Merhabalar canlarımmm.
Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın.
Kontrol etmeden atıyorum. Şimdiden bir yanlışım varsa kusuruma bakmayın. Yanlışlarımı düzeltebilirsiniz.
İyi okumalar...
Yazardan:
Ömer karşısında ki üçlü koltukla yaklaşık yarım saattir bakışıyordu.
Bence karısı ona kıyamazdı. Onun kokusu olmadan uyuyamayacağını bilmiyor muydu Tomris?
Görevlere bile çıktığın da Tomris olmadığı için, en fazla bir kaç saat dalabiliyordu. Onda da dinlenebildiği söylenemezdi.
Mutfakta, Murat'ın ortaya attığı bomba sonucu, Tomris sinirli olsa bile sonra konuşacaklarını söylemiş ve kahvaltı yapıp erkekleri mutfaktan göndermişti.
Şimdi Nazlı ve Tomris mutfaktaki bulaşıkları kaldırmış ve kahve yapıyorlardı.
Nazlı abisini korumak için bazı şeyler söylemiş, onun suçsuz olduğunu belirtmişti.
Ama Tomrisin kulağında ki çınlama sayesinde bu sözler bir kulağından girmiş, diğerinden çıkmıştı.
Biliyordu Tomris. Bu kıskançlık çınlamasıydı. Ne zaman böyle kıskançlık anları yaşasa hep aynı şey olurdu.
İçeride ki dörtlü de ise Ahmet, Murat ve Ali'nin bakışları, boynu bükük şekilde koltuğu izleyen Ömer de idi.
Murat boş boğazlığından dolayı sinirli idi. O Ömer'in bu olayı Tomrise söylediğini düşünmüştü. Çünkü biliyordu ki abisi, karısından hiç bir şey saklamazdı. O da buna güvenerek konuşmuş, Tomrisin bildiği sandığı olayları abartarak anlatacaktı. Sadece abisi ile uğraşmak isterken, olaylar nasıl buraya gelmişti bir türlü anlamıyordu.
" Abi..."
Murat'ın mırıldanarak söylediği şey ile Ömer, baktığı koltuktan bakışını çekip kardeşine döndü.
" Efendim kardeşim."
Murat mahçuplukla gözlerini kaçırdı.
" Abi ben özür dilerim. Ben söylemişsin sanıyordum. Böyle olduğunu bilseydim, baştan hiç konusunu açmazdım."
Ömer sıkıntı ile saçlarını dağıttı. Alnına dökülen bir kaç tutamla, Tomrisin hayran gözlerle ona baktığını görmeden konuştu.
" Önemli değil kardeşim. Aslında Tomrise söylemem gerekirdi. Sen de benim söylemeyeceğimi bilemedin. Senin bir suçun yok. Tüm suç bende. Tomrisi o kadar çok özlemiştim ki, onu gördüğüm an koca hafta da yaşadıklarım aklımdan silindi gitti. Sonradan da, önemsemediğim durum hiç aklıma bile gelmedi."
Bir süre salonda sessizlik sürmüştü. Daha sonra ise iki kız ellerinde ki tepsilerle salona girmişti.
Tomris kahveleri dağıtırken, Nazlı da tatlıları veriyordu.
Bir süre sonra önüne koyulan kocaman kupa ile, Ömer kaşlarını çattı. Önünde ki nescafe miydi, yoksa o yanlış mı görüyordu? Yok canım! Herkesin önünde türk kahvesi varken, onun önünde neden nescafe olsundu ki?
Ağzını açmış soracakken, Tomrisin ona bakan gözlerini gördü. Daha doğrusu sinirden kısılmış, kapanmak üzere olan gözleri.
Anlaşılan cezasını kademe kademe çekecekti. Bu bile ona işkence gibi gelirken, Tomrisin başka ne yapabileceğini düşünmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Binbaşı Ve Başkomiser KURT
General FictionBinbaşı Ömer KURT... Anne ve babası şehit olduktan sonra yetimhane de büyüyen Ömer, vatanım için son kanıma kadar savaşacağım diyerek asker olur. Kalbini ikiye bölüp yarısına vatanını, yarısına ise sevdasını koyar. Ve o vatanı ile sevdiği için her ş...