sunshine

54 10 16
                                        

İyi okumalar 🤍
-

Gözlerimi alan ışık öylesine rahatsız edici boyuta ulaşmıştı ki uykunun verdiği ağırlığı bile es geçerek mecburi bir şekilde uyandım. Tavandan sızan güneş ışınları, boynunda yer edindiğim çocuğun güzel yüzünü aydınlatıyor ve sanki ihtiyacı varmış gibi daha da kutsallaştırıyordu. Uyuşan bedenimi hareket ettirmeye başladığımda çıkardığı mırıldanmalardan rahatsız olduğunu belli eden Yoongi, devam ettiğim için kollarını sardığı belime yapışarak çıkmaya çalıştığım yatağın içine çekti.

"Sanırsın tüm gece seviştin bebeğim. Uykuyla kaybedecek vaktimiz yok, biliyorsun."

Duymamazlıktan gelen çocuk uyuyor gibi yapmaya devam edip rahat bırakmamı beklese de açıkta olan sırtına bıraktığım öpücüklerle kalçalarına doğru yol aldım. Şortunun üzerinden vurduğum iri kalçalarda dün geceden kalma izlerin tazelendiğine emindim.

"Jimin-ah, beni sabah sabah azdırma lütfen. Daha annenle tanışacağım."

Evet, atladığım küçük detay vardı ki; sonunda birkaç adım ileriye gidebilmiştik. Hiç olmazsa tanımaya başladığım çocuk, bugün bize ilk kez gelip onu merakla sorup duran insanlarla tanışacaktı. Belki günün sonunda ona tatil bitiminde ne yapacağımızı sorabilecek duruma gelirdim.

"Hadi o zaman, saat daha geç olmadan çıkalım ki akşamüstü dönmeye şansımız kalsın."

Yerde olan tişörtü alıp üzerime geçirirken kurduğum cümleye tepki vermeyen çocuğa vurduğum birkaç darbe ile kaldırmayı başardım.

"Duş alsaydık hiç olmazsa, şarap döktün üstüme bebeğim."

Sarıldığım gibi omzuma düşen kafası ile hala cennetten yayılanları andıran kokusu saçlarından dağılıyordu.

"Ve hepsini güzelce yaladım Yoongi, düşünme sen."

Kediyi andıran minik gülüşlerini bırakırken boynumun gıdıklanmasına sebep olsa da geri çekilmeme müsaade etmeyen kolları yerinde sıkılaşıyordu. Başka seçenek bırakmadığı için kucağıma alarak indiğim merdivenlerde düşmek için elinden geleni yaparcasına parmaklarını karnımın üzerinde gezdiriyordu.

"Seni seviyorum Jimin-ah.."

Duraksamama sebep olan sözleri fark etmesi uzun sürmese de söylediği anda parlayan gözleri geceyi yeniden yeryüzüne indirir gibi parlaktı. Ve benim onun gözlerinden başka bir şeye böylesine ihtiyacım yoktu.

Yerimde sabit kalmam ile anladığı gibi yere inmeye çalışan çocuğu daha sıkı tutmaya çaba gösterdim.

"Ben erken davranmadım değil mi? Öyleyse eğer gerçekten-.."

Ağzımın içinde kaybolan dudaklarla karşılık verene kadar tek başıma sürdürdüğüm öpücükler, kalbinin ritimleri ile dans eder şekilde alev almaya başladı.
Sesli bir ayrılış odanın içini doldururken kızaran dudakları gördüğüm en güzel şeydi.

"Bende seni seviyorum Yoon-ah.."

Bu defa onun başlattığı öpüşmenin bitmesi isteyebileceğim en son şeyden bile uzak olduğu halde buraya geldiğim günden beri ilk kez çalınan kapı bedenlerimizi ayırdı.

Uzaklaşan çocuk, sızlanarak açtığı kapının ardında duran kadın ile kısa süren bakışmalarından sonra sarılma kısmına geçti. Orta yaşlarda olduğu belli olan güzel kadın, çenesini yasladığı omuzun üzerinden hala bekleyen bana bakışlarını indirdiğinde çoktan enseme uzanmış parmaklarım gerginlikten saçlarıma asılıyordu.

"Dışarıyı kısa zamanda cennete çevirmişsin bebeğim, bu yakışıklı çocukta atadığın bir melek mi?"

Ciddiyetini bozan pembe dudaklar dişlerini ortada bırakarak gülmeye başlayınca annesi olduğunu sandığım kadın yanıma yaklaşarak elini uzattı. Avuçlarımın arasındaki parmakları bu sıcak havaya rağmen tüm soğukluğunu koruyordu. İstemeden yüzümde oluşan gülümseme ortamda oluşan sessizlik yüzünden kaybolmak üzereyken Yoongi araya girdi.

"Jimin ile tanıştırayım seni anneciğim, burada yazı geçirmeme sebep olarak bahsettiğim kusursuz çocuk. Bu güzel kadında ne kadar genç görünse de benim annem bebeğim."

"Tanıştığıma memnun oldum Signora, oğlunuzun eşsiz yüzü sanırım sizden geliyor."

Konuşmaya devam ederken ikimizin de oturmasını sağlayan Yoongi, akşam ikincisini açmaya vaktimizin kalmadığı şarap şişelerinden birini getirdi.

"Tatlı olduğun kadar da kibarsın küçük bey, sana ayrıca teşekkür etmek istiyorum çünkü Yoongi'yi yazı burada geçirmeye ikna etmek bizim açımızdan inanılmaz derecede zordu. Ama biz gelmeden sen o işi halletmişsin, tabi aksinin olması mümkün durmuyor."

"Yoongi'nin erkenden gelerek yazın tadını çıkardığını sanıyorum fakat siz çok geç kalmışsınız efendim. Neredeyse sonbahara gireceğiz ve maalesef yollarımız bu güzel yerden ayrılacak. Yine de size bu kısa zamanda güzel anlar yaşamanızı diliyorum."

Resmiyeti atamadan ilerleyen konuşmaların üzerinden çok geçmeden kadın evlerine geçmek için izin alarak yanımızdan ayrılınca ikimizde bize gitmek için yola çıktık.

Hissetmek yoğunlaştıkça kalbiniz hızlanmadan duramaz ve kendisi ile beraber nefesinizi de düzensizleştirerek sizi bir döngüye sokar. Uzun zamandır beraber olduğum bu çocuğun o zarif parmaklarını kaçıncı tutuşum olduğunu bilmesem bile hala böylesine büyük duygular beni ele geçiriyordu. Parmak uçlarımın ritim tutarak baskıladığı teni benim için gökyüzünün yeryüzüne inmiş hali idi.

Sanki daha önceki hayatlarımız bizi öylesine yormuş öylesine yıpratmış ki bize verilen en ufak şeylerden sayılan bu anların yaşattığı duygular hepsini telafi etmek ister gibi vücudumuzu sarıyordu. Elleri, parlak üst dudaklarının arasındaki o küçük boşluk, gülüşü çiçek açarken suya ulaşmak için yol alan kökler gibi burnunun üzerini saran izler, her zerresi için çıldırdığım bacakları ve işte beni bu hayatın içinde tutan o eşsiz parlaklığa sahip olan ay gibi kusurları mükemmel hale getiren gözler..

Bu çocuğa nasıl aşık olduğumu nasıl içimi dolup taşıran hislerin sahibi olduğunu anlatma şansım olmadığı için yetersiz kalan o tüm kelimelere her nefesimde lanet okuyorum. Ve evrenin gürültüsünün içinde bana en güzel notaları dinlettiren varlığımın asıl nedenine dönüşen çocuğa her temasımda bana verilen için minnettarlığımı sunuyorum.

Zihnim benimle dalga geçer gibi düşüncelerimi tekrar ederken çoktan akşamı bulan günün sonunda sol omuzuna yerleştiğim çocuk ileri geri giden salıncağı durdurdu. Kafamı kaldırdığım gibi buluşan gözlerimiz sayesinde şimdi hayatımın en güzel anlarını bana yaşatıyordu.

"Anneme gitmekten bahsettiğin an içimi bir boşluk hissi doldurdu ve ben bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum. Seninle beraber geçirdiğim her saniye beni çok farklı duyguların uç kısımlarında gezdiriyorken bunu sonlandırma ihtimaline sahip en küçük sorunu bile hayatımda tutmak istemiyorum. Sen ve senin olanlar benim için burada iken sensizliği benimsemiş hiçbir şey gözlerimi daha fazla büyüleyemez. Ben her defasında aldığımız yolun büyüklüğü karşısında eğiliyorum Jimin ama eğer önümüzde bir son ihtimali varsa seni benden uzak tutacak her şeyi reddederim. İnan bana bunun ne olduğunun benim için hiçbir değeri olmaz bile fakat senin hislerinde en ufak bir farklılık bulunuyorsa bana şimdi bunu söyle ki daha fazla kendimi kaptırmayayım."

Ne dudaklarımı aralayacak bir kelimeye ne de onun dışında bir görüntüye ihtiyacım vardı. İçinde tek bir kusur bile barındırmayan bu ilişkiye karşı sadık olmak benim için en iyi yaşam şekli iken karşılığını alıyor olmam ruhumun bu evrenle olan ilişkisini kesmişti. Şimdi ise sadece Yoongi sadece onun gözleri ve onun gözlerinde parıldayıp duran minik yıldızlar vardı.

-
Bölüm atamadığım için üzgünüm ama maalesef dersler yüzünden pek vaktim olmuyor. Kısa da olsa umarım bölüm hoşunuza gitmiştir.
Ve aradan geçen zamanın aklınızda kopuk kalmasını istemediğim için yavaş yavaş ilerleyen her günleri birlikte bitip başlayan ilişkileri var şimdilik.

🧡

Moonchild/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin