🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..
🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..
Bu aralar bu şarkıya taktım, bunu dinleyerek yazıyorum bölümleri..
-Remembrance dinlemek isterseniz diye buraya da koydum:)7.Bölüm
Devrim Akyol'un Anlatımından,
Hayal kırıklığı bir insan için en yıkıcı şeylerden biriydi. Hele ki insanın hayalleri büyükse yaşanılan yıkımla birlikte hissedilen hayal kırıklığı daha büyük oluyordu. Zaten bir şeyleri kabullenmem zorken bir de hayal kırıklığıyla sınanıyordum. Ben neler yaşıyordum böyle?
Hissettiğim öfkeydi, hayal kırıklığı ve ihanet duygusunun yarattığı büyük bir öfke. Elimdeki fotoğrafta Pamir'in karşısında uzun sarı saçları olan, yandan bile güzel olduğu belli bir kadın vardı. Kadının eli Pamir'in yanağındaydı, Pamir'in dudaklarında minik bir tebessüm vardı.
Bakışlarını tam göremiyordum, o kadına da bana baktığı gibi sevgiyle mi bakıyordu? Yoksa daha mı başkaydı göremiyordum. Görmek de istemiyordum, onun bir başkasına olan aşk dolu bakışlarına dayanamazdım.
Ben 3 yıl onun acısıyla sınanırken o bunu mu yapmıştı gerçekten? Gecelerce ağlarken o belki de o gecelerde gününü gün etmişti. Dünden beri açıklaması var, mantıklı ol Devrim diye kendimi yatıştırmaya çalışırken tüm mantığım devre dışı kalmıştı şimdi. Kıskançlık, öfke, hırs, pişmanlık duygusu tüm vücudumu sarmıştı.
Pişmandım, o şehit oldu diye hayatımı kendime zindan etmiştim. Şimdi içim pişmanlıktan kavruluyordu ama bilemezdim. Onun yaşadığını, başkalarıyla olduğunu tahmin edemezdim. Bunu kim tahmin edebilirdi ki?
Peki ne hakla bana seni seviyorum diyordu, ne hakla çiçek gönderiyordu, ne hakla bana güzel hitaplarda bulunuyordu. Haklıydım, o çok değişmişti. O artık benim tanıdığım Pamir değildi. O değişmişti ama bende değişmiştim. Hem onun ölümü, hem annemin ölümü hem de mesleğim beni olgunlaştırmıştı, sertleştirmişti.
Ona karşı olan sevgimi içime gömer davranılması gerektiği gibi davranırdım, ona hep aşkla yaklaşırken şimdi ona hiç göstermediğim yüzümü gösterirdim.
Hırsla fotoğrafı katladım ve cebime koyarak masanın üzerine bıraktığım çiçek buketini elime aldım. Bir de bana çiçek yolluyordu, sanki bana ihanet etmemiş gibi. Bu ihtimal bile gözlerimin dolmasına ve yanağıma yaşların akmasına neden olurken sertçe yanağımı sildim. Onun için daha fazla gözyaşı dökmek istemiyordum.
Anahtarı alıp kapıyı çektikten sonra hızlı adımlarla karşı daireye giderek kapıya sertçe vurmaya başladım. Avuç içim vurmanın etkisiyle sızlarken bunu umursamadan vurmaya devam ettim. "Ne oluyor ala-" Hakan'ın sözleri beni görmesiyle birlikte duraksarken yüzünde bariz bir şaşkınlık gördüm. "Devrim bu ne hal?"
"Nerede o arkadaşın!?" dedim üzerine bastıra bastıra. Dişlerimi sıkarak yüzüne doğru bakarken Hakan'ın büyükçe yutkunarak cevap verdi. "Evde değil." dediğinde başımı iki yana salladım. "İnanmıyorum sana, koruma onu nerede?" sakin olmaya çalışarak konuşurken Hakan kaşlarını çatarak cevap verdi. "Gerçekten burada değil Devrim."
Bana bakarken hafif bir mahcupluk hissediyordum Hakan'ın gözlerinde. Bunca yıl her şeyi bilirken bana söylememişti. Gözlerimin içine baka baka yalan söylemişti. Hayal kırıklığı ile Hakan'ın yüzüne bakarken büyükçe yutkundum. "Çok eğlendiniz mi biz orada acı çekerken?" dediğimde Hakan afalladı. Benden böyle bir çıkış beklemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı
General FictionGeçen yıllar yaşanılan her şeyi unutturur muydu? Akan giden zaman, aradan geçen onca gün birbirini seven iki kişinin içindeki aşkı bitirir miydi? Ya iki taraftan biri mezara girse, hiç kavuşamayacağını bile bile bir insan bir insanı sevmeye, bekle...