'18

7.5K 554 107
                                    

Yazım hatası varsa, kusura bakmayın
_______________

Hayatta gelmek istemediğim okuluma adım atarken, derin soluklarım eşliğinde sınıfa girmiştim.

Amfideki çoğu kişinin gözü beni bulurken rahatsız olmuş bir ifadeyle yerime doğru giderek onları takmamaya çalışmıştım.

"Taehyung, geçen gün niye ayrıldın öyle. Profesör çok önemli şeyler anlattı." Yanından geçtiğim bir kızın sesi gelirken ona bakmadan omuz silkmiş büyük bir hızla yerime yerleşerek "Notları alırım ben." demiştim umursamazca.

Bu sırada aklıma direkt Hoseok gelirken, yanı başıma bakmış, uyukluyor bir biçimde onu bulduğum için ister istemez kıkırdamıştım.

Ders manyağı bu çocuk nasıl uyuyabiliyordu ha? Üstelik birazdan profesör damlardı..

"Sshtt!" Elimi ona doğru uzatarak omzundan dürtmüş, sarsılmasını sağlayarak ayılmasını izlemiştim.

Gözleri bir kaç saniye beni bulup geri önüne dönerken, sanırım durumu idrak etmiş olacak, bir anda tekrar bana bakmıştı.

"Taehyung!" Şaşkınlığını belli eden sesle bir anda yükselmişti ama kesinlikle ortamda dönen uğultuyu geçememişti.

"Taehyung.. ben çok özür dilerim. Yani, o gün için. Benim aptallığımdı. Gününü mahvettim-" Ben daha ne olduğunu anlayamadan düşürdüğü yüz ifadesiyle muhtaç bir şekilde konuşmaya başlamasıyla onu yarıda keserek susmasını sağlamıştım.
"Sakin ol, Hoseok. Sorun yok. Hem, senin suçun değil. Gelip benimle paylaşman en büyük iyilik oldu bana."

Bu dediklerim bir nebze olsun rahatladığını gösterirken bende problem olmadığını belirtircesine gülerek, hiç yapmadığım bir şekilde, saçlarını karıştırarak arkama yaslanmıştım. Eminim, bende kendimden beklemediğim bu davranışa bir süre şaşıracaktı..

"O zaman.. neden aramalarıma cevap vermedin?" Çok geçmeden gelen soruyla, aklıma anında cevapsız çagrılar gelirke kendi kendime lanet okumuştum..
"Siktir.. ben onu unutmuşum be.."

Dişlerimin arasından sıkıntıyla konuşurken, bu sitemimi duymuş olacakki hemencecik omzuma dokunup, 'boşver' dercesine pat pat'lamıştı. Ki, zaten benim karşılık vermeme kalmadan sınıfa profesö- pardon BAYAN KİM girmişti.

Anında kafamdaki her şeye dağılırken 'Bu kadının burada ne işi var?" sorusuna yüklenmiş bir şekilde, ona ve iğrenç giyinişine bakıyordum.

"Merhabalar arkadaşlar, büyük ihtimal size bildirmediler.. Ben söyleyeyim, bir süre anatomi dersinize ben eşlik edeceğim. Profesörümüzün bir haftalık raporu var. Kendileri oldukça hastalanmış. Bunlar harici soracak sorunuz var mı?"
Yaptıgı açıklamayla beraber ben dahil çoğu kişinin ağzından sabır dileyen bir ifade çıkarken, önlerden bir yerden bir soru gelmişti. "Profesör neden raporlu Bayan Kim?"

"Neden olabilir seni s.. yani akıllı çocuk. Oldukça yaşlı, hastalanıyor işte." Takındığı ifadeyle konuşurken soru soran kıza bir anda kibirlenmesiyle kaşlarımı çatmıştım. Eğer o durup sonradan devam ettiği lafı tamamlasaydı cidden yerimden duramaz çıkışırdım. Ama şu anlık yerime sinecektim. Çünkü hala daha farketmemişti beni. Gözleri ne kadar amfide dört dönsede.

"Her neyse, söylemem gereken bir şey daha var. Verilen şu, yıllık ödev zımbırtısı.. erkene çekildi. Yani bu ay içerisinde yapıp teslim edeceksiniz." Çok geçmeden o oynadığı iğrenç saçlarıyla beraber tekrar konuşurken, lafının sonlarına doğru sadede gelmiş, hep bir ağızdan itiraz yükseltmemize neden olmuştu. Sikeyim, neydi bu şimdi? Ben daha başlamamıştım bile..

comptive | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin