evine vardıklarında Seungmin'in kucağında minik bir bebekle kapıyı açmasını beklediler. Her zaman onları böyle karşılayan arkadaşlarına özeniyordu Minho da. O da bir bebek istiyordu.

Düşündükleri gibi kapıyı açan bedenle ikisi de gülümsedi. İçeri geçtikleri zaman Chan'ın sesini de duymuşlardı.

"Ya Kim Seungmin!"

Jisung bu duruma gülerken Minho hemen onun olduğu yere gitti.

"Hyungie!" diyerek Chan'ın üzerine atladığında Chan da ellerini Minho'nun beline sardı.

"Minik bebeğimiz de gelmiş mi?"

Minho onun dediklerine gülerek sarılmayı kesmişti.

"Asıl minik bebek içeride." dediğinde Chan'dan bir iç çekme sesi kazanmıştı.

"Eğer bir bebek istiyorsan bunu Jisung'a söyle. Eminim ki o da küçük bir bebek istiyordur."

Chan'ın dediklerine karşı surat aştı küçük olan.

"Ya istemiyorsa hyung? Ayrılırsa benden?"

Chan kaşlarını çatarak ona baktı.

"Bebeğim, bu mümkün mü sence? O şana deliler gibi aşık. Senin bunu dediğini duysa çok üzülürdü eminim ki?"

Little Space ✓Where stories live. Discover now