21. BÖLÜM

281 9 0
                                    


Gecenin karanlığının çöktü sokakta kartal diye bağırdı Gökşin ama boş sokakta sesinin yankılanıp tekrar ona  dönmesinden başka hiç bir şey olmadı.

Boş sokakta etrafa bakınarak yürürken bir yandan da Kartal diye seslenmeye devam etti. Kartal'ı bura da  bulamayacağını anlayınca eve süreyya hanımın yanıa döndü. Açık kapıdan içeri girdiğinde korkulu gözlerle kendisine bakan Süreyya hamımla göz göze geldi.

'' Kartal beni asla affetmeyecek?'' Oldu Süreyya hanımın dudaklarından dökülen sözler.
''Şuan kartalın sizi affetmemesinden daha önemli sorunlarımız var Kartal'ın nerde olduğunu bulmamız lazım?''
'' Kartla beni asla affetmeyecek, kartal beni asla affetmeyecek'' durmadan aynı şeyleri tekrarlayan kadına karşı tahammül gücünün kalamdığını hissetti Gökşin bir an önce kartalı bulması gerekiyordu.

'' Kartal zaten sizi hiç bir zaman affetmedi zaten" diye acımasızca söylendi.
Duyduğu şey ile bir kez daha yıkıldığını hissetti Süreyya hanım. Kartalı'ın onu affetmediğini biliyordu ama affedeceğine dair o umut bu gece itibarıyla tamamen yok olmuştu.
'' Bak Süreyya şuan üzgün olduğunun fakındayım ama bizim öncelikli hefedimiz Kartal'ı bulmak. Şuan da hissettğin şeyleri susturup Kartal nereye gitmiş olabilir onu düşünmeliyiz.''
Aralarında geçen konuşmalardan sonra Gökşin evden ayrılıp Kartal'ı aramaya çıkmıştı ama 2 gün geçmesine rağmen Kartal'ın nerede olabileceğine dair en ufak bir ip ucu bulamamıştı. Şimdi ise Kartal'ın hastanede ki odasından çıkmış asansörlere doğru ilerlemişti ki içinde ki Zeyşan'ı görme isteğini bastıramadı. Adımları onu Zeyşan'ın bulunduğu odanın önüne getirince derin bir nefes aldı. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde yatakta yatan kadına baktı önce gün be gün kötüye gittiğini anlamak için bir bakış yeterliydi.

Yattığı yatakta karşısında ki kadını baştan ayağı süzdü Zeyşan.  En son gözlerinde takılı kaldı bakışları.
Gözlerini ilk çeken Gökşin oldu Gözlerin de gördüğü o tanık hissin onu boğmak üzere olduğunu düşündü.

'' özür dilerim''
'' ne için?''
'' O gün yaptığım şey yalnıştı''
'' Kocamın başka bir kadından olacak çocuğunu söyelediğin için mi özür diliyorsun yani''
'' belli ki sana söylemeyeceklerdi bilmeyecektin o çocuğu yani en azından iyileşene kadar ''
'' Ben aslında her şeyin farkındaydım. Kocamın içten içe çocuk için o kadını kabul ettiğini biliyordum, kocamın o kadına yavaş yavaş çekildiğini biliyordum ama bilmiyormuş gibi yapmak daha kolaydı ama sen o gün bilmiyormuş gibi yaptığım ne varsa beni tekrar yüzleştirdin. Bana bu acıyı yaşatanlar benden hiç özür dilememişken sen beni bilmiyormuş gibi yaptığım şeylerle yüzleştirdiğin  için mi özür diliyorsun''

Duyduğu şey ile içinin acıdığını hissetti Gökşin ve hiç bir şey söylemeden yavaş adımlarla odayı terk etti.
Hastaneden çıktığında bulduğu ilk taksi ile evine gitti. Gözleri karşı daireye değdiğinde bir kez daha karmakarışık hissetti. Kartal yoktu, abisi gibi gördüğü adamdan iki gündür haber alamıyordu ve bu defa ki gidişi diğerleri gibi değildi. Daldığı düşüncelerden sıyrılmasına sebep olan şey çalan telefonuydu.

''Efendim Süreyya hanım''
'' Hala bir haber yok değil mi Kartaldan''
'' yok Süreyya hanım. bugün tekrar hastaneye gittim en ufak bir haber yok''
'' Ne yapacağız biz Gökşin ne yapacağız''
'' Bilmiyorum Süreyya hanım. telefonu kapalı gidebileceği her yere baktık ama yok nereye gitti gittiği yerden döner mi ne zaman döner inanın bilmiyorum''
'' Sende bana karşı karşı cephe almış durumdasın bunun farkındayım ama lütfen bana yardım et''
'' Süreyya hanım Kartal benim abim onu bulmayı sizden daha çok istiyorum ne halde nasıl hissediyor diye düşünmekten kafayı yemiş durumdayım''
'' Tamam en ufak bir haber alırsan bana hemen haber lütfen''

Kapanan telefon ile beraber odasına doğru adımladı. Yatağın üzerine uzandığında eli gayrı ihtiyarı çekmeceye gitti ve Gökalp ile birlikte çekildikleri fotoğrafa baktı.

''Keşke burda olsaydın Gökalp keşke burda olsaydın. Kartal dan iki gündür haber alamıyoruz kafayı yiyecek gibi hissediyorum Gökalp sen yoksun Kartal'ı da kaybedersem nasıl hayatta kalırım bilmiyorum'' dedi boğazına oturan yumru ile birlikte ve devam etti burda olsan sana gelirdim yine sana anlatırdım derdimi sen yine bana kocaman sarılırdın geçmezdi bu his ama biraz hafiflerdi belki ama Gökalp'ten geriye mezarı kalmıştı.
Mezar diye geçirdi içinde mezar diye tekrar etti.
elini hızla telefonu götürdü Süreyya hanım yazan numaranın üzerine bastı.

''Gökşin''
''Kartal'ın annesinin mezarı nerde ''
'' Ne''
'' Kartal'ın annesinin mezarı Türkiye de mi?  yani bilmiyorum belki yanılıyorum ama Kartal belki ordadır''

'' Türkiye de mezarı ben çıkıyorum hemen adresi sana mesaj atarım ''
'' tamam ama benden önce oraya varırsanız ve Kartak ordaysa beni bekleyin lütfen karşısına çıkmayın''
Süreyya hanım ile aralarında geçen konuşmalardan sonra iki kadından evden nasıl çıktığını mezarlığa nasıl geldiğini anlamamıştı.
Taksiden indiğinde aracının önünde bekleyen Süreyya adıma ilerledi Gökşin.
''Baktınız mı orda mı? ''
''Cesaret edemedim ''
'' tamam birlikte bakalım''
Mezarlığın içerisine doğru ilerleyen iki kadın mazrın başında oturmuş mezar taşına bakan adamı görünce oldukları yerde öylece kaldılar.
ilk harekete geçen Gökşin oldu. Yavaş adımlarla Kartal'ın yanına adımladı.
''Kartal'' dedi ona bakması için ama aradan geçene bir kaç dakikaya rağmen 
Kartal da  hiç bir hareketlenme olmadı ama bu defa sessizliği bozan o oldu.
''Annemin canı çok yanmışıdır Gökşin'' Karşısında ki adamın çocuk masumluğu ile sorduğu soru ya ne cevap vereceğini bilemedi Gökşin
''Kartal ''dedi tekrara ama ses tonu  sanki bana bu soruları sorma der gibi çaresizlik akıyordu.
'' Benim annem intihar etmiş ''
Duyduğu şey ile adımlarını kartal'a doğru atıp mezarın başında çareszice oturan adama sarıldı''
''Geçecek Kartal belki sürekli kanayacak ama sana söz bugün seni boğan bu acı bir gün geçecek''
Kendisine sarılan kadın ile gözlerinden yaşlar akmaya başladı adamın.
Sarıldığı adamdan uzaklaşıp usulca göz yaşlarını Kartal'ın gözyaşlarını sildi.
''Ben yanındayım abim ben yanındayım''

1 Hafta sonra

Aradan geçene bu bir hafta çok berbat ve yavaş geçmişti. O gün güç bela Kartal'ı eve getirmişler di ve bu bir hafta da Kartal hala kendine gelememiş ve kimseyle konuşmuyordu. Gökşin ise Kartal'ın etrafında dört dönüp onu hayata döndürmeye çalışıyordu.
Şimdi ise mutfak da belki bugün bir şeyler yer umuduyla yaptığı çorbayı kaseye koyuyordu. Çorbayı ve bir dilim ekmeği koyduğu tepsiyi eline alıp kartal'ın kaldığı odaya ilerledi.
Ayağı ile kapıya bir kaç kez vurduktan sonra içerden gelen

''gel '' sesi ile içeri adımladı.
''Sana mis gibi bir çorba yaptım bugün yapılan hiç bir ititazı kabul etmiyorum'' dedi Gökşin sabit tutmaya çalıştığı sesiyle.
'' Teşekkür ederim'' dedi Kartal hissiz bir sesle.
Karşısında ki adamın günden güne kötüye gittiğini göremek çok çaresi hissediyordu Gökşin'e.
Elindeki tepsiyi masaya bırakıp Kartal'ın  yanına oturdu.
'' Öğrendiğin şeylerin senin için çok zor olduğunun farkındayım Kartal, ama ne zamana kadar bu oda da kalacaksın'' diye sordu Gökşin.
Kartal ise Gökşin'in söylediklerini es geçetrek günlerdir planladığı hesaplaşmayı hayata geçirmek istiyordu. Bunun için aklında ki soruyu Gökşin'e yöneltti.
'' O kadın nerde ?''
'' Süreyya hanımdan mı bahsediyorsun?'' diye sordu Gökşin. Bu soruyu durmak onu hem korkutmuş hemde şaşırtmıştı bir hesaplaşmanın yaşanacağını elbette biliyordu korkusu bundan dı ama bunun bu kadar erken olmasıydı Gökşin'i şaşırtan.
'' evet''
'' Kartal ''
'' O kadını ara buraya gelsin'' deyip yattığı ytaaktan kalktı.
'' Bunun için erken kartal iyi değilsin''
'' Biraz önce sen demedin mi ne zamana kadar bu oda da kalacaksın diye hapsolduğum bu yerden çıkmaya karar verdim.'' 

ZEYŞAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin