sebastian'a götürün beni (11)

370 44 10
                                    

yazar'dan

Ryan geldiği eski deponun önünde durdu, içeride oturan Marcao'nun köpeklerini gördü. bu işi zaten başka kim yapardı ki? arkasından başına sertçe vurduklarında görüş alanını kaybetti

Sebastian çoktan uyumuştu, Altay onun olayları öğrenmemesi için meyve suyuna uyku ilacı atmıştı volkan hoca ise Ryan'ın babasının karşısında oturuyordu

"Oğlunuz yani benim öğrencim kaçırıldı, bu konu hakkında ne yapabiliriz diye size danışmak istedim" dedi

"kim buna cüret eder, bunu yapan bilmez mi beni?" dedi Ryan'ın babası sinirle

"Ryan'ın gerçekte kim olduğunu ortaya çıkartmak ile tehdit etmiş" dedi volkan hoca

Ryan'ın babası adamlarını çağırdı "hemen oğlumu bulun, yerini tespit etmeniz için 10 dakikanız var" dedi sinirle Ryan bu adamın tek oğluydu çok değerliydi

"baba ne oluyor?" dedi içeri giren 4 yaşındaki kız

"yok bir şey güzel kızım abinin arkadaşları bir şey sormaya gelmiş" dedi yumuşak sesiyle mert, irfan, becao ve apo hayret etti bu adam kızına nasıl birden böyle oldu diye

Kimse konuşmadı cesaret edemedi 7 dakika olduğunda içeri giren adamlar Ryan'ın babasının kulağına eğildi "tamam getirin oğlumu" dedi sakince

volkan hocaya döndü  "size teşekkür borçluyum, haber vermeseniz ne olurdu kim bilir" dedi adam

"yok ne teşekkürü, Ryan değerlidir bizim için" dedi volkan hoca Ryan'ın babası sadece başını salladı ama bu iyiliği karşılıksız bırakmazdı

RYAN'DAN

Bırakacak mısın lan Sebastian'ın peşini?" diye sordu Marcao

"Bırakan en adi orospu çocuğudur" dediğimde elindeki demir sopa ile bir kez daha vurdu ellerim bağlı olmasa bilirdim bunlara yapacağımı

"istersen bırakma, o babanın kim olduğunu öğrenince zaten bıracak seni" dedi ve gülerek yumruk vurdu acıyla bağırdım

birkaç saniye sonra gelen silah seslerine gülümsedim "canım babam" diyip ağzımdan ve burnumdan gelen kanlara rağmen gülümsedim götü tutuşmuştu piçin arka kapıya doğru kaçıştılar

içeri giren adamlar beni görünce yanıma gelip ellerimi çözdü "efendim iyi misiniz?" diye sordu

"iyiyim, beni evime bırakın" dedim konuşacak hâlim yoktu

"bu şekilde gidemezsiniz önce bir hastaneye gitseydik, ya size bir şey olu-" dedi

sözünü kestim "Sebastian'a götürün beni" dedim son gücümle beni onaylayıp arabaya bindik bir süre sonra mahalleye girdik çok özlemişim aq. arabadan inip apo'yla kerem'in evine gittim

kerem beni görünce bana koşup sarılacakken morluk içindeki kollarımı ve kan içindeki yüzümü görünce durdu "ryan abi bu hâlin ne?" diye sordu şaşkınca

"Marcao dimi" diye sordu Altay konuşacak hâlim yoktu sadece başımı salladım

"Sebastian nerde?" diye sordum

"içerde uyku ilacı verdik gizlice, uyuyor" Altay'ın omzuna vurup teşekkür ettim

"Böyle girme Ryan yüzünü temizleyelim" dedi Altay hayır anlamında başımı salladım Sebastian'ın bulunduğu odaya topallayarak girdim kapıyı kapatıp kilitledim Sebastian'ın yanına uzandım elimdeki pamuk ile kanları durdurmaya çalışıp uyanmasını bekledim

beklerken ellerimi saçlarına koydum "birtanem benim" dedim saçlarını okşarken

"iyiki beni seçtin Marcao'yu seçseydin ne yapardım bilmiyorum" dedim kendi kendime gülerek tüm yaralarım sızlıyordu

Sebastian'ı izlerken yavaştan gözlerini açtı, bebek gibi uyanıyordu beni görünce durdu inanamadı gözlerini ovuşturdu

gözleri kocaman açıldı oturur pozisyona geldi "Ryan bu sen misi- sensin, bu hâlin ne?" dedi gözleri dolup bağırırken

"Tamam sakin ol iyiyim bak" dedim zorla konuşarak

Dolan gözlerinden yaşlar akmaya başladı "kim yaptı bunu sana?" dedi moraran kolumu önce okşadı sonra minikçe öptü

"bak sen öptün geçti bitti" dedim zorla gülümseyerek

"yüzünün hâline bak kafayı yiyeceğim Marcao yapmış dimi bunu? ondan öyle korkmadan yanıma geldi" dedi sinirle Marcao'dan nefret etmesi güzel bir şeydi

"yanına mı geldi birde? Altay'a emanet ettim birde seni o kadar bir şey yaptı mı sana?" sinirlerime hakim olamayıp oturacakken ağrılardan tekrar yattım

"hâlâ beni düşünüyorsun" dedi ağlamaya devam ederken

morluklarımı okşarken "güzel Ryan'ım ne hâle getirmiş böyle" dedi sesi titriyordu

"sen birde karşı tarafı gör" dedim gülerek sebastian da güldü elimdeki pamuğu alıp dudağımdaki kanları sildi

"beni şu an ne iyileştirir biliyo musun? öpücük" dediğimde ağzıma vurdu çok seviyordum şu hareketini

"sapık" dedi gülerken belinden çekip dudaklarımı dudaklarına bastırdım kıpkırmızı olmuştu utanıyor muydu gerçekten?

"lan utanıyon mu?" dediğimde başını çevirip dudaklarını ısırdı

konuyu değiştirmek için "pamukla olmaz bu krem falan bir şey sürmemiz gerek" dedi yaralarıma bakıp hâlâ gözleri dolu doluydu benden daha çok canı yanıyordu odadan yavaşça çıkıp bizimkilerin yanına gittik

⏤͟͟͞͞⏤͟͟͞͞⏤͟͟͞͞☆

Bölüm sonuuu

bu bölüm ardaolmusum isteğine üzerine yazıldı yoksa 1 ay daha yazmayacaktım

her bölüm kaos yapıyom nasılım 🤭

neysee diğer bölümde görüşürüz ♡

buralarda patlar geceleri mahallenin bebeleri- ryasebOù les histoires vivent. Découvrez maintenant