The devil | TATE LANGDON｡⁠*ﾟ⁠+

3

... Kapının açılmasıyla nefesim kesildi.

Tate: Allison!

Kafamı yorganın altından çıkarıp Tate'e baktım. Tate'i gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim.

Allison: Ohh Şükürler olsun sensin.

Tate güvende olduğuma sevinmişti ama Tate'in arkasında doktor üniformalı bir adam belirdi.

Tate'in konuşmasına vakit vermeden Adam cebinden bir bıçak çıkartıp hızlı hareketlerle Tate'in boğazını kesti.

boğazından fışkıran kan neredeyse bütün alanı kaplamıştı.

O an sanki ruhumun bedenden ayrıldığını hissettim. Kanın fışkırırken çıkardığı ses kulağımda yankılanıyordu. Kısa bir süre sonra Gördüklerim karşısında fazla dayanamadan bilincimi kaybettim.

~

Sabah yatağımdan sıçrayarak uyandım. Daha alarmımın çalmasına yarım saat vardı. Gördüklerim sanırım sadece bir rüyadan ibaretti. Rüya olmasına rağmen biraz fazla gerçekçiydi ama yine de Büyük bir ohh çektim.

Hemen yatağımdan kalkıp banyoya gittim. Aynada kendime baktığımda hortlamışa benziyordum. Elime bir miktar soğuk su alıp yüzüme çarptım. Suyun soğukluğu bana gerçekten bu anda olduğumu hatırlattı. Uyandığımda buz gibi olan ellerim durumunu koruyorlardı. Ten rengim sanki 5 ton açılmış gibiydi. Gördüğüm bu rüyadan sonra böyle olmam gayet normaldi bence.

Kendime iyice baktıktan sonra odama kıyafetlerimi giymeye geri döndüm.

Kapıdan içeri girerken gözlerim gördüklerimin bir rüya olduğunu teyit etmek için yere doğru kaydı. Hiç kan izi olmaması içimin rahatlamasına sebebiyet verdi.

Alarmımın çalmasıyla aklıma Tom ile buluşmama 10 dk kaldığı geldi. Evet artık okula ekstrem bir durum olmadığı sürece Tom ile gidicem.

Çabucak merdivenlerden indim ve annemin yemem için hazırladığı sandviçi kapıp kapıdan çıktım.

Hızlı bir şekilde buluşma yerimize vardım. Tom çoktan gelmişti bile.

Tom: Günaydın.

Allison: Günaydın.

Tom: Yüzüne ne oldu, sanki hayalet görmüş gibisin.

Bu çocuğun gözünden de hiçbir şey kaçmıyor.

Allison: Önemli bir şey yok merak etme.

Tom ile sohbet ederek yola devam ettik. Sohbeti gerçekten zevkliydi.

Bir süre sonra okula vardığımızı fark ettim.

Sınıfımıza geçtik ve yerlerimize oturduk.

Isac anlaşılan okula erken gelen birisi çünkü biz geldiğimizde dersin başlamasına 20 dk olmasına rağmen sınıftaydı.

Okula geldiğimden beri bana dik dik bakması beni aşırı derecede rahatsız ediyordu.

Isac'e kaş göz yaparak niye bakıyorsun gibi bir işaret yaptım. O da sesli bir şekilde cevap verdi.

Isac: Ne oldu yoksa bana aşık mı olursun.

Onun bu lafından sonra yüzümde iğrenme ifadesi ortaya çıktı, oda bunu görmüş olacak ki gözlerini benden ayırıp önüne döndü.

Bu çocuğun beyni olduğundan gerçekten şüpheliyim. Yani gerçekten ondan hoşlanıcağımı düşünücek kadar aptal.