3.Bölüm

4.2K 209 51
                                    

Selam

VE İYİ OKUMALAR MÜMİN KARDEŞLERİM

_________________

''Ay Eftelya, geçen öyle bir güzel porselen takımı aldım ki... Çok güzeldi valla, acaba senin çeyizine de alsam mı diye düşünmüştüm.'' Elif yengemin dediği ile yediğim yemek boğazımda kaldı. Öksürmeye başladığımda yanımda oturan Alperen hızla sırtıma vurmaya başladı. ''Hii ablam ölüyor! Yardım edin.''

Boğazımda kalan yemek parçası gidince derin bir nefes alarak doğruldum. Alperen'e ters bir bakış attım. ''Alperen senin amacın beni öldürmek mi oğlum? Lan o nasıl vuruş ya? İçim dışıma çıkacaktı resmen.''

Gözlerini kaçırdı.''Pardon abla ya. Birazcık sert vurmuş olabilirim.'' Bu tatlı haline gülümsedim, yanağına minik bir buse kondurarak geri çekildim.

Giray abi sinirle Elif yengeme baktı. ''Hele bi çeyiz için Eftelya birini bulsun. Sonra bizim onayımızdan geçsin, o zaman belki bu işleri düşünürsünüz. Daha çok erken.''

Doruk da ona katıldı. ''Bencede öyle. Hem daha ben varım, önce bi ben evleneyim. Sırayı bozmayalım lütfen.''

Elif yenge ile ikilinin bu haline güldük, kıskançlardı.

Giray abimin evindeyim. Elif yenge bizi topluca yemeğe çağırmıştı ve birlikte sohbet ederek yemekleri güzelce midemize gömüyorduk. Çünkü kurt gibi açtık, her zaman ki gibi.

Giray abim ile aramızdaki bağ bir abi-kardeş gibiydi. Uzun zaman sonra bana tekrar Barış abimin hissettirdiklerini yaşatmıştı.

Barış abim gibi beni seviyor,

Barış abim gibi beni koruyor,

Barış abim gibi bana değer veriyor,

Barış abim gibi asker...

Ama ben bir daha abimi kaybetmeye dayanabilir miyim işte onu bilmiyordum.

Evet, belki mesleğimiz gereği buna alışmamız lazım ama her ne kadar daha soğukkanlı davransakta bizde acılarımızı yaşarız.

Sadece bir farkla, içimizde...

İçimizdeki acılarımızı kimse duyamaz, göremez, bilemez.

Ama eğer sen anlatmadan içini gören , anlayan varsa değerini bilmelisin

Barış abimden sonra ilk defa biri benim içimi gördü, Giray abim...

Birisini kaybettim, ama diğerini kaybetmeye hiç niyetim yok.

~~~~~

Giray abim ile Elif yengenin 2 yaşında Selin adında dünyalar tatlısı bir prensesleri vardı. Ve tam bir halacıydı. Beni gördüğünde anne ve babasını bile umursamıyordu. Tabi ki bu durumda benim çok hoşuma gidiyordu. Belki kan bağımız yoktu ama o benim biricik yeğenimdi.( Yiğen değilde yeğen olduğunu daha yeni öğrendim...)

Hatta ilk kelimesi hala olmuştu...

Evet, hala Giray abi bu durumu kabullenemiyordu. Tabiki bende onu kudurtmak için hep hatırlatıyordum.

Çorbadan bir kaşık daha alacakken telefonum çaldı. Ekranda Fırat Babam yazısını görünce ayağa kalktım ve aramayı açtım. Albay olarak kaydedemezdim çünkü tehlikeli olurdu. Zaten benim için bir baba gibiyidi.

''Kıdemli Yüzbaşı Eftelya Coşkun, İstanbul. Emredin komutanım!" Fırat Albay'ın sesini duydum. "Rahat. Kızım Armina olarak tek başına görevin var karargaha gel."

Her zamanki gibi cevabım netti. "Emredersiniz komutanım!"
Telefonu kapattığımda hepsine kısa bir bakış attım. ''Karşınızda gördüğünüz bu muhteşem varlığın yine kahramanlık yapması gerekiyor."

Giray abi gülerek başını salladı ve yanıma gelip saçımdan öptü. "Tamam kardeşim dikkat et."

Kerem ve Alperen birlikte gelip sarıldı. Kerem, ''Abla bak söz verdin gelince pes oynayacağız.'' Alperen de konuştu. ''Evet abla, bakalım gerçekten de dediğin kadar iyi misin?'' Onların bu haline güldüm. İkiside yanağımı öptüklerinde bende aynı karşılığı verdim.

Doruk'ta sıkıca sarıldı. ''Bana daha kız bulucaz unutma sakın.''Sahte bir şekilde kaşlarımı çatarak ondan ayrıldım.''Niye?Ben yetmiyor muyum sana?''

 Gülerek başını sağa sola salladı ve tekrar sarıldı. ''Tabi ki sen yetersin gülüm. Ama kendine bir yenge daha bulsan fena olmaz yani.''

Son olarak Elif yenge de sarıldı, kulağıma doğru fısıldadı. ''Sen bakma bunlara, daha seninle çeyiz hazırayacağız ona göre.'' Gülerek başımı salladım ve ayrılarak Selin'in odasına gittim. Kokusunu içe çekip öptükten sonra hepsine tekrar sarıldım ve bahçeye park ettiğim Papatyam'a binip karargaha doğru sürmeye başladım.

Karargahın kapısına geldiğimde nöbetçi asker beni tanıdığı için hemen kapıyı açtı ve bende ona selam verip içeriye girdim. Albayın odasına ulaştığımda postasının olmadığını gördüm , kapıyı tıkladım ve 'gel' sesini duyduğum da içeri girip hazır ola geçtim.

"Kıdemli Yüzbaşı Eftelya Coşkun, İstanbul. Emredin komutanım!"

Fırat Albay "Rahat Yüzbaşı. Otur ve bu bir emirdir."

Ndemişler emir demiri keser.

Tekli koltuğa oturdum ve Albayı dinlemeye başladım. "Daha önce timinle birlikte kampını patlattığın terörist Remzi bu sefer Uşak'ta 3 askerimizi esir almış. 1 saat sonra helikopter kalkacak. Her zaman ki planların ile git ve esir askerleri kurtar Yüzbaşı! "

"Emredersiniz komutanım!"

Haydi gazabımız mübarek olsun

_________________

Bu bölüm biraz kısa oldu ama olsun

Destek olursanız çok mutlu olurumm

Destek olursanız çok mutlu olurumm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu da Giray'ımızzz

ARMİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin