Çocuk

46K 2.2K 278
                                    


"Teker teker inin çocuklar, Yağız oğlum niye arkadaşını itiyorsun?! Bak baak gel sen buraya! Ben sana düzgün in demiyor muyum? Arya!"

Hocanın uyarılarıyla servisten adeta tekmelenerek inince üstümdeki tişörtü düzelttim ve önümdeki devasa AVM'ye baktım.

"Zafer Plaza hakkında kısa bir bilgi verirsek ; yer altından birbirine bağlanan 3 binasıyla adeta bir yeraltı AVM'si. Aynı zamanda uzaylıların yapmadığı tek piramit olarak tarihe geçtiği de rivayet ediliyor. 4 saat vaktiniz var herkes 16.30'da burada olsun. Grubuyla beraber."

Oflayıp bizimkilere baktım. Bugün son gündü ve tüm gezi boyunca atışıp durmuştuk. Eslem'in aksine Beren'le aramız çok iyiydi. Barış'la ise sanki 10 yıllık arkadaşmış gibiydik. Kaya'yla ise Eslem'den vakit buldukça konuşuyorduk.

Eslem kolumuzdan tutup hızla AVM'ye soktu ve önüne gelen ilk giysi mağazasına girdi. Askılardan beğendiği elbiseleri toplarken aynı zamanda "Bak Beren bu sana çok yakışır", "Amelya bunu mutlaka denemelisin" tarzı şeyler söylüyordu. Onlara gözlerimi devirip bir koltuğa oturdum ve telefonumu çıkartıp Face'de gezinmeye başladım.

Kafama sert bir şey çarpınca söverek kafamı kaldırdım ve kafama çarpan şeyin bir askı olduğunu görünce kaşlarımı çattım. Ne zamandır askılar uçuyordu?

"Mutlaka bunu denemelisin. Sana çok yakışacak"

(elbise multimedya)

Amelya yanımdan uzaklaşırken oflayıp elimdeki elbiseyi biraz inceleyip yanıma koydum. O daracık kabinde türlü şekillere girerek o elbiseyi deneme gibi bir niyetim yoktu. Bi kere bu elbise bana fazla ciciydi. Çok fazla cici.

Yanıma koşarak gelen Beren'i görünce elimle elbiseyi biraz daha ittirdim.

 "Nasıl olmuş?"

Su yeşili bir etek, üstüne de beyaz yakalı bir bluz giymişti. (multimedya) Gülümsedim. Süper gözüküyordu.

Baş parmağımı kaldırıp "Mükemmel" diye yanıtladım.

"ben de öyle düşünmüştüm! Hemen bunları almalıyım. Bakar mısınız?"

Görevliyle konuşmaya başlayınca ben de alışveriş yapan kadınları izlemeye başladım. Hepsi hastaydı bunların.

"Altına da şunları giyersin kabin şu tarafta"

Bana doğru uçan topuklu ayakkabıyı görünce kafamı eğdim. Topuğu..sırtımı resmen deşmişti.

"Aağğh!"

Ayakkabıyı bana fırlatan Amelya'yı ayakkabının topuğuyla delik deşik etmek için gözlerimle aradım ama yoktu. Sanırım elbiselerin içinde kaybolmuştu.

Sırtımın acısını unutmaya çalışarak ayakkabıyı elime aldım. Krem rengindeydi ve arkasında küçük siyah bir kurdele vardı. Onu da yanıma koyacakken ani bir fikirle elbiseyi de alıp kabinlere doğru yürüdüm.

Denemekten zarar gelmezdi.

Kabinlerin kapılarını elimle ittirerek giderken biri açılınca oraya girdim ama girmemle çıkmam bir oldu. Sanırım içerideki kadının çığlığından dolayı çıkmıştım, ya da yağla bezenmiş göbeğini gördüğüm için.

"Sapık vaağğr!"

Sapık? Cidden ayıp ama yani insan bir kontrol eder kabinlere sapık giriyor mu girmiyor mu diye. Nasıl görevli bunla- Bir dakika burada sapık ben mi oluyordum?

"Sapık senin anandır bunak garıığğ"

"A-aa terbiyesiiz"

"Yoldurtma bana o dip boyası gelmiş saçlarını. Çok meraklıyım sanki senin yağdan sarkmış götünü görmeye. Kapıyı kapatsaymışsın, bilerek girmedik heralde allam ya"

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin