section 4

169 12 6
                                    

ne kadar süredir bu halde öpüşüyorlardı bilmiyordu jaehyun; hoş, farkına varamayacağı kadar uçmuştu aklı zaten. neden onu kendine bu şekilde çektiğini bilmiyordu, yüzüne bakmaya bile utanırdı normalde lakin bu sefer geri durmak istememişti. kaçmak değil, dudaklarında olmak istemişti ve bu yüzden vücudu daha fazla düşünmesini beklemeden kendi kendine aldığı kararla onu kendine çekmişti. her ne kadar ayrıldıklarında utançla kaçmak isteyeceğini bilse de en azından ayrılana dek dudaklarındaki yumuşak dudakların tadını daha çok almaya çalıştı nefesinin kesilmeye yakın olmasını umursamadan.

doktorun elleri karnında geziniyor, onu daha çok kendine çekerek bazen bedenine yaslıyordu. bunu yaptıkça jaehyun'un ağzından kaçan ufak mırıltılar dudaklarının arasında kayboluyordu. elleri ensesinde sıkılaştı ve parmaklarını gezdirdiği saçlarını çekiştirdi. vücudunun her yanı yanıyormuş gibi hissediyordu öpücüklerinin seslerinin odaya yayıldığı her seferde.

doktor suh bedenini kendine çekerek onu dolapla arasına aldığı zaman dudakları ayrılmıştı sesli bir şekilde. jaehyun gözlerini onun yüzüne kaldıramadı, nefes nefese karnına dikmişken gözlerini, hızlı atan kalbini durdurmaya çalışıyordu. "k-kusuruma bakmayın," dedi utançla, ilk hamleyi yapan o olduğu için ne dese bilemiyordu. çünkü asla kendini açıklayabilecek gibi değildi. "ben..."

onun konuşmasını beklemeden tekrar dudaklarına kapanan bay suh istekle onu öpmeye başladığında jaehyun sıkıca onun omuzlarına tutunup kendine çekti. yapılı cüssesi üzerini bir gece gibi örterken bunun ona verdiği güven hissiyle daha çok atıldı kollarına, mırıltılarla hep dikkatini çeken dudaklarına parmak uçlarına çıkarak daha çok uzandı ve alt dudağını dişleriyle ezdi. bunu yapmasıyla doktorun nefeslerinin ağırlaştığını sezmişti, gülümsedi bu yüzden belli belirsiz.

neden bilmiyordu ama ne olursa olsun şu an kollarından ayrılmak istemiyordu, jaehyun'u ona iten çok güçlü bir şey vardı, oldukça etkilenmişti karşısındaki adamdan. nefesi kesilene dek onunla öpüşmeye devam etmişti. dokunuşları için kendini daha fazla ona itiyor, bir yandan omuzlarını okşayarak ona tutunuyordu.

ikinci kez dudakları jaehyun sebebiyle ayrıldığında, doktor suh onun ince belini okşayarak öperek şişirdiği dudaklara baktı. "bekle beni." koyulaşan sesini taşıyan sıcak nefesi güzel yüzüne çarptı jaehyun masum gözlerle onu izlerken, omuzlarındaki ellerini gevşetmeden evvel başını sallamıştı sessizce. bu izinle ondan ayrılan bay suh kapıyı kilitleyip ona tekrar adımladı.

"daha fazlasını istiyorum, jaehyun."

kararlı cümlesine karşılık sessizce başını salladı, yanakları çoktan kıpkırmızı olsa da her zamanki utangaçlığının aksine gözlerini onunkilerden çekmiyordu, ya da alamıyordu diyelim. çoktan büyüsüne kapılmış gibiydi, içinde bir yerlerde onu istediğini gayet iyi anlamıştı. üzerindeki formayı sıyırıp bedeninden attığında yarı çıplak vücudunu tüm güzelliğiyle gözleri önüne sermişti. davetkâr bakışları gözlerine tırmandı. "bu kadar güzel olman adil değil, jeong jaehyun."

onun ince belini elleriyle kavrayıp kendine çekti, bunu yapışı jaehyun'un dudaklarından ufak bir mırıltı dökmüştü omuzlarına yaslanırken. geri çekilerek odadaki sedyeye yaslandı ve hafifçe bedenini geri iterek kıvrıldı doktor suh'un kollarında. bunu fırsat bilen adam belinde gezdirdi ellerini yukarı kaydırmıştı dudakları teninin her yanını gezerken. "b-bay suh..." karnına dek kayan ıslak öpücükleri seyrederken gözlerine baktı. üstten eşsiz derecede çekici görünüyordu doktorun keskin hatlı suratı. "vaktimiz..."

"çabuk olacağım, jeong. benimle ilk seferinin böyle olmasını istemezdim, altımda ne kadar kıvrandığını seve seve görmek için başka bir zamanı kullanacağım. şu an karşı koyabilecek gibi değilim."

onun ilgisini çektiğini bu şekilde itiraf almak jaehyun'u utangaç bir şekilde güldürmüştü, ancak yeniden kasıklarında dolanan dilini hissettiğinde inlememek için alt dudağını ısırdı. "peki, bay suh?.." onun keskin gözleri kendisininkiyle buluştuğunda çenesini kavradı ve kalkmasını sağladı. bu sefer o sedyeye yaslanan taraf olmuştu. jaehyun çabucak diz çöktü ve üniformasını sıyırarak ona baktı. "yapabilir miyim?"

doktor suh onun bu görüntüsüne karşılık bir nefes çekti dişleri arasından. onu hiçbir şey yapmadan dahi bu şekilde etkileyebilmiş, kendine çekmeyi başarmıştı. kendini dudaklarına konumlayarak yanıt vermiş bulundu, şu an kelimeler için bile oldukça lal hissediyordu kendini. sıcak dilini hissetti, dudaklarının onu nasıl kavradığını gördüğünde bile delirecek gibiydi. jaehyun'sa onun bundan oldukça zevk aldığını fark etmenin verdiği hevesle tamamını kaydırmaya çalışıyordu ağzında. uzun sayılabilecek bir süre boyunca buna devam etmişti.

dilini sürtüp, ıslak seslerle emerken daha fazla bu şekilde devam edemeyeceğini hisseden doktor durdurdu onu. "bu gidişle beni içine almadan geleceğim..." bunu söylediğinde jaehyun boğuk kıkırtıları eşliğinde gözleri kısılana dek güldü. her yandan bu kadar güzel olması hiç adil değildi. "devam edebilirim bay suh, ancak..." kalkıp sedyeye uzanmasını sağladıktan sonra yavaşça çenesini kavradı. "sizi içimde istiyorum ve beni hazırlamanız gerek. benim için fazla büyüksünüz."

dudaklarına kalçasını yaslayarak vücudunu kıvırdı ve onun iyice girişini ıslatmasına izin verdi. tüm arsızlığıyla bu şekilde davranıyordu günün sonunda köşe bucak kaçacağını bilse de. çünkü onun bedenine bu şekilde dokunacak, onu hissedecek olması jaehyun'u çok heyecanlandırmıştı. dudaklarında kayarken mırıldandı kendi kendine. "sizi bazen, hayal etmiştim... yanımda, üstümde, içimde..." dudaklarından bir mırıltı döküldüğünde kendini bastırdı adamın keskin çenesine. "sanırım, sizin gözlerinizin üstümde olmasını çok istedim."

cevap almak için geri çekildiğinde gözlerine baktı, zevk dolu ifadesinde, ıslanmış dudaklarında gezdirdi gözlerini. utancının tekrar belirdiğini hissetmesiyle geri çekilmişti az önce onun üzerinde değilmiş gibi. "sizin çevrenizde ne yapacağımı şaşırıyorum..."

"istediğin olmuştu, gözlerim hep üzerindeydi." doktor suh tekrar belini kavrayıp onu kendine çekti ve altını sıyırıp oturttuğu sedyede bacakları arasına girdi. "bunu şu an itiraf etmek oldukça absürt, ancak işinde iyi olman ilgimi çekmenin tek sebebi değildi. seni daha çok... tanımak istedim. yakınında olmak. bana bay suh değil de, johnny demeni..."

dolabının gözünden aldığı prezervatifi taktıktan sonra kendini onun duvarları arasından kaydırdığında jaehyun inlememek için sertçe alt dudağını ısırmıştı. "john- johnny..."

istediğini bu şekilde duymak onun hırıltılı olduğu kadar kısık sesli bir inilti bırakmasına neden olmuştu. dudaklarından istemsiz bir küfür savruldu hızlanmadan önce. "aklımı başımdan alıyorsun..." belini özenle kavrayıp yeniden boynuna gömülmüş, baskılı bir şekilde hareketlerini sürdürmüştü.

jaehyun bedeni yanıyormuş gibi hissediyor, altında kıvranıyor ve titriyordu her bir dokunuşunda. kelimelerini seçemeyecek kadar bilinci kaymıştı, öyleydi ki görüşü dahi bulanıklaşıyor gibi hissediyordu her vuruşunda. gittikçe daha fazla hassaslaşıyor, ellerine muhtaç hale geliyordu. belinde gezinen büyük ellerinden birini tutup kendi sertliğine götürdü.

johnny onu reddetmeksizin istediğini yaparak devam etmişti. kendi de altındaki görüntüsünden etkilenmemiş değildi. çok daha fazlasını ona verebilmeyi, zevkten dolu gözlerle ona bakarken sessiz kalabilmek için usluca parmaklarını dişlemişti. iniltilerinin dinmesini istemese de dudaklarını öpme isteğinin daha ağır basması nedeniyle dudaklarına gömülmüş, ıslak bir şekilde öpmeye başlamıştı onu.

"mm, geleceğim, geleceğim johnny..."

jaehyun'un gözleri çoktan kapanmıştı, altında titreyen bedenini onun ellerine iterek rahatlamayı beklerken sıkıca sedyeye tutundu. doktor da çok sürmeden akıtmış, önündeki ona nazaran oldukça ufak kalan bedenin üzerini kirletmesini sağladığında gülümsemişti. tekrar dudaklarına eğilip ufak bir öpücük bırakmadan önce konuştu nefesleri birbirine karışırken.

"duygularını böyle daha çok dinlemek istiyorum, ancak sonraya saklayacağım."

umarim begenmissinizdir

the doctor's favorite | johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin