B Ö L Ü M S E K S E N B E Ş (+18)

473 26 45
                                    

   Yüz bin okuma için çook teşekkür ederim.
Bu bölümün bu güne denk gelmesi tam anlamıyla şans.
 
   En önemli bölümlerde biri bu bölüm...
Keyfini çıkarın...

    İyi okumalar.

Kendinize iyi bakın.

Hoş kalın... 🤍

...

   Bir adamın açtığı yarayı başka biri adam, daha derin bir hale getirmişti. Şimdi bambaşka bir adam yaralarımı sarmak için izin istiyordu. Yüzüm bir yabancının avuçları arasındaydı. Ama bana bahşedilen saf bir huzurdu.

   Babam açmıştı ilk yaramı. Lucas daha da derinleştirdi çatlaklarımı. Dylan ise sarmak için orada bekliyordu beni.

   "Neden senden uzak kalmama izin vermiyorsun?" Dedim içimdeki umudun ben engel olamadan daha fazla büyümemesi için. Eğer umut bir hastalık gibi bir yerde büyümeye başlarsa daha da imkansızlaşırdı iyileşmem.

   Çünkü umut olmazsa kendi kendimi toplamak zorunda kalırdım. Biri bir umut ışığı yakıp bir anda beni karanlığa bırakırsa tamamen kararırdı dünyam.

  Anlımı çenesine yaslarken buldum kendimi. Onunla karşı karşıya geldiğim her anın böyle bir teslimiyetle bittiğini fark etmem uzun sürmedi. Dudaklarının sıcaklığını saçlarımın başlangıç noktasında hissetim. Açık gözlerim benim dahi şaşırdığım huzurla kapandı. Direnmeme gerek yoktu. Ruhum kabul ettiği bir yenilgiye zihnim uğraş vermezdi.

   "Bunu istemediğini biliyorum Angel. Sensizlik fikri darmadağın ediyor beni."

  "Tecrübe etmeni istemem ama. Gittiğim her yere karanlığı götürme gibi kötü bir huyum var, benim." Sözlerim beni güldürdü. Böyle komik geliyordu, ben söyleyince... Ama kanalığına sebep olduğum insanlardan duyunca kırıcı olmayı hiç bırakmıyordu. Hep aynı acı beliriyordu sol yanımda...

   "Sen mi getireceksin bana karanlığı?" O da güldü. Komik bir şey söylemişim gibi.

   "Angel senden gelecekse karanlık bile en cezbedici güzellik olur. Unutma gecenin de bilinmezlikle kaplı bir karanlığı var. Ama yıldızlar da ona ait, hep onunla..."

   Sessizlik ilk kez bu kadar uzun sürdü benim için. Her anımda bir acıyla beraberinde gelen zihnimdeki ses huzura teslim olmama izin verdi.

   İlk yaramı sarması için ona yardımcı oldum. Lucas'ın bana sadece hazza götüreceğini söylediği yolculuğa Dylan'ın elini tutarak çıktım. Bir amaç olmadan her anını hissetmek istediğim bir andı bu.

    Yeni çıkmış sakallarını sardığı yanaklarına dokunup dudaklarımız arasında çok az bir mesafe kalana kadar yaklaştım. Nefesimin dudaklarına dokunduğunu hissetmek beni heycanlandırırdı. Ama asıl heyecalandığım şey sınırlarım yokken onunla bunu hissetmektir. Bir olmanın verdiği hissi böyle tatmak istiyordum.

   "Seni seviyorum Dylan Copper."

   Gülümserken gözlerinin içindeki parıltıya şahit olmak deneyimlediğim en hoş anlardan biriydi. Nefesinin düzensizleşmesi ve kirpiklerindeki fark edilir titreme... Bunların hepsi bir an olsun pişman olmamı engelledi. Onu sevdiğimi söylemem o an verdiğim en doğru karardı.

   O bana aşıktı. Bunu kendisi söylemişti. Şimdi benim ona olan hisselerimi söylemem yanlış ya da gereksiz bir şey olmazdı. İki yana kıvrılan dudaklarının da bu durumdan mutlu olduğu aşikardı. Dudakları aniden dudaklarıma dokundu. Çok sakin bir dokunuşla başlayan öpüşüne ensesine sarılan ellerimle daha yoğun bir anlam yüklendi. Elleri kalçama tutundu. Ve onun yönlendirmesine içgüdüsel olarak katıldı bedenim. Kucağında yerime alırken onun tarafından merdivenlerden yukarıya taşındım. Dudakları dudaklarıma silinmez izler bırakıryor aldığım yeni nefesler ona ait olanlar oluyordu. Bir eli belimi düşmemem için sararken diğeri tişörtümün içine girip tenime dokunmaya başladı. Bir anda kendini benden uzaklaştırdı.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin