-BÖLÜM 25-

777 63 34
                                    

Medya alakasız. İyi okumalar ^^

Ertesi sabah yatağımın kenarında oturmuş yanaklarımı sıkan bir Lucy ile uyandım.

-Günaydın ev arkadaşım!

-Gönöğydön. Yönöklağrömö röğhöt böğrökör mösön?

Ellerini yanaklarımdan çekerken konuşmaya çalışıyordum.

-Ah afedersin uyurken çok şirin gözüküyordun da.

Gülmeye başlayınca bende gülmeye başladım.

-Ee kaç koli getirdin?

-10 tane sanırım. Saymadım.

-Garajınızda o kadar kolinin ne işi var?

-Bilmem. Garajdan babamın arabasını yıkamak için hortumu almaya gittiğimde görmüştüm.

-Tamam elimi yüzümü yıkayıp yiyecek bir şeyler alacağım. Sonra da toplamaya başlarız.

-Tamam.

~~~

Kahvaltımı ettikten sonra Lucy ile kollilere eşyaları yerleştirmeye başladık.

-Juvia hala bu Unicorn a ihtiyacın var mı?

-Hey o benim Gökkuşağı Unicorn'um bi kere! Ayrıca bulutların üzerinde uçan bir de Pegasus'um var.

-Hahahaha! Kaç yaşından beri varlar?

-İkisini de geçen hafta aldım.

-Hahahaha b-bu daha da komik!

Gülmekten zar zor konuşuyordu.

-Hadi kes gülmeyi de toplamaya devam edelim.

Sonunda gülmeyi bırakınca toplamaya devam ettik.

~~~

Odada pek bir şey kalmamıştı. Zaten toplamadan önce de çok fazla eşyam yoktu.

-Bu kolileri nasıl götüreceğiz?

-Babam aşağıda bizi bekliyor.

-Cidden mi?! Ne zamandan beri orda?

-Merak etme bütün zaman boyunca bizi beklemiyordu. Az önce aradım.

-Tamam! Şimdi şu kolinin ucundan tut da aşağı indirelim.

Koliyi yerden kaldırıp merdivenlere doğru ilerlemeye başladık.

-Dikkat et düşme Juvi.

-Kendi adına konuş Lucy.

Sağa sola yalpalanarak merdivenlerden indik. Sonunda ilk koliyi arabaya yüklemeyi başarmıştık.

-Geriye dokuz koli kaldı. Kutsal J'ler aşkına! Daha çok var!

(Y.N: @Lucy-lucy-sama kutsal J'ler skksdjjd)

~~~

Sonunda tüm koliler bitmişti ve tabii biz de öyle.

-Ah belim kopacak gibi!

-Kollarımı hissetmiyorum!

-Hadi kızlar eve gitmeye hazır mısınız?

-Geliyoruz!

Anneme, kardeşime ve babama veda ettikten sonra Bella'yı kedi kafesine koyup arabaya bindim.

-Eeee heyecanlı mısın?

-Ne için?

-Benimle beraber yaşayacaksın Juvi bu harika bir şey!

-Hahaha evet öyle.

-Öğle yemeğinde ne istersiniz kızlar?

-Pizza!

-Spagetti!

-Tamam spagettili pizzaya ne dersiniz?

-Spagettili pizza mı?

Midemi ve ağzımı aynanda tuttum.

-Süper bir fikir!

-Ne? Süper mi? Puhahahaha! Tamam sen ciddi değilsin değil mi?

-Hiç olmadığım kadar.

Umarım tadı güzel olur.

~~~

Spagettili pizzamızı yedikten sonra Lucy bana kalacağım odayı gösterdi.

-İşte burası yeni evinin sana ait yeni odası! Süper değil mi?

Kendini yatağa atarken söylemişti.

-Evet gerçekten harika.

Kocaman iki kişilik bir yatağım vardı. Boydan boya da aynalı bir gardrob.

-Bak buraya bulutların üstünde uçan Pegasus'unu ve Gökkuşağı Unicorn'unu koyabilirsin.

Yatağın üstündeki rafları gösteriyordu. Odadaki diğer şeyleri incelemeye çalışırken Lucy'i onaylar gibi kafamı salladım. Pencerenin önünda duran bir çalışma masası vardı. Duvarların bir kısmı duvar kağıdı ile kaplanmıştı. Geriye kalan kısımlar ise yeşildi. Oldukça ferah ve geniş bir odaydı. Gardrobun kapağını açtığımda karşımda yeşil gözlerini faltaşı gibi açmış kocaman alacalı bir kedi duruyordu.

-Lucy.

-Juvi.

-Bu kedi kimin?

-Kedi? Ah o benim kedim. Sana ondan hiç bahsetmemiş miydim?

-Hayır.

Kediyi kucağına aldı.

-İsmi Dexter. Genelde köpeklere konulan bir isimdir fakat köpek alamadığımız için kedimin ismini Dexter koydum.

-Aslında çok şeker bir şey.

-Değil mi? Oyş çok tatlı!

Lucy ona sarılırken içi geçiyor gibiydi.

-Hadi odama git Dexter.

Dexter'ın poposuna hafifçe vurarak odasına gönderdi.

-Eee kolileri boşaltmayacak mıyız?

-Yarın okul var sonra boşaltsak.

-Of zaten okulun son günü değil mi? Boşver birazcık geç gideriz.

-Ah tamam. Öyleyse sen kitapları raflara diz bende giysilerimi gardroba yerleştireyim.

-Tamaaam.

İşe başladık. Gardrob o kadar büyüktü ki giysilerimin hepsi içini doldurmaya neredeyse yetmeyecekti.

-Bu kitapları dizdim. Şimdi ne yapayım?

-Bende giysileri yerleştirdim. Şimdi kedi malzemelerini bir kenara koyalım.

Kolinin içinden kedi malzemelerini çıkartıp çalışma masasının yanına koyduk.

-Hadi git de Unicorn ve Pegasus'unu rafa yerleştir. Bunu istediğini biliyorum.

Gülümseyerek koliden Unicorn ve Pegasus'umu aldım. Raflara düzgünce yerleştirdim. Sonra koliden dinazor figürlerimi* de yanlarına düzgünce koydum.

*Jurasic World filminden esinlendim :)

-Eh pek bir şey kalmadı.

-Hiç bir şey desek daha doğru olur.

Boş kolileri gösterdim.

-Peki Bella nerde?

(Y.N: "Perry nerde?" :'))

-Hala kedi kafesinde.

-Çıkartsana.

-Dexter ile sorun yaşamazlar değil mi?

-Yok canııım.

-Sana güveniyorum. Belki bu bir hata ama... öyle olsun bakalım.

-Hey!

Koluma vurdu. Bella'yı kedi kafesinden çıkartır çıkartmaz yatağa tırmandı ve kar beyazı tüylerini yalamaya başladı. Umarım gerçekten sorun çıkmaz.

Elimden geldiği kadar uzun yazmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir ^^

Tatlı YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin