1.6

305 38 50
                                    

hoşgeldin aşkk. bölüme geçmeden oyları unutmayalım. öpüyorumm.

🌑

Hayatımın en tuhaf anlarından birinin içindeydim. Hemşire beni öylece bırakıp gittikten sonra bir süre kendime gelemedim. Sadece ufak bir tesadüf olabilirdi. Ya da hemşire yanlış anlamış olabilirdi. Öğrenmek için odaya girmem gerektiğini biliyordum. Ama nedense içimdeki tuhaf hisse engel olup adımlayamıyordum o yöne.

Sonunda cesaretimi toplayıp kapıyı tıklattım. Birhan'dan ses gelmeyince onu beklemeden kapıyı açıp odaya girdim. Hasta yatağında yarı uzanır bir şekilde gözleri kapalıydı. Uyandığını söylemişlerdi. Neden gözleri kapalıydı ki? Belki de dinleniyordur diye düşünüp geri geri adımladım. Tam odadan çıkacaktım ki onun,"Gelsene," deyişi beni durdurdu.

Kafamı çevirince gördüğüm şey gözleri üzerimde olan biraz yorgun görünen Birhan'dı. Hemen toparlanıp ona döndüm. "Çok geçmiş olsun. Hemşire bir şeyler dedi ama sanırım yanlış anlamış. Ben annenleri çağırmaya gideyim. İnsanlar çok üzülüp telaşlandılar."

"Hemşire yanlış falan anlamadı. Senden daha doğru anlamış sanırım," derken hafifçe gülümsemeye çalışmıştı. Ona doğru birkaç adım atıp yatağının yanında durdum. Kaşlarım çatılmıştı. "Su Perisi. Uzun zamandır seni bekliyorum."

Neredeyse sendeleyecektim. Nasıl yani? Ne demişti o? Beni mi bekliyordu?

"Anlayamadım?" dedim düz tutmaya çalıştığım sesimle. Kekelemediğim için kendime minnettardım. "Beni mi bekliyordun?"

Yakışıklı yüzü biraz solgundu. Yaşadığı olay gerçekten çok büyüktü. Şuan burada konuşuyor olabilmesi bile mucize sayılırdı. Güzel gözlerini gözlerimden koparmadan yatağın boş olan kısmına eliyle vurdu. Oturmam için. "Otursana,"

Komut alan bir robot gibiydim. Dediğini hemen yaptım çünkü gerçekten bir şok yaşıyordum. "Katran sen misin?" diye sordum hiç uzatmadan. Şimdi öğrenmezsem aklımı kaybedecektim.

Bakışları bendeyken kafa salladı hafifçe. Tek kelime dahi etmedi. Sadece ufak bir baş hareketiyle beni onayladı. Oturduğum yerden hızlıca ayağa kalktım. Bunu beklemiyor olacak ki hafif şaşkındı. "Beni bunca zaman kandırdın mı yani? Eğlendin mi benimle?"

Kaşları daha da çatıldı. Doğrulmaya çalıştı ama canı çok yanmış olacak ki derin bir nefes alıp tekrar kendi pozisyonuna döndü. "Su Perisi saçmalama. Seninle eğlenmek amaçlı yapmadım. Yaptığım her şey gerçekti. Ciddiydi. Yemin ederim öyle. Beni yanlış anlamanı istemiyorum. Her şeyin doğru zamanı var derken bundan bahsediyordum. Başıma böyle bir şey geleceği belliydi. Seni riske atamazdım. Seninle yanyana gelemezdim. Öylece uzaktan izlemek zorundaydım."

Uzun bir konuşma yaptığı için yorulmuş olmalı ki tekrar derin bir nefes aldı. Ben ayakta öylece dikilirken neden gözlerimin dolduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Çok saçmaydı. Neden ağlamak istiyorum ki sanki şuan?

Davette onunla tanışmak için ellerimizin temas etmesini bile Katran yanlış anlar diye üzülüp, açıklama yapmıştım. Açıklama yaptığım kişi bile kendisiymiş. Benimle resmen oyun oynamış.

"Güzelim bana bak. Aklından neler geçtiğini düşünebiliyorum şuan. Her şeyi toplayınca olumlu bir profil çıkmıyor. Farkındayım. Ama izin ver anlatayım. Bu durumun yaşanacağını, saldırıya uğrayacağımı biliyordum. Bunu bile bile sana kendimi gösteremezdim. Anlamaya çalış."

Onun dediği hiçbir şeyi anlamıyordum. Anlayamıyordum. Geri geri adımlarken gözümden akan bir damla yaşı hızlıca sildim. Ama o görmüştü işte. Yüzünü buruşturdu. Yapma dercesine.

KATRAN +18 | TextingWhere stories live. Discover now