8

41 10 17
                                    

Oturduğum yerde kaldım öylece. Buz kestim. Nefesim kesildi sanki. "İyi ki bitti." demişsin Jay, cidden o kadar mı nefret ediyorsun benden? Cidden bana layık gördüğün bu mu?

Haklısın Jay.
İyi ki bitti.
Hayal gücüm gelişti misal. Eskiden böyle değildim. Gördüğümün ötesini göremezdim. İki boyutlu yaşamdan boyutlar arası yaşama geçtim. Artık dünyadaki her şey seninle bağlantılı Jay. Sabah güneşi doğuyor, diyorum; Jay'im de aynı böyle; dünyada bir tane. Derin bir nefes alıyorum diyorum, şimdi o olsaydı, kokusu burnumdaydı. Yüzümü yıkıyorum, su diyorum, sanki Jay'in elleri yüzümde geziyormuş gibi. Başımı gündüz yukarı kaldırsam gözlerinin karası, gece kaldırsam saçlarının siyahı. İyi ki bitmiş hakikaten. Bitmeseydi sabah kalkar, yüzüne bakar, saçını koklar, dudağından öper güne öyle başlardım mesela. Ne sıradan. Hiç yaratıcı değil. Ufkumu açtın Jay. İçimdeki üçüncü sınıf şairi uyandırdın. Bitmeseydi, şu saatte birlikte oturmuş belki de L koltuğumuzda battaniyeye sarılmış film izliyorduk, bak şimdi tek başıma seni sayıklıyorum.

"Beklemesin beni." demişsin. Bencil. O kadar kolay mı sanıyorsun, şıp diye unutup bir anda bırakmak? Oysa ben hâlâ belki dönersin diye hayal kurup duruyorum... Acınası, değil mi?
Mesela, ben seni terk edilmiş evlerin posta kutusunda beklerim. Kırk gün kırk gece tarihi geçmiş faturalarla, pizzacı ilanlarıyla yatar kalkarım. Sesim çıkmaz Jay, ne demek beklemesin beni? Göçmüş kuşların yuvalarında, kelebek kozalarında, yol kenarlarında, otobüs duraklarında, parktaki banklarda, kaldırım taşlarında, kimsesiz sokaklarda bile beklerim ben seni. Varlığı unutulmuş paltoların cebinde, kilidi kaybolmuş çekmecelerde beklerim. Bin yıl açılmayacak kitapların arasında kuruturum kendimi. Sen gelmiş bana, "Beklemesin beni." diyorsun. Acı verici.

Bir süre boyunca sadece olduğum yerde oturdum. Kapattım telefonumu. Kim ne yaparsa yapsın, umrumda değil. Hayal kırıklığı içinde akan gözyaşlarımı sildim. Jay'e lanet okuyacaktım, yapamadım. "Umarım bana yaşattıklarının aynısını yaşarsın." bile diyemedim. Aynılarını yaşamasın, bu kadar ağırını kaldıramaz o. Hava kararmıştı çoktan. Bir ara kalktım, Maeum'un mamasını, suyunu falan tazeledim. Sonra yatak odasına gittim. Yatağa girdim, tek başımayken soğuktu. Sessizce uyumayı bekledim, belki bir şeyler düzelir diye. Gözyaşlarım yastığıma akarken, boğazımda oluşmuş bir yumru yutkunmamı bile engellerken ben bir zavallı gibi çaresizce uyumayı bekledim.

kalabilirsin | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin