23

16.1K 400 119
                                    

kutunun içini karıştırdım. mektuplardan birisinin zarfını yırtıp okumaya başladım. 

"güzel bebeğim... güzel kızım... gözbebeğim selinim... bu hayatta en kıymetlim sensin. tüm hayatın boyunca yanında olamayacağım. bir gün geldiğinde benim kim olduğumu öğreneceksin. bana karşı olan tavırlarının değişmemesini ümit ediyorum. büyüdükçe neyi neden yaptığımı anlayacaksın. belki bana kızacaksın ama tüm mal varlığım sana kalınca kızgınlığın geçecektir güzel kızım."

daha fazla okuyamadım. selin bunları bilmemeliydi. kimse bilmemeliydi. 

kapı çaldı. içeri ferdi girdi."

"abi sen de bir şey yer misin?.... patron iyi misin?"

"iyiyim. yemiyorum bir şey. siz yiyin."

"bir sorun mu var? o şerefsizle mi alakalı?"

"yok bir şey dedik ya ferdi. siz işinize bakın."

"patron bizden bir şey saklamıyorsun değil mi?"

"uzatma ferdi."

ferdi bilgisayar ekranına baktı.

"ne vardı o kasetlerde."

"ne zamandır benim işime karışılıyor? sakin davranıyorum diye şımarma."

"özür dilerim."

ferdi odadan çıktı. şimdi ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. tüm mektupları sırayla okudum. videoları tekrar izledim. anlaşılan tüm akşam ayaktaydım. güneş aydınlanmıştı. selinden gelen telefon ile farkına vardım.

"alo?"

o hala aynı kişi. hala benim aşık olduğum güzel kız.

"söyle güzelim."

"ne yapıyorsun?"

"otururyorum sen?"

"ben de yeni kalktım."

"uykkucu seni."

"sus ya. abim orkun abi ve elifi çağırıp konuşalım diyor. hem kaset işini halletiysen akşam bizde kalırdın. onları izlerdik."

selinin o videoları izlememesi gerekiyordu. hiçbir mektubuu da okumaması. babsından haberi olmamalıydı. 

"selin kasetler bozuktu. çok  uğraştım ama kurtaramadım."

"hadi ya. of. babama dair bir şeyler izlemek çok istiyordum. neyse sen getir kutuyu bugün o zamana. en azından mektuplar var."

"yok."

"nasıl yok."

"yani yoktu. kutuda sadece kasetler vardı."

"allah allah emin misin?"

"evet."

"ben mektupların da olduğuna çok emindim. neyse o zaman. sen ne zaman gelirsin?"

"orkunlar gelmeden gelirim."

"tamam. görüşürz."

"öptüm bebeğim."

telefonu kapattık. şimdi ne yapacağımı düşünüyordum. içeriden gelen seslerle koşarak odadan çıktım. bizim çocukları bağlamışlardı. pars karşımda bana silah doğrultmuştu.

"naber yakışıklı?"

"ne istiyorsun? niye geldin?"

"ben canını almak istiyorum ama-"

"ama sahibin izin vermiyor değil mi?"

pars psikopatça güldü. elleri bağlı yerde diz çökmüş ferdinin omuzuna ateş etti. 

Abimin arkadaşı (+18) -Yeniden YazılıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin