12

273 43 103
                                    

Sırtını duvara yaslayıp ihtiyacı olmamasına rağmen iç çekti Seungmin.

Ne yapabilirdi ki? Nasıl halkını kurtarabilirdi?

Emekleri boşa gidiyordu, bunu nasıl durdurabilirdi?

Omzunda hissettiği dokunuşla bakışları Changbin'i buldu.

"Toplayabildiğimiz kadar vampiri topladık, sanırım yedi yüz elli bir var. Diğer ülkelerde durum ne bilmiyorum." Seungmin bakışlarını kaçırırken Changbin onun önünde elini sallayıp dikkatini üstüne çekti. "Toparlanacağız." Seungmin bir süre sessizce ona baktı.

"Minho'yu en başında parçalamalıydım."

"Onu bıraktığın için kötü hissediyorsun değil mi?"

"Hayır, onu bıraktığım için en ufak bir şey bile hissetmiyorum. Yorgunum Changbin, hissedemeyecek kadar yorgunum." Changbin ona sarılmaya girişmişti ki Seungmin geriledi. "Sorunlarımı kaslarınla çözemezsin."

"Benim kaslarım her şeyi çözer, gel buraya." Seungmin bu sefer onun sarılmasına itiraz etmedi.

"Bir dokuz yüz yıl daha dayanabileceğimi sanmıyorum, nasıl düzelteceğiz hepsini?"

"Üstüne insan kanı kokusu sinmiş." Changbin'in birden söylediği şey üstüne Seungmin ona olanları anlatmadığını hatırlayıp kısa bir özet geçti.

"... Jeongin'in kokusu diğerlerinden biraz farklı, o sinmiştir."

"Belli, yoğun bir koku. Onlarla ne yapacaksın?" Seungmin ondan uzaklaşıp sırtını arkadaki duvara yasladığında Changbin de ona baktı, sarılmaktan pek hoşlanmadığını bildiğinden tekrar sarılmaya girişmemişti.

"Jeongin'in tadına bakmadan onu göndermek istemiyorum, bu yüzden bir süre yanımda kalacaklar. Eğer insanlar katletmeye devam ederlerse de onları ele vereceğim."

"Jeongin ve Felix'i mi?"

"Evet."

"Ya Hyunjin? Ve Jisung?"

"Onların götünü kurtarmak zorundayım." Seungmin bakışlarını etrafta dolaştırdı, yüzyıllardır emek verdiği her bir vampiri tek tek süzdü.

"Kötü hissetmeni anlıyorum, yüzyıllarca yaşadın yani yorgunsundur da. Ama biraz daha devam etmelisin." Seungmin bakışlarını Changbin'e çevirdi tekrar.

"Vampirler de sonsuza kadar varlıklarını sürdüremezler, biliyorsun. İleride, vücudumuzdaki virüs ömrünün süresini doldurduğunda biz de tarihe karışacağız."

"Tarihe karışmandan önce sana dokuz yüz yıllık emeğini geri vereceğim, hiçbiri boşa çıkmayacak." Changbin ona gülümseyince Seungmin de hafifçe gülümsedi.

"Şunlara kan dağıtalım, kan stoğumuz da tükenecek yakında."

"Çoğunun var, bence gerek yok şu an."

"O zaman git Minho'yu kontrol et, sakın ona kan verme ama. Sadece uzaktan ne yaptığına bak." Changbin ona dönüp sırıttı.

"Merak ediyorsun değil mi?" Seungmin'in bakışlarını görünce kıkırdayıp onun saçlarını karıştırdı ve büyük sığınağın çıkışına yöneldi.

*~*

Diğerlerinin muhabbet ettiği mutfağa girip sessizce dolaba yöneldiğinde Hyunjin'in sesini duydu.

"Bizimle otursana?"

"İşlerim var, vakit ayırabileceğimi sanmıyorum." Seungmin doğrulup onlara döndü ve elindeki iki şişeyi Jisung ile Hyunjin'e verdi.

Secret Document ¦ SeunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin