flower petals

88 9 15
                                        

İyi okumalar 🤍
-

Siyahın karanlığından aydınlanarak koyu maviye çalan gökyüzü hala güneşin tam olarak ortaya çıkmamasının verdiği izin ile ayın parlamasına yardım ediyordu. Kollarımın arasında gözlerini kapatmış hala tüm çiçeklerden güzel olan o kokusunu üzerime sindiren çocuğu izlerken zamanın nasıl geçtiği hakkında bir fikir sahibi bile değildim. Ve bir idam mahkumunun son dakikaları gibi geçen süreden sonra üzerimize doğru dökülen güneş ışıklarıyla birbirine gösteriş yaparcasına uçuşup şakıyan kuşlarla sabah gelmişti. Hızla çarpan kalbimin sesinden olması yüksek ihtimal olacak ki göz kapaklarını aralayarak benim gökyüzümü bana sundu.

Açılan sadece gözleri değil aynı zamanda baharı getiren gülüşüydü ve bu içimdeki bütün endişeyi kıştan kalan artıkları süpürür gibi götürdü. Hiç beklemediğim şekilde dudaklarıma bırakılan dolgun dudaklardan gelen öpücük gerçek anlamda beni yeryüzünün sahibi yaptı.

"Ne sırıtıyorsun sürekli? Hem hiç uyumamışsın sen."

Uyuşan bedenini rahatlatmak istercesine kalktığında hala çıplak olan tenine sarılarak bedenlerimizi birleştirdim.

"Sakin, sakin olsana. Kaçacakmışım gibi davranıyorsun."

"Kaçmayacaksın değil mi?"

Cevap niteliği taşıyacak şekilde hala kucağımdayken güneş ışıklarıyla açık pembeye dönen dudakları vücudumda gezmeye başladı. Islak ve sesli öpücükler yerini sabah rüzgarına bırakırken kalkan çocuk, tüm varlığım üzerine yemin edebilirim ki görüp görülebilecek en güzel manzaraların gerçek sahibiymiş gibi karşımda duruyordu.

Hızla üstüne geçirdiği şortu ve gömleği ile yerde olan kıyafetlerimi alarak bana uzattı. Gecenin hafif soğuk havasına katlanan vücudum ne kadar istemese de kıyafetleri alarak üzerime geçirdim.

Yerdeki renkli çiçeklerden yapılmış tacı alan çocuk, saçlarımın arasına parmaklarını daldırarak düzelttiğinde elindekini özenerek yerleştirdi.

"Dün gece, sen uyurken yapmıştım. Bu kadar yakışacağını düşünmemiştim."

Cümlesini bitirirken sanki akşamki çocuktan eser yokmuşcasına gözlerini kaçırıyordu. Aramızda gereğinden fazla uzak olan mesafeyi kapatarak özlemini duyduğum dudaklarla buluştum. Kısa süren öpücük ile geriye çekilen çocuk, çantasını yerden alarak gözlerindeki parıltıyı görmemi engellemeye devam etti.

"Bir sorun mu var? Bak, pişman olmuş olabilirsin belki ama ben gerçekten-"

"Pişman olduğum falan yok. Bu gece tekrar geleceğim. Beni beklerken yıldızları say."

Cevabımı almadan son öpücüğünü bırakıp şimdi pembenin en açık tonu olan dudakları birbirine hapsetti. Tıpkı her gece yaptığı gibi sadece bu defa fazladan bir veda ve söz bırakan çocuk nereye çıktığını bilmediğim yolda kaybolarak gözlerimin onu aramasına sebep oldu.

-

Aldığım duşun ardından vücudum mayışıp tüm gece uykusuz kalmanın ağırlığını taşıyamaz hale geldiğini belli edercesine sızlıyordu. Üzerimdeki havlu ile aynanın karşısına geçtiğimde masamın üzerinde duran çiçek tacını saçlarımın arasına yerleştirdim. Sarı saçların arasında renk cümbüşü yapan çiçekler gökkuşağını üzerimde belirtiyordu.

Aralık kapının çalınmasıyla içeriye dalan Namjoon, garip bir şekilde bakışlarını saçlarımda tutup sonra yatağımın üzerine geçti.

Moonchild/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin