4.

286 13 5
                                    

Yemek masasına oturduğumuz sırada hiçbir şey konuşmak da yemek de istemiyordum. Onun böylesine değişmiş oluşu canımı çok sıkıyordu. Rick 'e de bir özür borçluydum, yoksa değil miydim? Onun böylesine değiştiğini bilmiyordum sonuçta. Sadece düşünüyordum. Yorucu bir gündü ve uyumak istiyordum.
Negan: Hey, hâlâ kızgın mısın tatlım.
Eve: Kızgınlık mı, o da nedir? Ayrıca, bana artık tatlım demeni istemiyorum. Bana sadece Negan Smith tatlım diyebilir. Şimdi beni Rick 'in yanına geri götür.
Negan: Ben gerçeğim, Negan Smith burada. Lütfen Rick 'i unut onunla bir takas yaptık. Eğer seni ona geri götürürsem onlardan biri ölmek zorunda kalır. Lucille aç kalsın istemeyiz.
Gülerek elindeki dikenli sopayı gösteriyordu. Ondan nefret etmek istemiyordum ama beni buna zorluyordu. Bir dakika Lucille mi dedi o-
"SEN AZ ÖNCE NE DEDİN!?"
"Ne dedim ki?"
"Lucille 'e ne oldu?"
"Ahh, sopayı mı diyorsun. Bu uzun hikaye."
"Sopadan bahsetmediğimi ikimiz de biliyoruz Negan."
"Ah hayır, bilmiyoruz. Şimdi Lucille konusunu kapat ve soğumadan yemeğini bitir. Her gün yemek yapmam, tadını çıkar."
Orayı terk etmek istiyordum, ama bedenim beni umursamadı. Sıkışmıştım.

Ayağa kalkmayı başardığımda ise Negan orada dikilmiş beni süzüyordu. Kendimi rahatsız hissetmiştim. Öyle ki sesim beklediğimden daha farklı bir dilde çıkmış artı daha sesliydi: "SMETTILA DI GUARDARMI!" bunun anlamı bana bakmayı kesmesi gerektiğiydi. Negan da bunu anladı ve kahkaha atmaya başladı. "Sinirlenince ne kadar da tatlı oluyorsun, hah?"
Nefes alamamaya başlamıştım, alnım boncuk boncuk terliyordu. Yine kendimi kaybediyorum sanıyordum ancak öyle olmadı.
"Eve, dur. Güçlü nefesler al tatlım. Geldim. Bekle, bekle."
"Bana dokunma Negan."
"Çok geç, hadi gel."
Beni nazikçe kucağına almış ve yatağına yatırmıştı. Başımı kaldıramıyordum, ağrı tam anlamıyla saplanıyordu.
"Hemen sana nemli bir bez getiriyorum, sakın kıpırdama!"
Kıpırdayacak gücüm yoktu ama hâlâ konuşabilecek kadar gücüm vardı, karşılık verdim.
"Ateşim yok benim, nemli bezi ne yapacaksın?"
"Sus ve bekle."
Bir odadan diğerine sesleniyordum, doğal olarak boğazım ağrımaya başlamıştı ama bu beni durdurmadı. İçimdekileri kusmaya başladım.
"Biliyor musun, böyle oluşumun sebebi sensin. Rick ve diğerleriyle birlikteyken şu an olduğumdan çok daha iyiydim. Neden sadece geri gitmeme izin vermiyorsun. Senin için savaşamam, aylakları avlayamam. Ben kan dökemem. Hiçbir işine yaramam, sadece bırak gideyim."
"Ah hayır, hayır." Yatak odasına doğru geliyordu. Suratında asık bir yüz ifadesi bulunuyordu.
"Neden gitmek için bana yalvarıyorsun? Bunu yapmana dayanamıyorum, hani biz dosttuk?"
"Artık olamayız Negan..." gözlerimden yaşlar süzülüyordu, durduramıyordum onları.
"Neden olamayız, bir sebebin var mı?"
"Evet, sebebim var. Seni tanımıyor oluşum. Tanımadığım biri ile dost olmamı bekleyemezsin benden."
"Elbette bekleyemem, yani dost olmanı. Bu yüzden daha iyi bir fikrim var. Göreceksin."
"Negan, anlasana. Ben sürpriz ya da başka bir şey istemiyorum. Ben seni istiyorum, eski seni."
"İstediğini alacaksın, merak etme. Şimdi, biraz uyu ve dinlen."
Negan cevap vermemi beklemeden odadan çıkmıştı, yalnız kalmıştım. Hep olduğu gibi. Geri gelmesini diliyordum içten içe. Ama o beni uyumam için bırakmıştı. Dışarıdan gökgürüldeme sesleri geliyordu. Evet belki çocuk değildim ama yine de korkunç bir atmosfer oluşturuyordu ve bu durumda uyumam da mümkün değildi.
Dışarı çıktım, Negan 'ı arıyordum. Neredeydi bu tanrının- ohh...
Cezası mıydı yoksa ödülü mü... Bilemiyordum. Yağmur çiselemeyi bırakmıştı, artık bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Koşmaya başladım. Gördüğüm herkese Negan 'ı soruyordum. Bir kadının 'ne bu şamata' dediğini duyabilmiştim sadece. Aceleyle yürümeye devam ettim, sonunda Negan 'ı bulabilmiştim. "NEGAN" diye haykırdım. "Neredeydin?"
"Tatlım buradayım. Ama hastalanacaksın, içeri geçsen iyi olur. Hastalanmanı hiç istemem, biliyorsun."
diye yanıtladı. Uzun süre cevap veremedim. Çenem titriyordu. Negan 'ın hangi delikten çıktığını ilk başta görmemiştim. Ama çıktığı delikten başka kadınların da çıktığını farketmem uzun sürmemişti. Bana sarılmaya başlamıştı ki aklım başıma geldi. Onu olabildiğince kuvvetlice ittirdim ve bir tokat attım. Tokat atma kısmı tamamen refleksten ibaretti ama sonumu getirebileceğini anlamamıştım.

Negan the FUC*KING Smith Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu