Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
{Dalgalar hep maviymiş ben denizin yalancısıyım Kırgın başına yürüyen şu dünyanın yabancısıyım.}
* * *
Krem ve lacivert renklerinin hakim olduğu balo salonunda şamdanlar etrafı aydınlatmak için değil daha çok ortamın havasına uygun düşsün diye konulmuştu. Süslü elbiselerin ve göz alıcı mücevherlerin içindeki soylu hanımlar gerek konumları gerekse içinde bulundukları davete uygun kıyafetlerin içinde olmanın verdiği kibirle göğüslerini kabartarak alkol bardaklarını ellerinde tutuyorlardı. İstekli görünmeyen zarif olduklarını düşündükleri samimiyetsiz tebessümleriyle kur yaptıkları alfalarla flörtleşiyorlardı.
Erkek omegalardan birkaçı da elbise giymiş makyaj yapmış ve takı takmışlardı, kendilerine has güzellikleri daha da harmanlanmıştı adeta.
Alfalar ise oldukça heybetli göründükleri takımlarıyla göz dolduruyorlardı. Feromonlarını yaymaya özen gösterseler bu kadar güzel omegaların içinde kendine hakim olamayan birkaç kişi olmuştu haliyle.
Prens taehyung ise misafirlerle ilgilenirken nezaketini koruyordu fakat buna katlanmaktan hoşlanmıyor gibiydi. Omega bu hallerine şaşırmıştı, genelde saray içerisinde dahi bu denli kibar olmamıştı. Özellikle de kendisine karşı olabilecek en zalim haliyle duruyordu.
Sarışın bir dük onlara doğru yanaştı.
"Merhaba prens taehyung, sizi uzun zamandır görmüyordum. Yarım kalan konuşmalarımız vardı, hala unutamıyorum."
Hafifçe gülümsedi prens, ona gülümsemek çok yakışıyordu.
"Merhaba sevgili dostum. Haklısın görüşemedik, bunu en kısa zamanda telafi edeceğimize inanıyorum."
Konuşmalarına devam ettikleri sırada jeongguk sessizce prensin yanında bekliyordu. Baloya danışman eun il de gelmişti fakat yanındaki kişiyi tanımıyordu jeongguk, o ikisinden özellikle uzak durmaya çalışıyordu.
Önünde bağladığı ellerine kafasını eğmiş dudaklarını büzerek bekliyordu.
"Omeganla geldiğini bilmiyordum! Bizi tanıştırmalısın taehyung!"
Omeganla mı? Hayır, hayır çok büyük bir yanlış anlama.
Hızlıca kafasını kaldırdı büyük gözleri maskenin altından bile belli oluyordu dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı.
"Omegam değil Harry. Merhum kardeşim prens namjoonun çok yakın bir arkadaşı" ,omeganın gözlerinin içine bakarak kinayeli sesiyle konuşmaya devam etti, "onun ölüm haberinden sonra saraya taşındı, böyle bir baloya gelmesi gerekiyordu."
