Sarılınca geçer

298 23 18
                                    

1 hafta sonra



Kalbim yine o günkü gibi kırgındı yine aklıma o günler düşüyordu ama yine aklımın tozlu raflarında kalması için çabalıyordum .

Korkuyorum çünkü ,belki yine eski günlere dönmekten çok korkuyordum .

Sessizce Bahçede oturmuş öylece gelen geçen askerleri izliyordum. ayrı olarak fazlaca ruhsuz bakıyordum boğazımda bir yumru vardı sanki hiç gitmeyen hep gitmesi için uğraştığım .

Şu sıralar seanslarla da uğraşasım yoktu acaba izin istesem verir miydi komutan? Vermesi gerekiyordu, şuan eve gidip bolca yatmak ve sürekli ağlamak istiyordum belki reglim yaklaştığı içindi bilmiyorum ama acayip ağlamak istiyorum.

Yanımda bir hareketlilik olunca kafamı oraya çevirdim çevirmemle dibime girmiş bir adet Yüzbaşı Atakulla karşılaşmış oldum, yok şakadan değil direkt dibime girmiş! kafamı çevirince burnum yanağına değmişti ateşe değmiş gibi hemen geri çekildim, Allahtan direkt öne bakıyordu yoksa bu yakınlıkta kafamı çevirince başka bir şeye de temas edebilirdim...

Ne diyorum ben !

"Fazla ifadesizsiniz Aleda hanım "

Fazla resmi konusmamıştı, ama hanım lafına burun kıvırdım

"Lavin desen yeter hanım lafından pek haz etmiyorum da" kafasını sallamakla yetindi ben de önüme dönüp öyle boş boş izlemeye devam ettim .yaklaşık 10 dakika falan birlikte öyle boş boş oturduk .

" Ben soruma cevap alamadım Aleda " demesiyle kafamı ona çevirdim .ama onun beni izlemesini beklemediğim için ilkte biraz bocaladım,

"Hangi soru ?" Diye tepki verdim. saçma şekilde Sorduğu soruyu hatırlıyordum oysa,

" Neden bu kadar ifadesizsin Aleda?" Sakince tekrarladı sorusunu
Neden bu kadar ifadesizim gerçekten? sonra aklıma düşen şeyle bir ürperti geçti vücudum dan, bu ürpertiyi dibimde olduğu için o da hissetmişti muhtemelen ki hissetmiş gibi yüzümü daha dikkatli izlemeye başladı .

" yoo ifadesiz değilim sadece bugün kimse benimle sohbet etmiyor sıkıldım" doğruydu aslında komutan bütün askerleri tembihlemiş psikologla seansı olanlar konuşsun diye, kimse benimle konuşmuyordu artık .

" Önününe gelen askerle dedikodu yaptığın için olabilir mi " ben ona şok ile bakarken o bu halimden keyif alıyor gibiydi " Hiç öyle bakma ,aklım almıyor koskoca askerlerle dedikodu yapıyorsun .nasıl onları bu işe alet edebildin ?"

Pardonn yani ben mi onları yoldan çıkarmışım hiçte bile!

Hızla tamamen ona döndüm " bir dakika ya " işaret parmağımla kendimi gösterdim " Şimdi onları ben mi yoldan çıkarmışım ,bunu mu demek istiyorsun" kafasını ee yanii der gibi salladı ve ilk kez şuan ki sinirimi ve şaşkınlığımı sakinleştiricek bir şey yaptı hafifçe sırıttı bir kaç saniye gözlerim sırıtışında kalsa da sonra toparladım kendimi " Ne alaka be " diye çirkefleştim " bir kere onlar geliyorlardı konuşmaya ,ben değil hah şuna bak bana ne diyor " sinirle tekrar önüme döndüm ,çünkü hala gülüyordu ve gülüşü dikkatimi dağıtıyordu.
Evet çok güzel gülüyordu!

"Koğskoğca ağskeğrlermiş Allah Allah ya " bir süre sessizlik oldu sonradan yaptığım şeyi anladım, allahım adamın taklidini yapmıştım ve homurdanarak söylesem de duymuştu emindim. Sakince kafamı ondan tarafa çevirdim sırıtışı büyümüş bir şekilde hala beni izliyordu bende hiç geri vitese almadan devam ettim .

" Ne gülüyorsun be?! "

" Karşında Yüzbaşı var ve sen böyle konuşuyorsun cesaretine hayran kaldım doğrusu " boğazını temizleyip dogruldu, bu daha da yakınlaşmasını sağladı o sırada buram buram okyanus ve naneli ferahlatıcı bir koku soludum çok değişik ama bir o kadar da çok güzel kokuyordu.

Yükseliş Where stories live. Discover now