-Bir- Yeni İş, Eski Ev

111 13 1
                                    

-Jeonginin ağzından-

Yıkık dökük evimde oturuyordum. Kitap okumakla meşgul olsam da aklım hyunjindeydi. Aynı evde yaşıyorduk ve ailemden gelen para desteğini üniversiteme harcamak zorunda kalıyordum. Onun ailesi bize karşı çıktığından benim ailem bize destek oluyordu. Haliyle de sıkışınca ailemden yardım istemek zorunda kalıyordum. Yıkık dökük evimizde hiçbir şey yoktu. İki odadan, 1mutfak ve tuvaletten oluşuyordu. Tabii bunların hepsi de küçüktü. Salonumuzda iki koltuk, halı ve eski bir sehpa vardı. Odamızda küçük bir yatak, eski odamdan aldığım kitaplık ve dolabımız vardı. Aslında hyunjinle olduktan sonra bunlar önemsizdi. Yıllardır hayalim olan onunla beraber yaşayıp, onunla uyanmak gerçek olmuştu. Mutluydum yani. Hyunjin in de öyle olduğunu düşünüyordum.

Hyunjin evde değildi, her günkü gibi iş arayaşlarında ve iş görüşmelerindeydi. Ben ise sabah okula gidip, bittiğinde ve gelip ders çalışıyordum ya da hyunjin mutlu olsun diye kurabiye, kek falan yapıyordum. Elimdeki kitabı kapatıp odaya gittim ve kitaplığa koydum. Ardından kapı çaldı. Her gün ki heyecanla kapıyı açtım ve karşımdaki hyunjini bir anda sardım. Yanağını, dudağını, boynunu öptüm ve sımsıkı sarıldım ona. Ben onu öpmekten, o da öpülmekten sıkılmıyordu. O da bana sarıldı ve içeri geçti. Her gün ki halindense bugün daha mutluydu. Ne olduğunu soracaktım ki ben soramadan o konuşmaya başladı.

"Biliyor musun sevgilim? Bugün bir iş görüşmesi başarılı oldu. İnanabiliyor musun? Sonunda iyi bir iş buldum. Artık bu yıkık dökük evden kurtulup beraber yeni bir eve geçeceğiz."

Dediği şeye çok sevindim ve boynuna atladım.

"Bu mükemmel sevgilim! Ev için söylemiyorum bunu, seninle çölde bile yaşarım."

Gülümsedi ve saçlarımı okşadı.

"Biliyorum sevgilim."

Ona güzel bir gülümseme bıraktım. O da beni kucağına aldı ve odaya götürdü.

"Son zamanlarda seni böyle minnoş minnoş sevemiyorum, özlemişim. Mıncırayım biraz seni"

"Biliyor musun, bende mıncırılmayı özledim"

Dediğim şeyden memnun olacak ki gülümseyip beni yatağa bıraktı ve yanıma geçip yanaklarımı mıncırıp öpmeye başladı. Ben ise gülerek onu izliyordum. Bir kedi sever gibi seviyordu beni. Başkası olsa garipserdi ama Hyunjin beni hep böyle severdi. Ben de bundan memnundum tabii.

" Sana çok aşığım ben ya. Napıcaz biz böyle."

Dediği şeye karşılık vermek için,

"Hmm bilmem. Bence öpüşebiliriz"

İkimizde güldük. Dudağıma bir öpücük kondurdu. Ben de onun üzerine atlayıp yıkılmasını sağladım ve ona sıkıca sarıldım.

Bir süre daha durduktan sonra ikimizde uyuya kalmıştık. Sabah olduğunda alarmın sesiyle sevgilimin sıcak kollarından inmek zorunda kaldım diyecektim fakat hissettiğim sıcak şey sevgilim kolları değil, yastıktı. Sabahın köründe nerede diye odadan çıktım. Mutfaktan sesler geliyordu, mutfağa gittim. Hyunjin oradaydı. Birşeyler hazırlıyordu. Ona gidip arkasından sarıldım ve boynunu öptüm. O da arkasını döndü ve bana sarıldı.

"Benim minik sevgilim uyanmış mı bakalım?"

"Hmhm."

" Bak sana kahvaltı hazırladım, nasıl?"

Masaya baktım, sanırım bu küçük mutfakta en güzel, hatta tek güzel duran şey olabilirdi. Tabii ki Hyunjinden sonra. Gerçekten çok beğenmiştim ve okula gitmeden önce hepsini bitirmek istiyordum. Tatlarını da merak etmiştim.

" Mükemmel gözüküyorlar sevgilim."

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Hyunjinle vedalaştık, o bugün evdeydi. O yüzden eve erken gelmeye çalışacaktım. Tabii hocalar salarsa. Okula doğru yol aldım.

Ölüyorum susuyorsun.. - Hyunin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin