12. Bölüm

33K 1.2K 381
                                        

Küçük bir kutu uzattı. Elime aldım içini açınca eski zümrüt bir küpe vardı. Bir karana bir küpeye baktım.

"Karan.. Bu belliki değerli bir küpe ben bunu kabul edemem al bunu lütfen."

Dedim ve Karan'a doğru uzattım.

"Lütfen Vera benim için çok değerlisin o yüzden lütfen bunu kabul et."

"Karan sende beni anla ben böyle birşeyi kabul edemem."

"Bunu kabul et ve dinle beni olur mu Vera."

Verdiği hediyeyi kabul edemezdim ama anlatıcaklarını dinleyip öyle verecektim. Dikkatle karanı dinledim.

"Vera bu annemden bana kalan daha çok manevi değeri olan bir küpe."

Annesinden kalmış ve manevi değeri olan bir şeyi bana niye veriyor ki. Dinlemeye devam ettim.

"Bunu annem ileride gerçekten hak edecek kadına ver demişti. Vera, ben senin ilk fotoğrafını gördüğim günden beri sana aşığım bu nasıl oldu hiç bilmiyorum ama seni yakından tanıyınca bu duygumla başa çıkamaz oldum."

Gözlerim dolu dolu olmuştu. Hiç bir şey diyemedim. Karan ela gözlerini gözlerime dikti olumsuz birşey dememden korkar gibiydi.

"Vera biliyorum çok saçma bir şekilde tanıdın beni ama lütfen olumsuz birşey söylemeden önce bir düşün olur mu." Dedi.

"Karan ben..."

Olumsuz konuşacağımın farkına varmış olmalıydı ki.

"Lütfen Vera acele etme sadece düşün olur mu"

Başımı salladım. Birşey söyleyemedim. Karan kararsızlığım karşısında üzülsede bir şey demeden odamdan çıktı.

Odadan çıkar çıkmaz ağlama duygumu bastıramadım daha fazla, neden ağladığımı bilmiyordum bile. Sesiz sesiz ağlıyordum sadece.

Ben aşık olmak istemiyordum. Benim amaçlarım hedeflerim çok daha başkaydı aşkı hayatıma sokmayı bile düşünmüyordum. Ama neden bu kadar içim yanıyordu ağlarken.

Ben yapamam Karan ile bunu istemeyerek de olsa Karan'a söyleyecektim. Yarın onunla konuşacaktım şimdi uyusam iyi olacaktı.

Yatağıma girdim günün yorgunluğu ve Karan'ın söylediklerini düşünerek uykuya daldım.

Gece uykumdan bir elin ağzımı sıkı sıkı kapatışıyla uyandım. Yüzünde yara izleri olan biri hiç bu evde görmediğim biriydi, eliyle ağzımı kapatmış çığlık atmamı engelliyordu ne kadar çırpınsamda iri cüsseli bu adamdan kurtaramadım kendimi.
Yüzüme eğilip sesiz sesiz konuşarak

"Şşşt kıpırdama ve sessiz ol yoksa ölürsün." Dedi.

Gözlerim irice açılmış ve korkulu gözlerle adamın dediklerini dinliyordum. Elini yavaşça ağzımdan çekti. Tam bağıracakken tekrar ağzımı kapattı.

"Anlaşıldı."

Dedi ve bir anda gözlerimin karardığını hissettim. Bu gördüklerim rüyadır diye çok dua etmiştim içimden.

Başımda bir uğultu vardı. Gözlerimi harabe bir odanın içinde sandalye ye bağlı olarak buldum.

Yüzü yaralı adam ve iri cüselli bir adamda benimle beraber bu odadaydılar. Arkaları dönük birşeyler konuşuyorlardı.

"Kimsiniz siz ."

Dedim ikiside arkasını döndü ve iri cüsseli adam bana sırıtarak bakıp.

"Oo uyandın mı güzellik."

"Kimsiniz..benim burda ne işim var."

"Karan'ın seni herkesden saklamasını daha  iyi anlıyorum şimdi."

Dedi ve iyice içime girdi elinin tersiyle yanağımı elleyip konuşmaya devam etti.

"Bu güzelliği bende olsam kimseye göstermezdim." Dedi.

Adamın eli yüzümde gezindikçe tiksiniyordum bana yakın olan yüzüne olduğu gibi tükürdüm. Bu adamı oldukça sinirlendirmişti ki elinin tersiyle yüzüme bir tokat attı. Burnumu kanatmıştı. Hiç acısını takmadan dimdik durdum.

Aciz gözükmek istemiyordum.

"Seni pis sürtük" dedi iri adam..

"O pis ellerle bir daha bana dokunma."

"Küçük hanıma bak sen Neşter.. görüldüğü kadarda hırçın bizim güzellik."

Dedi iri adam Neşter dediği kişiye. Adamın yüzündeki derin yaradan dolayı adı Neşterdi. Belli etmesemde çok korkuyodum ne amaçla buraya getirdiklerinden de hiç bir fikrim yoktu.
İri adam konuşmaya devam etti.

"Seni buraya Karan Soyukan'ın babası Etem Soyukan buraya getirtti küçük hanım. Şimdi gelir bakalım onada bu yaptıklarını yapabilecekmisin?."

Beni Karan'ın babasımı kaçırtmıştı yani. Neyin içine düşmüştüm böyle bir kaç hafta içinde başıma gelmeyen kalmamıştı. Gerçekten çok yorulmuştum artık.

İçerdeki iki adam kendilerine çeki düzen verdiler kapıya doğru baktığımda dedikleri kişi Karan'ın babası gelmişti.

Bu adam yaşlı olsada heybetli bir o kadarda gaddar duruşlu birine benziyordu. Bana doğru yaklaştı sonra içerdeki iki adama bakıp.

"Size demedim mi kıza zarar gelmeyecek diye."

İri cüsseli adam konuştu.

"Beyim istemeden oldu."

"Sizin yapacağınız işin içine tüküreyim beceriksizler." Dedi.

Tekrar bana bakıp.

"Karan bey'in kıyamayıp bana veremediği güzelliği sonunda bizde görmüş olduk."

"Benden ne istiyorsunuz." Dedim.

"Seni istiyoruz. Şuan benim için çok kıymetlisin güzellik senin sayende milyonluk anlaşma yapıcam."

Karan'ın dediği anlaşmadan bahsediyordu galiba. Adamlarına bakıp.

"2 gün burda kalacak kılına bile zarar gelirse sizi öldürürüm bilmiş olun." Dedi

İki adam oldukça korkuyorlardı Karan'ın babasından duruşu bile insanı korkutuyordu bu adamın. Adamlar iki elini önlerinde birleştirip

"Tamm beyim." Dediler

Karan'ın babası gitti ve bu adamlarda çıkıp üzerime kapıyı kilitlediler. Acaba Karan yokluğumun farkına varmışmıydı. Beni aramışmıdır diye düşünmeye başladım. Hem arasada beni nasıl bulucaktı burada.

Karan'a o kadar alışmıştım ki aklımdan hiç çıkmıyordu. Nasıl bu kadar içime işlemiştiki bu adam.

Çok susamıştım sabah olmuştu adamlar içeri girip su ve bir parça ekmek verdiler elimi çözmüşlerdi yemek yemem için ama kapıyı geri kilitlemişlerdi.

Bir parça ekmek ile suyu içtim. Halsiz kalmak istemiyordum bu adamların bir boşluğunda burdan belki kurtulabilirdim.

Babamın BorcuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin