"Lan bok gibi şut çekeceğine pas at!"
Son ders boş olunca sınıftaki oğlanlarla bahçede fotbol oynamak gibi bir hataya düşmüştüm. Hata diyorum çünkü bu ekiple hiçbiri halt yenilmezdi. Zaten sıcaktan erimiş olmam bir yana daha birde bu bok kafalılar dakikada bir kavga ettiği için adam akıllı maç bile yapamıyorduk.
Yine takımdaki çocuklar kendi aralarında tartışmaya başladığında artık neredeyse kafayı yiyecektim. Topu her ayağına alan kaleye şut çekmek istiyordu. Öyle bir takım kurmuştuk ki herkes bencildi. Daha fazla bu olaya katlanamayacağımı düşünüp tam sahadan çıkacaktım ki sahaya giren ekiple olduğum yerde kalakaldım. Şeytan dörtlüsü geliyordu.
"Pişt veletler uzayın!" Semih sahaya doğru bağırdığında zaten çıkmak istediğim için hızlı adımlarla yanlarından geçip sahadan çıkmak istemiştim. Ama tam giderken bir anda yolumu kesen mertle duraksamak zorunda kaldım. Kafamı yavaşça kaldırıp ona baktığımda bana doğru eğilerek "Sen hariç." Dedi.
Boku yemiştim. Yine canları sıkılmış ve birine çatmak istemişlerdi ve bugün bu şanslı kişi bendim.
Kafamı yavaşça Azata çevirdiğimde bana bakmıyordu bile. Tekrar önüme dönerek Mert'in yanında beklemeye başladım.
"Mal mısınız olum? Bu sıcakta maç mı yapcaz gerçekten?" Semihin isyankar sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.
"Bence de maç yapmayalım. Gidelim eve yatalım." Can daha mantıklı konuştuğunda sanki onlardan biriymiş gibi hızla kafamı sallayarak onu onayladım. Eve giderlerse bende serbest kalırdım.
Kafamı aşağı yukarı sallarken Can'la göz göze geldim. Aşırı soğuk bı çocuktu ve sadece bakışları bile beni korkutmaya yettiği için hemen başımı sallamayı bırakıp yere eğdim.
"Öyle yapalım. Milli maç var bugün onu izleriz." Azat son noktayı koyduğunda ekipçe hareketlendiler. Mertde beni kolunun altına aldığı için bende mecbur onlarla birlikte yürüyordum.
Bu ekipte sadece Azat'ın arabası vardı bildiğim kadarıyla onun haricinde birde Can'ın motoru vardı ama genellikle bu arabayı kullanırlardı.
Öne Azat ve Can oturduğunda arkaya da Mert,ben ve Semih sırayla oturmuştuk. Bu arada şakasız beni götürüyorlardı.
Sanki beni unutmuş gibiydiler. Acaba kendimi hatırlatsam mı diye düşünmedim degil. Hem belki de beni şuan yanlışlıkla götürüyor olabilirlerdi."Şey arkadaşlar beni unuttunuz." Cılız çıkan sesimle arabadaki herkes bana döndü. Azat hariç...
"Aa harbiden bu çocuğu unuttuk lan!" Semih gülerek konuşurken Can şaşkınca bana bakıyordu. Bu arabada ne işin var der gibiydi.
"Sağda bırakalım bunu bari." Can önüne dönerken konuştuğunda Mert hemen atladı.
"Olum ben bu çocuğu bilerek bindirdim. Boşversenize eğleniriz işte."
"Gerizekalı eve gidiyoruz eve!" Semih önümden uzanıp Mert'in kafasına bı şamar vururken konuştu.
"Olsun. Ben eve götürmek istiyorum. Lütfen onu da götürelim Azat!" Mert beni itip öndeki iki koltuğun arasından başını uzatıp Azata yalvarırken ben olan biteni sadece izliyordum.
Sanki sokakta buldukları bi kedi yavrusuymuş gibi davranmaları da ufak ufak beni sinirlendirmeye başlıyordu.
"Ne bok yiyosanız yiyin." Azat umursamazca konuştuğunda Mert mutlulukla tekrar yerine geçti. Ben ise sadece sıkıntılı sıkıntılı yolu izliyordum.
***
"OROSPU EVLADI! BANA DA KART GÖSTERSENE OROSPU EVLADI!"
Can çıldırmış gibi bağırırken olduğum koltuğun köşesine sindim. Eve gelmiş ve maç izliyorduk. Üçü de kendini maça kaptırmış gibi görünüyordu. Sadece Semih ve ben maçı umursamıyorduk.
"Hakem değil it koymuşlar." Mert kendi kendine söylenirken üçü de oldukça sinirliydi. Hakem maç boyunca sürekli birilerine haksız yere kart gösterdiği içindi galiba bu sinirleri. Azat ve Mert neyse de can resmen kendinden geçmiş gibiydi. Ve bu halleri beni korkutuyordu. Şuan nerede kimin evinde olduğumu hatırlamıyordu.
Sonunda maç bittiğinde derin nefesler aldım. Çünkü milli takım son anda bir gol atmış ve kazanmıştı. Bu sayede evdeki herkes derin nefesler almıştı.
"Ben artık gidebilir miyim?"
"Git! Zaten sen niye geldin ki?" Semih kendi kendine söylenirken Mert ofladı.
"Ya ama ben seni unuttum yaa."
"Lan olum şu çocukla oyuncakmış gibi konuşmasanıza lan!" Azat sonunda sesini çıkardığında bakışlarımı hızla ona çevirdim.
"Sende gitmek istiyosan git. Hatta istiyorsan bırakalım."
Bana bı insanmışım gibi davranması az kalsın beni duygulandırıyordu. Hızla kafamı iki yana sallayıp aceleyle evden çıktım.
Gün boyunca çok garip şeyler yaşamıştım. Hissettiğim kadarı ile Mert beni guruplarına almaya çalışıyordu. Ve Semih durumun farkında olup buna karşı çıkıyordu. Aşırı kafamı karıştırmışlardı. Belki de yanlış hissediyordum. Bilmiyorum. Tek bildiğim bu insanlardan uzak durmam gerektiğiydi.
_______________________________
Ne bu yeni bölüm merakı yaa! Alın size yeni bölüm gencolar.