6. Bölüm

3.8K 204 20
                                    

Selam!

Sizce kim vurulmuştu?

Neysem , hiç uzatmıyorum

İYİ OKUMALAR MÜMİN KARDEŞLERİM

____________________

Omzumdaki sızı ile birlikte gözlerimi kırpıştırdım ve durumu idrak etmeye çalıştım. Sağ tarafa baktığımda tahmin ettiğim gibi kurşunumla teröristin vurulduğunu gördüm. Diğer tarafa döndüğümde ise şaşkınlıkla bakan 2 askerle karşılaştım.

Hala kurşunun hedefi olan askerin üzerinde olduğumu farkedince hemen üstünden kalktım. Ancak kalktığım anda başım döndüğü için sendelemiştim. Birisi hemen kolumu tuttu, kafamı kaldırınca Serdar Üsteğmen'in endişeyle ayakta durmam için bana destek verdiğini gördüm.

''Komutanım iyi misiniz ?!'' En genç olanın konuşmasıyla kendime geldim ve yarama baktım. Omzumdan vurulmuştum. Hayati bir tehlike şuan için söz konusu değildi ama kurşun derindeydi ve bu yüzden biran önce çıkartılması gerekiyordu. Tekrardan odağımı askerlere taraf çevirdim. Üzerine atladığım asker de kalkmıştı ve üçüde bana endişe ile bakıyordu.

''İyiyim aslanım sıkıntı yok.''

Kolumu tutan yani Serdar Üsteğmen konuştu. ''Komutanım nasıl sıkıntı yok vuruldunuz!'' Derin bir nefes verdim.

''Sakin olun. Ben aynı zamanda doktorum. Kurşun derinde ama şuanlık sıkıntı yok.'' Diye cevap verdim hepsini sakinleştirmek amacıyla.

Üzerine atladığım asker, ''Benim yüzümden yaralandınız komutanım . Farkemedim şerefsizi.'' En genç duran da ona destek verdi. ''Evet komutanım 3 asker farkedemedik ama siz hayatımızı kurtardınız.''

Kafamı iki yana salladım. ''Kendinizi suçlamayın, ben arkanızda olduğum için kolayca farkettim. Ayrıca biz bu mesleği kendimizi feda etmeyi göze alarak yapıyoruz biliyorsunuz.''

Ceplerimin birinden uzun bir kumaş parçası çıkardım ve vurulduğum yerin üzerine düğüm atarak sıkıca bağladım. Olabildiğince kan kaybetme hızını yavaşlatmam gerekiyordu.

Başım dönünce tekrar sendeledim. Çoğalan ağrı ile gözlerimi kapattım. Kolumu tutan el sıkılaştı ve beni yürütmeye başladı . İtiraz etmeden birkaç adım onunla birlikte yürüdüm. Durduğumuz zaman gözümü açtığımda askerlerin büyük bir kayanın üzerlerine ceketlerini koyduklarını gördüm. Oturmam için olabildiğince rahat bir alan hazırlamışlardı.

Ben sizi yerim yaa. Şapşikler.

Gülümsedim. ''Üşürsünüz oğlum ceketlerinizi giyin ben direk otururum.'' Üzerine atladığım asker, ''Yok komutanım zaten vicdan azabı çekiyoruz itiraz etmeyin lütfen.''

Daha fazla itiraz etmeden hazırladıkları kısma oturdum ve gözlerimi tekrar kapattım. Kurşunun vücudumu uyuşturmaya başladığını yavaş yavaş hissediyordum .Bilincimi açık tutmak için konuşmam lazımdı.

Üçüne kısaca gözgezdirdim.''Ben hala adlarınızı bilmiyorum . Zaten bayılmamam için konuşmam lazım. Tanışalım kısaca.''

Hepsi başlarını salladı ve en genç olan konuşmaya başladı. ''Astsubay Kıdemli Başçavuş Eymen Kara, Muğla .23 yaşındayım komutanım.'' Kumral renkte saçları vardı ve kahverengi gözlüydü. Yüzüne bakınca ben şebeğim diye haykıran bir ifadeyle bana bakıyordu. Aynı Kerem ve Alperen gibi deli dolu birisine benziyordu.

Üzerine atladığım asker, ''Üsteğmen Yiğit Öztürk, Mardin, 27 yaşındayım komutanım.'' Koyu kahverengi saçları ve siyah gözleriyle tam ideal bir yakışıklılığı vardı. Ciddi gibi dursada onda da deli doluluk hissetmiştim.

Serdar Üsteğmen ''Beni tanıyor sayılırsınız. Bende 29 yaşındayım komutanım.'' Siyah saçları ve kahverengi gözleri vardı. Sert ve ciddi bir yüz ifadesi olgunluğunu belli ediyordu, Giray abime benzetmiştim.

''Memnun oldum gençler. Bende Kıdemli Yüzbaşı Eftelya Coşkun , İstanbul'luyum ve 26 yaşındayım.''

Eymen Başçavuş merakla sordu. ''Nasıl hem doktor hemde askersiniz komutanım?''

Derin bir nefes alarak anlatmaya başladım. ''Şimdi şöyle, küçüklükten beri hayalim asker olmaktı. Ama harp okulunu kazanamazsam diye de bir yandan tıp için çalışıyordum. Harp okulunu dereceyle kazandığım için aynı zamanda tıp okuyabileceğim bir fırsat verdiler. Aslında bu bir nevi asker olduğumı gizlemek için bir meslek diyebilirim.Tıp eğitimimi bitirdim ama doktor olarak bir yerde çalışmıyorum. Zaten görevlerin ne zaman geleceği belli değil bu yüzden bir yerde çalışamam. Sadece tıp okudum, acemi doktor sayılırım.''

Hayran bakışlarıyla başını salladı. Kimse konuşmayınca kısa bir sessizlik oluştu.
''E oğlum konuşsanıza lan. Benim bildiğim normalde car car konuşursunuz. Susacağınız zamanda bayılmamak için konuşmam gereken zamana mı denk geldi? Azcık rahat olun ya, rütbemi boşverin.'' Sanki bunu söylememi bekliyorlarmış gibi derin bir nefes verdiler. Rahatladıklarını anlıyordum.

Tekrar konuştum. ''Eee hangi timdensiniz acep?''

Serdar Üsteğmen, ''Biz Eymen ile Ateş Timindeyiz komutanım, Yiğit ise Alev Timinde. Aslında biz yaklaşık üç aydır birlikte bu kamptaydık, köstebektik yani. Güvenlerini kazanmıştık ama bir şekilde ifşa olduk.''

Anladığımı belli edercesine için kafamı salladım. Kısa bir süre sonra helikopterin sesini duyduk. Yiğit ve Serdar kollarımdan tutup destek vererek ayağa kalkmama yardım ettiler ve olabildiğince hızlı adımlarla helikoptere bindik.

__________________

Sınav haftası olduğu için kısa bir bölüm oldu birde yazım yanlışı olarak pek dikkat edemedim kusura bakmayın

Yapması bir salise bile sürse de yıldıza basmaya üşenen tayfa üyeleri;

Rica etsem bir oy verir misiniz?

Okuyucu kitlesinin büyümesi dileğiyle....

ARMİNAWhere stories live. Discover now