4. Bölüm

1K 106 334
                                    

Beğeni ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum. 💐

Kitap hakkında duyurulardan haberdar olmak için wattpad hesabımı takibe alabilirsiniz. @kitapkolik_46

Bölümü düzenlemedim. Yazım hataları olabilir. Kitap bitikten sonra düzenlemeye alınacaktır.

Keyifli okumalar dilerim💐

🌿🌿🌿🌿🌿

Allah sabreden kullarına yardım ve zaferi vaat etmiştir. Hastalıkla, belayla imtihan edilmek Allah'ın dünya hayatı için koymuş olduğu kanunlardan biridir. Gerçek mümin, başına gelen musibetlere sabrederek 'Biz Allah'tan geldik, ancak O'na döneceğiz' diyerek dilini kalbine şahit kılar.

İnsan, saramadığı yarayı saklarmış, bazen gülüşünün içinde bazende derin sessizliğinde...

Kurgusu çıkar oyunları üzerine kurulmuş bir filmin içindeydim. Oyuncu muydum, yoksa oyunun kendisi miydim? Bunları bende bilmiyorum. Bildiğim tek şey kimsenin oyununun piyonu olmayacaktım.

Odama geldiğimde önce bir duş alıp bedenimdeki yapış yapış terden kurtuldum. Adana'nın sıcağı gerçekten çekilmiyordu. Sıcağından bu kadar şikayetçi olup yine de bu memleketten vazgeçemiyordum. İnsanın doğduğu toprakla ayrı bir bağı oluyordu.

Siyah geniş elbisemi üzerime giydiğimde odamın kapısı çalındığında Feride'nin kafasını kapı aralığından uzatıp bana baktığını gördüm. Ela gözleriyle baştan aşağı beni süzdüğünde, beğenmeyen yüz ifadesiyle burnunu buruşturdu. Siyah elbisenin üzerine siyah şifon şalımla kombin yaptığında Feride tamamen odama girmişti.

"Bu sıcakta bunları giyeceğine emin misin?" eliyle kendine yellemeye çalışıp üzerindeki geniş penye tişörtün yakasını çekiştirdi. Feride'nin üzerine giydiği tişörtün önüne gözlerim takıldığında muzipçe gülümsedim.

"Bu halinle beş yaşındaki çocuk gibi görünürken seni ciddiye alamıyorum." dediğimde bozulmuştu. Ela gözlerini kendi üzerine çevirdiğinde cevap vermekten geri kalmamıştı.

"Ne varmış halimde. Çiftlik havasına uygun giyindim." şalımı geniş bağlamayı bitirdiğimde tekrar gözlerimi arkadaşımın üzerine çevirdim. Ellerimi göğsümün altında birleştirip bir kaç saniye düşünüyormuş gibi yaptığımda "bizim çiftlik kombinemiz çizgi film karakterli tişört değil. Yarın sabah namazından sonra Gülseren teyze yufka ekmek yapacak. Hem bize yardım edersin hemde çiftlik kostümümüzden sana da ayarlarım giyersin." dediğimde yüzümdeki gülümseme yerini koruyordu.

"Çiftlik kostümü mü?!" Feride neyi kastettiğimi anlamamış olacak ki ona kısa bir açıklama yaptım.

"Feride bu büyük çiftlik her ne kadar babaannemin olsada buradaki herkes çalışır. Buna bende dahil. Çiftlik kostümümüz de şalvar. Çalışırken giydiğimiz en rahat kıyafet. Merak etme yarın sana yufka ekmek açmasınıda öğretirim." şaşırarak yüzüme baktığımda bir kaç adımda yanına gelerek elimi omzuna koydum.

"Şu gezi proğramlarında teyzelerin büyük saç üzerinde yaptığı ekmekten mi? Sen o ekmeği yapmayı biliyor musun?" Feride'nin ela gözlerinde gördüğüm merak beni şaşırtsada aslında buna şaşırmamam gerektiğini anladım.

Feride gibi bende annesiz ve babasız büyüsemde ben ev ortamı görmüştüm. Benim şansım babaannemdi. Bir çok şeyi ondan öğrenmiştim.

GökçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin