~39.Bölüm~

68.3K 4.9K 906
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. 🤍

Babasının göğüsünden başını kaldırdı ve yanında gördüğü amcaları ile önce şok olmuş. Daha sonra "Annem nerede?" Diye ağlamaya başlamıştı Mehran Efe. Ve amcaları uyanmıştı. Yusuf Mirza, oğlunu sakinleştirmiş ve annesinin, nerede olduğunu hatırlatmıştı. Mehran Efe'de hatırlayınca göz yaşlarını silmiş ve annesini çok özlediğini belirmişti... Daha sonra Şahan ve Şahin birbirlerine sarılıp uyumaya devam ederken, sabah ezanı okunmuştu ve Mehran Efe yataktan hemen kalkmış amcalarını ezerek odadan çıkmıştı.

- Yemin ederim, erkek çocuğu evde beslenmez ya!" Dedi Şahin, huzursuz bir sesle, resmen sabah uyukuları Mehran Efe, yüzünden bölünmüştü. Oysa onun biricik, güzeller güzeli, kızları öyle miydi? Bebek gibi uyanıyorlardı.

Derken Yusuf Mirza koşan oğlunun arkasından gülerek bakmış ve yataktan kalkmıştı.

- Kalkın! hadi kalkın! sabah ezanını duyupta  geri yatmak olmaz. Abdest alın yukarıda bir namaz kılalım." Demiş ve oğlunun peşinden odadan çıkmıştı... Mehran Efe merdivenlerin ortasına gelmeden onu yakalaması lazımdı. Tek başına çıkmaya çalıştığı zaman  düşüyordu. Adımlarını hızlandırdı ve oğlunu merdiven başında yakalayıp omuzlarına aldı. Mehran Efe kahka atmış ve babasının saçlarını tutmuştu.

- Bende, büyüyünce seni omuzlayıma alacağım baba!"  Demişti enerjik bir sesle, ne kadar erken kalkarsa kalksın asla enerjisi bitmiyordu. Yusuf Mirza, oğlunun cümlesi ile tebessüm etti... Daha sonra yatak odasına girdiler ve karısının kokusunu ciğerlerini çekti. Dün gece o yokken odada yatmak asla içinden gelmemişti.

Oğlunu omuzlarından  indirdi ve yatağın üzerine koydu. Daha sonra karısının onlar için gitmeden önce hazırladığı kıyafetleri dolaptan çıkarmaya başladı. Bugün akşama doğru gideceklerdi kınaya..

-  Annem'i çok özledim baba."

- Bende çok özledim oğlum."

- Akşam çabuk oluy mu? Hemen annemi göymek istiyoyum." dedi

-Olur oğlum."

- Baba, güneş ve gece kaydeş mi?"

- Bilmem kardeş mi?" diye sordu Yusuf Mirza, çıkardıkları kıyafetleri yatağın üzerine koydu ve oğlunu tekrar kucağına alıp banyoya doğru yöneldi. Mehran Efe çok meraklı bir çocuktu ve birazda gevezeydi. Yetişkin bir insanın aklına gelmeyecek her soruyu sorabiliyordu.

- Şahin amcam, ketçap ve meyanoz ikiz demişti. Bence güneş ve gece de kaydeş baba."

Yusuf Mirza, yine bilmem derecesinde omuzlarını kaldırdı indirdi. Oğluna bu tür konularda yanlış bilgi vermek istemiyordu. Birde oğlunun huyunu çok iyi  biliyordu. Kardeş değil dese, üç yaş sendoromunu kullancak ve hayır baba! onlar kardeş! diyip ağlayacaktı. Sabah sabah, açıkcası o topa hiç girmek istemiyordu. Oğlunu lavabonun üzerine oturdu. Sakaları uzamıştı kesmesi lazımdı, tıraş malzemelerini çıkardı ve köpüğü yüzüne sürdü. Oğlu ona meraklı gözlerle bakıyordu, eline bulaşan köpüğü oğlunun buruna sürdü. Mehran Efe huylanmış ve yüzünü buruşturmuştu.

Tıraş işi bittikten sonra, oğlu ile güzelce abdest almıştı... Daha sonra secadelerini aldılar ve ikizlerin olduğu yan odaya geçip namaz kılmışlardı. Büyükler ne yaparsa, küçükler aynısını yapar. Sözüne kesinlikle Yusuf Mirza, katılıyordu. Çünkü Mehran Efe, onlar iyi veya kötü ne yaparsa taklit ediyordu. O yüzden oğluna iyi bir örnek olmaya çalışıyordu Yusuf Mirza. 

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin