16

65 14 22
                                    

Hello ben geldimmm. Naber ? ben iyi değilim kesinlikle. Seonghwa bu gün beni bitirdi. Wake up dansı nedir ????

Oy sınırını geçmediniz farkındayım. Sadece 1K okunmamızın şerefine yazmak ve Mingyu ve Jeonhan'ın küçük hikayelerini başlatmak istedim. Aslında Mingyu kitabın kötü karakteri olacaktı ama kıyamadım ve uzun süreli kaos yazmayı ve okumayı sevmiyorum. Mingyu' nun da ikinci şansı olsun istedim ve şöyle bir başlangıç yaptım. Umarım seversinizzz. 

1K için çok teşekkür ederim. Bunun şerefine okuyan herkes sevdiği sevmediği ne varsa kitap ile ilgili düşüncelerinizi yazarsanız çok mutlu olurum. Yada sormak istediğiniz. 

Hatta şöyle bir şey yapalım. Karakterlerle röportaj yapıyoruz gibi düşünün. Bu kitaptaki karakterlere ne sormak isterdiniz bu cümlenin yerine sorularınızı yazabilirsinizzz Çok eğleniriz. 

Oy sınırı 5 :(((((

Mingyu partide en köşedeydi. Wooyoung'un burada olacağını biliyordu. Gözleri kenetlenmiş etrafta hedefini arıyordu. San'ın önceden geldiğini biliyordu o kızıda onun yanına o göndermişti. Elindeki içkiye bakmış hafifçe döndürdükten sonra dudaklarına götürmüştü. Kafası karışıktı kafasında bir ses başlıyor bir ses bitiyordu. Ben sadece kafasına vurup her şeyin susmasını istiyordu. 

O an kapıdaki kişiyi görmesi ile eli donmuştu. 

 Wooyoung gelmişti.

 İlk önce nefesi kesildi sonrasında elleri titremeye başlamıştı. Karşısında utangaç, tombul, tatlı Wooyoung yoktu. Eskisine nazaran uzun boylu, kısa saçları ile dehşet bir omega duruyordu. Omeganın adımlaması ile bacaklarına kaymıştı bakışları. Üzerine yapışan dar, deri pantolonu kendinden emin adımları ile San'ın yanına gidiyordu. Mingyu planının devam ettiğini fark etmesi ile kafasını sallamış Wooyoung' un alfayı gördüğünü an ile oturduğu yerde dikelmişti. Mingyu kendinden emindi Wooyoung'un orada vereceği tepkiyi biliyordu. Tabii o an omeganın zamanla geliştiğini, olgunlaştığı detayını atlıyordu. 

Wooyoung adım adım San'ın yanına gitmesi ile olacakları için heyecanlanmıştı. Büyük bir kavga bekliyordu. Tabii her şey değişmişti bunu omeganın San'ın dudaklarına yapışması, orada bir şeyler konuşmaları ve kıza bir şey söyleyip onu oradan kovmaları ile anlamıştı. 

Wooyoung değişmişti. Lisedeki gibi kıskanıp duran trip atan omega değildi. 

Gözleri büyümüş hatta dolmuştu. Wooyoung' un San'ı sevdiğini bilyordu ama bunu karşısında görmek düşündüğünden daha çok acıtıyordu.

Lisede böyle mi hissetmiştin Wooyoung.

Nefesinin daralması ile eli cebine gitmiş ilacını yoklamıştı. Yoktu. Bunu fark etmesi ile kendini dışarı atmış yanan gözlerine soğuk havayı ciğerlerine çekmişti. 

Günlerdir bakmadığı telefonu yine her saat baş olduğu gibi annesi tarafından çalınıyordu. Mingyu o an telefonu açmış kulağına götürmüştü.

Beklediği gibi annesi neden uçağa binmediğini eğer bu haftasonunu tekrardan uçağı kaçırırsa kendisi gelip onu alacağını söylüyor söylenmeye devam ediyordu. Annesinin nasıl haberi olduğunu sorduğunda o an anlamıştı Wooyoung'un her şeyi bildiğini. 

Mingyu annesinin söylediklerini kulak arkası ediyor sadece kafasında Wooyoung' un görüntüsünü düşünüyordu. Elini alnına götürmüş ağrıyan başını sıkıp bırakmıştı.

Ancak burnuna dolan koku ve duyduğu sesle hareketleri durmuştu. Annesini telefonda geçiştirmiş kadının telefondaki çığlıklarının üzerine telefonu kapatmış ve sesin olduğu yere doğru yürümeye başlamıştı.Gİttikçe mekanın sesler azalmış ıssızlaşmıştı. Bir garip hissediyordu. Vücudu kendi kendine hareket ediyor sanki oraya çekiliyordu. Tıpkı Wooyoung'un görüntüsünün an ve an çekilip gitmesi gibi.

Precious /woosanWhere stories live. Discover now