Size bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım. Kapıyı çarpıp Doktorun odasından ayrıldım.
Kalkmış 6 Abin bir de ikizin var diyorlar.
Onlarda esk...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
YENİDEN YAZILDI
~~~~ Birkaç Saat Önce / Saral Malikanesi ~~
Demirkan Saral saatlerdir aynı şeyi düşünüyordu ve düşündükçe de işin içinden bir türlü çıkamıyordu. Ona göre yaşananlar birer eşşek şakasından ibaretti ancak durum öyle değildi. İnanmak istemiyordu bazı şeylere. Aldığı telefon sonrasında hayatı komple değişmişti. Birisi; kızının başkası olduğunu ve bebeklerin karışmış olabileceğini söylüyordu. Daha sonra da bir resim düşmüştü mesaj kutusuna. Elleri titreyerek tıklamıştı o mesaja.
Görseldeki kız aynı onlar gibiydi. Ailesine benziyordu. Sıkıntılı aldığı nefes sonrasında elini alnına götürerek ovalamaya başladı. Eğer arayan kişi doğruyu söylüyorsa bu kız onun kızıydı. Buna emin olmuştu. Karısına benziyordu hatta daha çok. İstemsizce gülümsedi. Kızı da karısı gibi sarışındı. Daha sonra ise gülümsemesi soldu. Şimdiden o kızı, kendi kızı olarak benimsemişti. Peki ya Ayça ne olacaktı?
Oğulları Ayçayı sevmiyordu. Ne kadar kızım dese de içinde bir babalık duygusu kalmamıştı kızına karşı. Kendisini çok zorlamıştı onu affetmeye ama bugüne kadar ailesinin başına her ne geldiyse Ayça yüzünden gelmişti. Kalbinin sıkıştığını hissettiği vakit elini kalbîne yasladı.
" Baba? Sen iyi misin?" Küçük oğlu, muhtemelen fotoğraftaki kızın ikizi olan Hazar yanına geldiğinde iç çekti. Oğlu meraklı ama duygusuz bir şekilde babasına bakıyordu. Oğlunun bu hale gelmesinin sorumlusu da Ayçayı. Hayatlarını mahvetmişti resmen.
Derin bir nefes alarak bir şey belli etmemeye çalıştı ve gülümsedi.
" İyiyim oğlum. Herkesi çağırır mısın? Konuşmamız gereken şeyler var." Hazar babasının tepkisine şaşırdı ama ne tepki vermesi gerektiğini bilemedi. Başını sallamakla yetinip salondan ayrıldı. Artık herkesin her şeyi öğrenme vakti çoktan gelmişti de kaçıyordu bile. Bir süre sonra tüm Saral ailesi salonda toplandılar. İçlerinden sadece Ayça ortalıkta yoktu. Demirkan Saral histerik bir şekilde gülümsedi. Bugüne kadar ne zaman olması gereken zamanda yanlarında olmuştu ki Ayça? Gene de bir kız çocuğu olduğu için içini endişe kapladı. Babalık duygularına, insani duygularına esir oldu. " Ayça nerede?" Ayça ne kadar eve uğramayı sevmiyor olsa da nerede olduğunu bilmek haklarıydı. İkiz oğullarından Arın, derin bir nefes aldığında tüm bakışlar ona döndü.
" Baba ben onu arkadaşına bıraktım. Zorla beni kendisine şöför yaptı." Arın ve Anıl ikizlerdi. Ailenin en büyük çocuklarıydı onlar. Anıl ne kadar duygusuzsa Arın da bir o kadar duygusaldı ta ki Duru hayatlarına girene kadar.
İkisi de bilmiyordu ancak kız kardeşleri karakterlerini tam anlamıyla zıttına çevirecekti. Demirkan nefes aldıktan sonra başını salladı.